reklam

23 Mart 2004 Salı
Ana Sayfa > Haberler

Seçimi Beyoğlu ve İstanbul kazansın

İstanbul'a ‘‘Pistanbul’’ adını ben taktım (‘‘Tarih Bağışlamaz’’ Varlık Yayınları, 1994; S.67). İstanbul delisi değilim ama kent bilincim var.

Beyoğlu nostaljisiyle cayır cayır yanan bir hayalperest hiç değilim. Ama Beyoğlu'na saygım var. ‘‘Geçmişe mazi yenilmişe kuzu!’’ dendiğini de hayattan öğrendim. Var olanı mantık ölçüleri içinde korumanın, her türlü kültürel mirasa sahip çıkmanın gerektiğine inanırım. Buna vatandaş bilinci, kent bilinci denir.

Klasik bir İstanbul ve Beyoğlu hayranı olmadığımı bilen bir yakın dostum, beni karşısına oturtup, önce Beyoğlu'nu, sonra İstanbul'u bekleyen büyük tehlikeyi anlattı bana:

‘‘Beyoğlu İlçesi Sütlüce'ye kadar Altınboynuz'un bir yakası, Dolmabahçe'ye kadarsa boğazın bir yakasıdır. Bu ilçe; Suriçi'yle birlikte bünyesinde barındırdığı Galata ve Pera semtleriyle ‘tarihi' İstanbul'u temsil eder. Ya kendisini çembere alan gecekondu yerleşmelerinin baskısı ve varoş baskınları sonucunda yok olacaktır, ya da barındırdığı kentsel SİT korunarak İstanbul'u temsil etmeye devam edecektir. Bu durum, tamamen ve doğrudan doğruya hangi anlayış tarafından yönetildiğine bağlıdır. Mevcut iktidar, 4690, 4706, 4916 sayılı yasalar çıkarmak suretiyle Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Hazine'ye ait yerleri işgal edip buralarda plansız, projesiz, izinsiz yapı konduranlara tapu vermeye hazırlanmaktadır. Bu uygulama Beyoğlu'nu kuşatan gecekondular için de herhalde yapılacaktır.’’

Yakın dostum ardından ‘‘İstanbul'da, Beyoğlu'nda, Cihangir'de oturuyorsun, kentine, ilçene, mahallene sahip çık!’’ dedi. Ben de kızıp:

‘‘Sen ne demek istiyorsun, kimse bana sorumsuz yaşadığımı, yazılarımı sorumluluk bilincinden ázede yazdığımı söyleyemez!’’ dedim.

‘‘Sana sorumluluk bilincinden uzak olduğunu söyleyen yok. Gel sana, pencere ve kapıları kırılıp sergi dükkanına dönüştürülen tarihi mirasları göstereyim; buralarda telefon kartı, prezervatif satıyorlar!’’

Yerel yönetim seçimlerinde kim oy verecek? Vatandaşlık ve kentlilik bilincine sahip politik seçmenler mi, yoksa politik seçmen olamamış cemaat mensupları ile tarikat müritleri mi?

İstanbul’da seçim bu iki kitle arasında geçecek. Daha açık söylemek gerekirse vatandaşlık ve kentlilik bilincine sahip İstanbullular ile İstanbul'da işgal ordusu gibi yaşayan yığışımsal kitleler arasında... Osmanlı ordusuna, işgal ettiği kentlerde yağma için 24 saat, 48 saat izin verilirdi. 29 Mayıs 1453'te de böyle oldu. Ama 1955'ten sonra İstanbul'u istila edenler, İstanbul'a ayak bastıkları ilk andan itibaren bu kenti tam 50 yıldır yağma etmekteler.

‘‘Bu bizim örfümüze, ticari anlayışımıza sığmaz!’’ diyerek çıplak kadınlı krem reklamını protesto eden bir Sanayi Bakanı'nın zihniyeti, o reklamdaki güzel ve çıplak kadına benzeyen İstanbul'u anlayamaz. Beyoğlu'nu, İstanbul'u ve Türkiye'yi kendi örf ve adetine sığdırmak için her çareye başvuranlara kent bilinçli vatandaşların ‘‘Geçit yok!’’ demeleri gerekiyor. Kentlerimizin töre cinayetlerine kurban edilmesine izin vermeyelim!
Hürriyet - Özdemir İnce

 

Mart 2004 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04 05 06 07
08 09 10 11 12 13 14
15 16 17 18 19 20 21
22 23 24 25 26 27 28
29 30 31
diğer aylar için tıklayın

ARKIMEET

ARKIMEET "Çağdaş Hollanda Mimarlığı" Konferans Serisinin davetlisi olarak,  Willem Jan Neutelings 6 Nisan 2004 Saat: 19:00'da Askeri Müze Kültür Sitesi Büyük Konferans Salonu'nda konferans verecek.

Davetiye için tıklayın.

 


Philips Armatür'ün katkılarıyla

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz