reklam

16 Mart 2004 Salı
Ana Sayfa > Haberler

Kuzeyin Venedik’i, Amsterdam

Dünyanın elmas ve diğer değerli madenler işleme merkezlerinden de olan Amsterdam, tam anlamıyla bir “özgürlükler kenti”.

Tamamen kazıklar üzerine inşa edilmiş olan şehirde, 1300’e yakın köprü var. Topraklarının 4’de birini denizden kazanan Hollanda’da, kurak ülkelerin tersine amaç toprağı kurutmak.

Hollanda, Konya büyüklüğünde bir ülke. Ülkenin yüzölçümü 41 bin 864 kilometrekare (km2) ama bu alanın yaklaşık 4 bin km2’si nehir, kanal ve göllerle kaplı. Denizden 9 bin km2’nin üzerinde toprak kazanılmış (Kıbrıs adası kadar, İstanbul ilinin yaklaşık 1.8 katı). Yani nehir, kanal, göl alanları ile denizden kazanılan alanlar dışındaki yüzölçüm 28-29 bin km2’de kalıyor. Hollanda, denizden 300-400 yıldır toprak kazanıyor. Bunu da sığ suların olduğu yerde denize set çekerek, iç taraflarda da kanallar kullanarak yapıyor. Bu nedenle Hollanda’nın dörtte biri deniz seviyesinin altında (en dip nokta -6.7 metre, en yüksek dağ 321 metre) bulunuyor. Bundan dolayı ülkenin çeşitli dillerdeki adı “alçak ülke” anlamına geliyor. Hatta, “dünyayı Tanrı, Hollanda’yı Hollandalılar yarattı” şeklinde bir Hollanda atasözü bile var.

Kapitalizmin doğdu yer olan Hollanda, tahta ayakkabı, lale ve yel değirmenleri ülkesi olarak da biliniyor. Özellikle 17. yüzyılda Avrupa’nın finans ve ticaret merkezi Hollanda, bu özelliğini zamanımızda da belli oranda sürdürüyor. Geçmişte dünya ticaretinin önemli bölümünü elinde tutan, 2 milyon km2 büyüklüğündeki Endonezya’yı, 1.2 milyon km2 büyüklüğündeki Güney Afrika’yı, Latin Amerika’daki Guyana’nın bir bölümünü, Hollanda Antilleri’ni, Kuzey Amerika’nın kuzey doğu kıyılarını sömürgeleştiren Hollandalılar, New York şehrini de kurmuşlar. New York, Yeni Amsterdam adıyla kurulmuş.

Hollanda, kuzey doğu Amerika (New York ve çevresi), Güney Afrika’yı (Boer savaşıyla) İngilizlere kaptıran Hollandalılar, Avrupa’nın önemli ırmak ağızlarını içine alan elverişli konumu ve topraklarının küçük olması nedeniyle denizcilik ve ticaret alanında tarih sahnesine adını yazdırmış milletlerden biri.
Ünlü ressamlar Van Gogh ve Rembrandt’ın da ülkesi olan Hollanda, 17. yüzyılda baskıdan kazan bütün aydın ve sanatçıların sığındığı bir ülke olmuş. Ülke, bu özelliğini günümüzde de bir “özgürlükler ülkesi” olarak sürdürüyor.

Hollanda’nın en tanınan ve tarihi kenti başkent Amsterdam. Tamamen kazıklar üzerine inşa edilmiş olan şehirde 1300’e yakın köprü var. Amsterdam görünürde başkent ama parlamento, başbakanlık ve bakanlıklar La Hey kentinde bulunuyor. Sadece Kraliyet Sarayı Amsterdam’da ama kraliyet ailesi de genelde sarayda kalmıyormuş. Saray, resmi toplantı ve kabullerde kullanılıyormuş. 300 binin üzerinde Türkün yaşadığı Hollanda’da Türkler dünyanın en büyük liman kentlerinden olan Roterdam’da daha yoğunlar.

Şehir tam bir kanallar şehri. Sanki kanallarla dantel gibi işlenmiş. Bazı alanlarda neredeyse her 100 metrede bir kanal var. Bu nedenle kuzeyin Venedik’i olarak da tanınıyor. Bütün kanallar birbirine bağlı durumda. Kanalların temel görevi, topraklar deniz seviyesinin altında kaldığı için su baskınlarından toprağı korumak. Çünkü yağan yağmurların da denize boşaltılması gerekiyor. Kanallardaki su düzenli olarak denize pompalanıyor, karşılığında oksijenli deniz suyu kanallara boşaltılıyor. Kurak ülkelerin tersine Hollanda’da amaç toprağı kurutmak...

Şehirde her şey düşünülmüş. Konut vergisi vermek istemeyenler tekerlekli evlerde yaşıyorlar. Burada daha çok romanlar kalıyor. Kanal evleri var. Kanaldaki evlerde doğalgaza kadar her türlü konfor da mevcut. Köylerin şehirlerden farkı yok. Tenis kortları, yüzme havuzları bulunuyor. Gençler için apartmanlar var. 55 yaş üstü kişilerin kaldığı bloklar var. Kentin patronu belediye. Şehrin büyük bölümü belediyeye ait durumda. Belediye toprakları halka en çok 99 yıllığına kiralıyor. Bina sizin olsa da istediğiniz gibi kiralayamıyorsunuz. Kira bedelini ve kime verileceğini belediye saptıyor. Örneğin yaşlılar için ayrılmış bloklara genç kiracı alamıyorsunuz.

Bloklar Üzerinde Bir Şehir: Amsterdam
Şehirdeki binalar, oynak toprak nedeniyle zemine çakılmış 30 metrelik ağaç bloklar üzerine oturtulmuş. Şimdi beton bloklar kullanılıyor ama şehir merkezindeki çoğu bina çok eski olduğu için ağaç bloklar üzerinde. Blokların kum alt kısmı kumda olduğu için sağlam ama üstte su ve havayla temas eden yerler çürüyor. Bu nedenle binalarda çökme çok yaygın. Bakıyorsunuz bina öne, arkaya veya sağa, sola yatmış. Ama Hollanda bir deprem ülkesi olmadığı için bu durum tehlike arz etmiyor.

Binaların ön cephesi çok dar. Bunun sebebi de eskiden cephe genişliğine göre vergi alınmış olması. İnsanlar daha az vergi vermek için cepheyi dar tutmuş, binayı arkaya doğru uzatmış.

Neredeyse tamamı bitişik nizam olan binalarda ön cephenin yıkılmaması için süslü demir perçinlerle cepheler iç tarafa tutturulmuş. Merkezdeki bu binaların önemli bir kısmı özel kişilere ait durumda ama binaların sadece temellerini sağlamlaştırma işi 100 bin euroyu (162.8 milyar lira) buluyor. Kişiler bu işi yaparken belediyeden yardım alıyorlar. Belediye bir kez eline geçirdiği mülkü, kişilerin kullanımına sunuyor ama mülkiyeti devretmiyor. Köylerde 3 katlı bitişik nizam villaların fiyatı 385 bin euroyu (yaklaşık 627 milyar lira) buluyor.

Ülkede işsizlik ücreti 1200 euro (yaklaşık 1.95 milyar lira), en niteliksiz iş 1400 euro (2.3 milyar lira). Ev temizliğine gidenler saat başına 5 euro (8.1 milyon lira, günlük 65 milyon lira) alıyorlar.

Her tarafta yel değirmenleri var. Geçmişte yel değirmenleri denizden kazanılmış toprakları su baskınlarından korumak için kullanılmış, günümüzde gelişmiş teknolojiler ve setler kullanılmakta. Yine de ülkede hala 1000 adet dolaylarında çalışır durumda yel değirmeni var. Yel değirmenleri turistik gezilerin bir aracı olmuş durumdalar.

Ülke Tek Bir Kent Gibi
Ülke tek şehir gibi. Amsterdam’dan Belçika sınırına yakın Eindhoven’e giderken bile şehiriçi gibi trafik var. Amsterdam’dan en uzak nokta 150 kilometre dolaylarında. Türkiye’nin 19’da biri kadar küçük bir ülke olan Hollanda’da 92 bin 39 kilometre karayolu (Türkiye’nin 4’te biri kadar), 2 bin 118 kilometre otoyol (Türkiye’den fazla), 2 bin 798 kilometre demiryolu (Türkiye’nin 3’te biri kadar), 5 bin 43 kilometre ülke için su yolu var.

Amsterdam’daki denizden 4.5 metre aşağıdaki Schipol Havalimanı, dünyanın büyük havalimanlarından biri, Roterdam Limanı ise New York ve Singapur’la birlikte dünyanın en büyük limanlarından biri.

Ülkenin simgelerinden biri de tahta ayakkabılar. Geçmişte el aletleri kullanılarak yapılıyorlarmış ve uzun sürüyormuş. Şimdi tahta takozlar ıslak durumda makineye konuyor. Tıpkı anahtar yapma makinesi gibi çalışan makineler, 3-5 dakikada bir ayakkabı üretebiliyorlar. Daha sonra 2 haftada kurutulan ayakkabılar (yaşken için üflendiğinde su fışkırıyor) boyanıyor. Bazı ayakkabılara işlemeler de yapılarak süsleniyor. Erkek ayakkabıları büyüklüğü ve işlemesine göre 9.9 euro (16 milyon lira), kadın ayakkabıları 27.9 eurodan (45 milyon lira) başlıyor, 56.5 euroya (92 milyon lira) kadar ayakkabı var.
NTVMSNBC

 

Mart 2004 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04 05 06 07
08 09 10 11 12 13 14
15 16 17 18 19 20 21
22 23 24 25 26 27 28
29 30 31
diğer aylar için tıklayın

ARKIMEET

ERTELENDİ!!

ARKIMEET Konferans Serisinin davetlisi olarak,  Ben van Berkel 27 Nisan 2004 günü Saat: 19:00'da Askeri Müze Kültür Sitesi Büyük Konferans Salonu'nda konferans verecek.

Davetiye için tıklayın.

 


Philips Armatür'ün katkılarıyla

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz