Turizmden
Bir Kesit...
Cennet gibi bir ülkeyi, plansız bir turizm yapılaşmasıyla hızla betonlaştırmayı
başardık. Güler yüzlü, temiz kalpli insanların dürüst hizmet verdiği
bir ülkeyi, dalavereciliğin prim yaptığı, çürük ve ayıplı malların el
çabukluğuyla pazarlandığı bir ortama dönüştürme işini de elbirliği
ile hallettik.
Sonra dövünmeye başladık 'bize turist gelmiyor' diye. Otel sahipleri, işletmecileri
rekabet yüzünden sürekli fiyat kıra kıra tur operatörlerinin elinde
oyuncak hale geldiler. Gelen turist sayısı artmasına arttı ama hem kalitesi
düştü hem de ortalama harcadığı döviz miktarı. Çünkü bu kez 'her şey
dahil furyası' başlamıştı.
Charter uçaklarla havaalanından otele ya da tatil köyüne transfer edilen
turistin son derece ucuz bir fiyata tesisin dışına adım atmadan, yiyip, içip,
eğlenip, ülkesine geri döndüğü dönem....
Sonra tıkandık... Durduk ve düşünmeye başladık. Bir yerlerde ciddi
hatalar yapılmıştı bu aşikârdı. Turizmin bu şekilde sağlıklı ve sürdürülebilir
bir büyüme kaydedemeyeceği artık anlaşılmıştı. Durum tespiti yapıldı
ama o kadar. Ne ciddi bir eylem planı hazırlandı ne de uygulamaya geçildi...
İzmir'de geçen hafta toplanan 4. Türkiye İktisat Kongresi'de turizm de
ele alındı. Turizm komisyonu tarafından sunulan raporda, ''sektöre yönelik
önümüzdeki 50 yıl için stratejik planların bu günden yapılması ve bunun
bir 'Turizm Perspektif Planı' çerçevesinde hazırlanması'' istendi.
Raporu, seyahat acenteleri, rehberler, otelciler, işletmeciler ve ulaştırma
kesimini temsil eden kişi ve kuruluşların temsilcileri ile akademisyenler ve
kamunun temsilcilerinin oluşturduğu Turizm İhtisas Komisyonu oluşturdu.
Raporda özetle şunlar vurgulandı:
- Sektör kendi olanakları ile yarattığı birikime sahip çıkmalı ve mülkiyeti
yabancılara kaptırılmamalı.
-Kişi başına harcama varsayımının doğruluğu tespit edilmeli: Anımsayacaksınız
kişi başına turizm harcaması son dönemde sık sık tartışma konusu olmuştu.
-Yatırımlarda fayda-maliyet dengesi aranmalı
Bunlar doğru tespitler ama görünen o ki turizm için kapsamlı bir eylem
planının oluşması henüz hayal. Dolayısıyla iş, yine bireysel başarılara
kalıyor. Bu başarı kimi zaman bir turizmcinin, kimi zaman bir yerel yöneticinin
oluyor. Ücra bir köşede ya da kırık dökük evler içinde birden karşınıza,
aslına sadık kalınarak restore edilmiş ve otel olarak hizmet veren hoş bir
konak, eski tarihi bir sabunhaneden bozma bir turistik tesis çıkabiliyor...
Ama illa da en heyecan verici olanı, en doyurucusu ortak katılımlı projeler.
Geçen hafta Kapodokya gezimizde işte bunlardan birine değil birkaçına şahit
olduk.
Öncelikle, ''Aykırı'' bir belediye başkanı nasıl olur diye merak
ediyorsanız, Ürgüp'e bir uğramanız gerekir. İşe önce belediye binasından
başlayın, sonra sorun sokakta karşınıza çıkanlara, eski halini anlatsınlar.
Ardından ''Tarihi Kentler Birliği 2003 Koruma Ödülü'' nü kazanan o güzelim
meydanda şöyle bir dolaşın, kültür ve kongre merkezlerini gezin,
insanlarla sohbet edin. Kamu yönetimi mastırı olan mühendis Bekir Ödemiş
'in neden ''aykırı'' olduğunu anlayacaksınız. Kayakapı projesine gönül
verenlerin başında... Bir dönem hakkında yıkım kararı bile çıkan
mahalleyi ihaleye çıkarmayı başararak 49 yıllığına Magic Life'a
kiralayan Ödemiş, Kayakapı projesine halkın katılımını da ihmal etmedi.
Sivil toplum kuruluşları, esnaf, ticaret erbabı, öğretmenler, hatta ev hanımlarından
olayın bir yerel izleme birimi oluşturuldu. Proje tamamlanınca, Kayakapı
Mahallesi, kilisesi, camisi, kütüphanesi, hamamı ile günlük kullanıma açık
olacak hem de bir bölümünde otel ve lokantalardan oluşan otantik bir turizm
tesisine kavuşmuş olacak.
Aslında turizm bir gönül işi, hakkıyla el atıldığında toplumsal
sorumluluğu da beraberinde getiriyor. Kayakapı projesi ile Kapadokya'ya adım
atan Magic Life'ın, başka bir noktada Mustafa Paşa beldesi yakınlarında
kayaların içine oyulmuş harap bir kiliseyi (Sarıca Kilisesi) restore edip
turizme kazandırdığına şahit oluyoruz....
Bunlar hoş ve insanı heyecanlandıran başarılar... Türkiye'de turizm
sektörü çok geniş ancak derin değil. Bu derinliği ise ancak bu ve benzeri
girişimler sayesinde kazanabilir.
Cumhuriyet - Özlem Yüzak
|