Dünya mirası
Selimiye yağmur suyundan çürüyor
Korunması gereken dünya mirası listesinin ilk sıralarında yer alan tarihî
Selimiye Camii, ilgisizlik sebebiyle dökülmeye başladı. Bakımsız kalan
caminin duvar ve kubbelerinde derin yarıklar oluştu.
Yağmur suyunun caminin içine sızmasından dolayı duvarlardaki orijinal
figürlerin birçoğu kayboldu. Hırsızlık olayları ise ayrı bir üzüntü
kaynağı. Caminin pirinç musluklarından 4'ü ve ‘sultan mahfili' içindeki
paha biçilemeyen 500'den fazla çini çalındı. Emniyet, sürekli kapalı
tutulmasına rağmen ‘sultan mahfili'ne girmeyi başaran hırsızlarla ilgili
herhangi bir ipucu elde edemedi.
Mimar Sinan'ın “Ustalık eserim.” dediği Selimiye Camii'ne en son 1991
yılında küçük çaplı bir bakım yapıldı. Ancak daha sonra gereken ilgi gösterilmedi.
Kubbelerdeki orijinal kurşun kaplamaların çürümeye başlaması tarihî yapıdaki
çürümenin başlangıcı oldu. İçeriye sızan yağmur suyu duvarları
olumsuz etkiledi. Bazı çinilerin üzerindeki işlemeler ile dinî yazılar yıllar
içinde kayboldu.
Tarihî eser kaçakçıları da Selimiye Camii'ni rahat bırakmadı. Paha biçilemeyen
çiniler ve pirinç muslukların yanı sıra caminin haziresinde bulunan işlemeli
mezar taşlarının birçoğu parçalandı. Bazı tarihî mezar taşlarının,
çevre mahallelerdeki evlerin bahçe duvarlarında kullanıldığı görüldü.
Zaman'ın sorularını cevaplayan Edirne Valisi Fahri Yücel, Mimar Sinan'ın
bıraktığı mirasın maalesef yeterince korunamadığını söyledi. Onarım
ve bakıma ihtiyacı olan camiye Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin sahip
çıkacağını belirten Fahri Yücel, şöyle konuştu: “Kubbelerdeki kurşunların
çürümesi sonucu cami içine yağmur suyu giriyor. Bu da duvarlardaki orijinal
süslemeleri yok ediyor. TOBB'un öncülüğünde cami baştan sona restore
edilecek. İlk önce kubbelerdeki kurşunlar değiştirilecek. Minarelerin iç kısımları
yenilenecek. Kırılan duvar taşları değiştirilecek. Selimiye Camii hak ettiği
değeri çok kısa zamanda bulacak. Çalışmaların önümüzdeki günlerde başlamasını
planlıyoruz. Restorasyonu en kısa zamanda tamamlayarak camiyi inanç turizmine
açmayı umuyoruz.”
Her ayrıntısı İslam’ın bir özelliğini sembolize
ediyor
Osmanlı Padişahı II. Selim’in emriyle 1569 yılında Mimar Sinan
tarafından inşa edilen Selimiye Camii, teknik mükemmelliği, boyutları ve
estetik değerleriyle bütün dönemlerin en muhteşem eserleri arasında gösteriliyor.
Kıbrıs’ın fethi sırasında elde edilen ganimetlerle Yıldırım Beyazıt’ın
saray arsası üzerine yapılmıştır. Osmanlı-Türk mimarisinin en büyük
eseridir. Üçer şerefeli dört minaresi vardır. Her minarenin yüksekliği
79,89 metredir. 6 yıl süren inşaatta dört yüz kalfa ve on dört bin işçi
çalışmıştır. Cami, külliyesiyle beraber 22 bin metrekarelik alanı
kapsamaktadır. Evliya Çelebi, cami için 27 bin 760 kese akçe harcandığını
yazmaktadır. 6 bin kişi alabilen caminin kubbesi Ayasofya’dan daha geniş ve
derindir. Külliyesinde 999 penceresi vardır. Çinileri orijinal ve kabartma,
minberi tamamen mermerdir. Caminin kubbesinin tek olması Allah’ın tek olduğunu,
kubbesinin geniş olması Hıristiyan mimarlara galip gelindiğini, pencerelerin
5 kademeli oluşu İslam’ın 5 şartını, 4 vaaz kürsüsü İslam’da 4 hak
mezhep bulunduğunu, külliyedeki 32 kapı İslamın 32 farzını, arka
minarelerdeki 6 yol imanın 6 şartını, minarelerdeki 12 şerefe camiyi yaptıran
Kanuni Sultan Süleyman’ın oğlu Sarı Selim’in 12. padişah olduğunu
sembolize etmektedir.
Caminin neden Edirne’ye yaptırıldığı konusundaki bir rivayet ise şöyle:
“Kıbrıs’ı düşmandan alırsam Allah rızası için bir cami yaptıracağım.”
diyen II. Selim Kıbrıs’ı fethedince vaadini unutur. Hz. Peygamber
Efendimiz, bir gece rüyasına teşrif ederek “Ey Selim sözüne sadık ol.
Vadettiğin camiyi buraya yaptıracaksın.” diye parmağıyla Edirne’yi gösterir.
Bu sebeple Selimiye Camii Edirne’de yaptırılır.
Zaman - Muhammed Çakan
|