Herzog & de
Meuron'dan Sıradışı Bir Mimarlık Sergisi
Klasik normlara karşı çıkan,
mimarların ürünlerinden çok projenin ortaya çıkışındaki tasarım sürecinin
sergilendiği Herzog & de Meuron Mimarlık Sergisi, 8 Mayıs - 12 Eylül
2004 tarihleri arasında İsviçre - Schaulager'da düzenliyor.
Sanat için farklı bir atmosfere sahip, modern sanatları koruma, sanat üzerinde
çalışmalar yapma ve bu çalışmaları sergileme olanakları sunan bir enstitü
olan Schaulager, bir müze ya da geleneksel bir depodan çok tasarım ve
etkinliklere ya da öğrenme ve eğlenmeye yönelik, sanatın görülebildiği,
üzerinde farklı şekillerde düşünülebildiği bir merkez.
Schaulager'da yapılan sıradan
"Konut Mimarları" konulu sergiden farklı olarak, bir yapının inşa
aşamasındaki karmaşık yolların sunulduğu bir sergi olan Herzog & de
Meuron Mimarlık Sergisi, izleyicilere tanınmış mimarların atölye çalışmalarına
da göz atma imkanı tanıyor.
Diğer mimarlık sergilerinden farklı olmasındaki asıl nokta; malzemeyle
olduğu kadar maket ve çizimlerle de yapılan denemelerin sunulması, Jacques
Herzog'un deyimiyle; çalışmalardan çıkan "artıklar"ın
sergilenmesi.
Bu "artıklar"ı entellektüel ve farklı takımyıldızlarından
oluşan grubun dinamik sürecindeki sessiz ve cansız tanıklar olarak tanımlayan
Herzog, binaların aslında bir çok durumda bu süreçlerde ortaya çıktığını
savunuyor.
Sergi, arazi üzerinde bulunan
araştırma malzemelerini, çizim, eskiz, maket ve malzeme denemelerini kapsıyor,
ancak bu ürünler genç mimarların ilk girişimlerinden kalan değil, 25 yıllık
bir süreci barındıran ve şu anda da devam etmekte olan, Basel'den Pekin'e
kadar uzanan büyük projelerinde kullandıkları malzemeleri de içeriyor.
Bunların hepsi birlikte gelişim sürecini aktarırken, bir sonraki tasarım içinde
herhangi bir projeyi aydınlatabiliyor. Sergide, çalışmalara ait belgeler,
nesneler, 100 adet proje, 1.000 adet malzeme örneği, prototipler, taklit çalışmalar,
maketler, eskizler ve fotoğrafların yanısıra Zilla Leutenegger, Armin Linke
ve Ai Weiwei'ın video seansları yer alıyor.
Mimarların Schaulager için tasarladıkları mekan da serginin içeriğiyle
ilişkili olarak gelenekselden öte ve dikkat çekici bir nitelikte. Modern
sanat için açık depo niteliğindeki bir ambar tasarlama fikrinde olan
mimarların amacı ise uygun iklim koşullarına sahip ideal bir buluşma noktası
tasarlamak.
Sergi binasının dış
cephesi, imar kanunundaki ihtiyaçların azalmasından ve iç mekanın
geometrisinden türeyen, sonuç olarak da kent ve açıklıklarla iletişimi
kuran bir körfez misali, çokgen bir yapıyı tamamlıyor. Dış duvarlar, dışarıya
fırlayan çakıl taşlarından oluşan aynı zaman iç mekandaki iklim koşullarını
dengede tutmada da önemli bir rol oynayan beton katmanlardan oluşuyor.
Arkitera - Rabia Alga
|