Murat Belge ve Tansel Korkmaz Alan Okumaları'nın Konuğuydu
5 Mayıs 2004 Çarşamba akşamı
Yapı Kredi Sermet Çifter Salon'unda üçüncüsü gerçekleşen Alan Okumaları'nın
konusu "Bulvarlar"dı.
Kendisi de Ankaralı olan Tansel Korkmaz, okumanın odağı olarak seçilen
Ankara Atatürk Bulvarı'nı eski gazete küpürlerinden derlediği imgelerle
sisli bir hatırlatma yaparak panele başladı. Bulvarın bugünkü tanımına
batı dünyasının "modernin inşaası" ile ilgilenmeye başladığı
18.-19.yy'da ulaştığını belirten Korkmaz "bulvarı"da kapsayan
kamusal mekanın oluşumundaki sosyo-kültürel değişimlere değindi. Bulvarın
farklı sosyal grupların karşılaştığı bir mekan olduğunu dile getiren
Tansel Korkmaz, bu karşılaşmanın dışlama ve endişe üstünden gerçekleştiğini
bu nedenle kaynaşma değil çarpışma içerdiğini söyledi.
"Barok planlama etkilerinin -sonsuza uzanan radyel, uniformal- gözüktüğü
caddelerde 19.yy'da hız kavramının, vitrinlerin, burjuva yaşam öykülerinin,
tüketim alışkanlıklarının eklenmesi, değişmesi ile içeriğin zenginleştiğini
görüyoruz. Yeni devlet aygıtının gelişmesi ile tüm dünyada başkentlerin
"güç gösterisi" imgesine dönüşmesi olgusu ortaya çıkıyor."
diyen Korkmaz, ülkeler arasındaki modernleşme öykülerinin farkını, Londra
ve Paris'de yapılan bulvarların eski ile konumlanmasında okuyabilinmesine
dikkat çekti. Korkmaz, Londra'da Nash'in düzenlediği Region Street varolan şehirle
uzlaşma içinde gerçekleşirken, Paris'de Ozman'ın yaptığı, eskiyi tamamen
yok ederek yeni bir doku oluşturma şeklinde geliştiğini dile getirdi.
Bu noktadan sonra Atatürk Bulvarı'nın gelişimini, Lacan'ın "Ayna
Evresi Teorisi"nin yansımalarıyla açıklamaya çalışan Korkmaz,
egonun kurulma aşamasındaki ilk aşama olan hayali evrenin Atatürk Bulvarı
örneğinde gelişimini anlattı. Çocuğun kendini aynada gördüğünde
imgenin kendisi olduğunu farkında olmadığını, ama yine de o imge ile
kendini özleştirdiğini, kimliğini bulmayı ayna üzerindeki imge üzerinden
kurmaya çalışıp, daha sonra da o imgeye hapsolduğunu belirtti. Genç
Cumhuriyet için de Atatürk Bulvarı'nın kendini bulma, alan sahiplenmeyi
ifade ettiğini dile getiren Tansel Korkmaz bulvardaki elemanların Cumhuriyet için
neyi simgelediklerini tek tek açıkladı.
Cumhuriyet'in Atatürk Bulvarı'nda adeta bir microcosmos kurduğunu belirten
Korkmaz, bu kuruluş aşamasında eskiye dair hiçbir şey olmadığını,
80'lerde eskinin hatırlanmaya başladığını ve yeni şehir ile nasıl
entegre edileceğinin düşünülmeye başlandığını söyledi.
Ankara'yı karakterize eden özelliklerin düzen, monotonluk, hijyen,
sterillik, yapma -çelişkiyi dışlama- inadı ve formal kodlara bağlılık
olduğunu düşünen Korkmaz "Ankara'nın kendi imgesi Bulvarla beraber oluştu
ve hapsoldu" dedi.
Tansel Korkmaz'ın ardından sözü alan Murat Belge serbest akış yapacağını
dile getirdi ve Ankara'da Cumhuriyet döneminde tabula rasa durumu olduğunu İstanbul'un
böyle bir şansa sahip olmadığını belirtti. Şehirlerin kurulmasını
sosyolojik bağlamda ele alan Belge İngiliz kolonyalizminin liberal olduğunu,
sömürgelerini iç işlerinde serbest bıraktığını, Fransızlar'ın ise sıkıcı
ve isyan ettirici, liberallikten uzak kolonyalizm uyguladıklarını
belirterek Ankara'nın Fransız, İstanbul'un ise İngiliz kolonyalizminin
kurabileceği bir şehir olduğu benzetmesini paylaştı.
Murat Belge Tansel Korkmaz'ın Ankara'nın Atatürk bulvarına hapsolma düşüncesine
katılmadığını, günümüzde "o" bulvarın pek de kalmadığını,
bununsa iyi mi kötü mü olduğuna karar veremediğini söyledi.
Murat Belge "Bütün Türkiye'de aynı kenti inşa ettik ama ne olduğu
belli değil" diyerek sözlerini bitirdi.
"Bulvar" okumalarından bende geride kalan iz mekan kurguları,
aynadaki imge-hapsolma, genç Cumhuriyet, Atatürk Bulvarı, Sümerbank, monoton
Ankara.....
Beliz Özgür - Arkitera
|