Anadolu paramparça
10 yıldır tahribat gören tarihi eserleri belgelemeye çalışan TAY ekibi
bu yılki keşif gezisini tamamladı. Ekibin tespit raporu ise korkunç: Üzerinden
tren yolu geçen arkeolojik alanlar, parçalanmış höyükler, dozerle kazı
yapan müze yetkilileri, define avcıları...İşte 2004 Türkiye'sinden tarih
manzaları.
10 yıl önce arkeoloji öğrencilerine kalıcı belge bırakmak ve zarar gören
tarihi yapıları korumak amacıyla bir araya gelen TAY ekibi arkeolojik yerleşimlere
ilişkin çalışmalarına devam ediyor. Tay Koordinatörü Oğuz Tanındı
'Arkeoloji öğrencisi olduğum yıllarda Türkiye'nin hangi ilinde, ne gibi
tarihi yapılar var bilmiyordum. Öğrenmek isteyip araştırdım. Ancak hiçbir
bilgiye ulaşamadım. Bu da beni kamçıladı. Mezun olduktan sonra böyle bir
proje yapmayı kafama koydum. Gönüllü arkadaşlarımla birlikte çok güzel işler
ortaya çıkartıyoruz. Ama birçok kurum yaptığımız işin önemini hala
fark edemedi' diyor.
Cumhurbaşkanlığı Bile İlgilenmiyor
Her yıl olduğu gibi bu yıl da gittikleri bölgelerdeki tahribatı gözler
önüne seren bir 'Arkeolojik Tahribat Raporu' hazırlayan TAY ekibi, Türkiye'deki
kültür varlıklarının korunmasına yönelik çalışmaların yetersiz olduğunu
düşünüyor. Tarihi yerleşim merkezlerinden biri olan Ağrı'nın Mesuri bölgesinde
TEDAŞ'ın yüksek gerilim hattı çektiğini fotoğraflayarak belgelediklerini
söyleyen Oğuz Tanındı 'Bu yılki arazi çalışmalarında Mesuri bölgesinde
TEDAŞ'ın bilinçsizce bir yüksek gerilim hattı kurduğunu gördük. Bu hattın
betonları dört metre derine inerken verdiği tahribatı söylemeye gerek bile
yok. Ama tek vaka bu değil. Marmara, Ege, Akdeniz, Güneydoğu Anadolu ve İç
Anadolu bölgelerinde de ciddi hasarlar var. Bu arada definecilik de ayrı bir
tehlike. Kaçak kazılarda iş makineleri kullanılarak eski yerleşmelere inanılmaz
zarar vermişler. Bölge halkı da tarım alanlarını genişletmek adına bu
tahribatı görmezden gelmiş' diyor.
Jandarma Eşliğinde Dozerli Define Avı
2003 yılı çalışmaları sonucunda yapılaşma nedeniyle ortaya çıkan
tahribatın çoğunlukla Köy Hizmetleri, DSİ, Karayolları gibi devlet
kurumlarının çalışmaları sonucunda gerçekleştiğini söyleyen ve 'Yol
yapımı, baraj inşaatı, elektrik direkleri gibi unsurlarla birçok eski yerleşim
tahrip edilmiş. Böyle devam edersek gelecek nesillere kültürel miras diye
bir şey bırakamayacağız. Doğu Anadolu'da birçok müze tadilat nedeniyle
kapalı durumda. Biz başta Cumhurbaşkanlığı olmak üzere pek çok makama
rapor gönderdik. Maalesef dikkate alınmadı' diyen Tanındı sadece kolay para
ile ilgilendikleri için definecilere de öfkeli. Tanındı 'Bilimsellikle bağdaşmayan
bu kazıların tahribatına devlet de yasal zemin hazırlanıyor. Muş ili,
Bulanık ilçesi, Üçtepe köyünde yer alan Değirmetepe yerleşmesi de yapılan
kazılarda bunun en güzel örneği. Çünkü bu kazı 2002 yılında müze ve
jandarma denetiminde dozer kullanılarak yapılmış. Bu yasal defineci kazısında
orada yer alan höyüğün güneybatı yamacı 'U' şekline alınarak
tabakalanma yok edilmiş' diyor.
Saha çalışmaları sırasında Van, Siirt, Muş, Tokat / Zile'de defineciliğin
yoğun olarak görüldüğünü belirten TAY gönüllüleri, Amasya, Samsun,
Sinop, Kastamonu Köy Hizmetleri, DSİ ve Karayolları gibi kurumların sebep
olduğu zararların ortada olduğunu; Elazığ ve Erzurum'da da tahribatın çarpık
yapılaşmadan kaynaklandığını, birçok çağdaş köyün arkeolojik yerleşmelerin
üzerine kurulmuş olduğunu belirtiyor. Gönüllü gençler ise 'Bizim gönüllü
yaptığımız saha çalışmalarında ortaya çıkan eski yerleşimlerden
ileride gençler yararlanacak. Bu çok önemli. Ancak sadece bizim emeğimizle
olacak bir şey değil. Bu konuda tüm şirketlerin yardımda bulunacağı bir
alan var' diyorlar.
Akşam
|