reklam

21 Mayıs 2004 Cuma
Ana Sayfa > Haberler

Türkiye Kıyıları 04 Sonuç Bildirgesi Hazırlandı

Ankara, İstanbul ve İzmir'deki konferanslardan sonra, 4-7 Mayıs 2004 tarihlerinde, Adana'da düzenlenen Türkiye'nin Kıyı ve Deniz Alanları V. Ulusal Konferansı'nın ardından Türkiye Kıyıları 04 Sonuç Bildirgesi hazırlandı.

Uzmanlıklar arası ulusal bir forum biteliği taşıyan Türkiye'nin Kıyı ve Deniz Alanları V. Ulusal Konferansı'nda, kıyı ve deniz alanlarının akılcı kullanılması ve korunması için yararlı bilimsel araştırma sonuçları, yönetim politikaları, örgütlenmeler ve etkinlikler tartışıldı.

Türkiye Kıyıları 04 Sonuç Bildirgesi:
Kıyı alanlarımızın uzunluğu ve çeşitliliğiyle, bu alanlarımızda bulunan doğal kaynaklar ve kültürel değerlerden dolayı dünyanın en şanslı ülkelerinden birisi olan ülkemizde bütünleşik kıyı yönetiminin, ülkemizin ekonomik ve kültürel gelişimi, insanlarımızın bugünkü ve gelecekteki varlıklılık durumları ve mutlulukları açılarından büyük önem taşıdığının bilincinde olarak;

1990'lı yıllardan başlayarak çeşitli çabaların gösterilmesine karşın bütünleşik kıyı yönetiminin hala çok da yakın olmayan bir hedef olduğunu görerek, kıyı alanlarındaki yanlış gelişmelerin ve alan kullanımlarının ve bunların yol açtığı kullanım çelişkilerinin, bir yandan uzun dönemdeki ekonomik gelişmeyi olumsuz etkilediğini, diğer yandan doğal kaynaklara, çevresel ve kültürel değerlere zarar verdiğini izleyerek;

Kıyı alanlarımızın iyi yönetilebilmesi için, yatay ve düşey yönlerde etkileşmeye olanak veren işlevsel bir yönetim yapısının yanı sıra, kıyı ve deniz alanlarımızla ilgili değişik türde veri ve bilgilerin gerekli olduğunun bilincinde olarak, bunların ülke genelinde yeterli olmaktan çok uzak olduğunu, mevcut bilgilere erişmenin de çeşitli engeller içerdiğini saptayarak;

Parlamento, hükümet, kamu yöneticisi, yerel yönetici ve genel halk olarak tüm düzeylerde, kıyı alanlarımız ve denizlerimize ilgi ve bilgi düzeylerinin çok düşük olduğunu, bu çok değerli kaynakların iyi yönetilmesi ve korunması doğrultusundaki bilincin zayıflığını ve bu bilincin oluşmasını ve gelişmesini amaçlayan eğitim etkinliklerinin yeterli olmadığını, üniversitelerimizde kıyı alanlarıyla ilgili eğitim ve araştırma programlarının çok sınırlı sayıda olduğunu izleyerek,

Çok başarılı beş toplantıdan sonra ülkemizde kıyı ve deniz yönetiminin gelişmesine önemli katkılar yapan bir araç konumuna gelen Türkiye Kıyıları ulusal konferanslarına kamu kuruluşlarından olan katılımın olması gerekenin çok altında olduğunu görerek, ilgili kamu kuruluşlarındaki görevlilerin çalışmalarını tartışmaya sunabilmesi ve bilimsel çevrelerdeki son gelişmeleri izleyebilmesi için çok önemli olanaklar oluşturan ulusal konferanslardan, çok az sayıdaki katılım nedeniyle yararlanamadıklarını üzüntüyle belirleyerek;

Ekonomik gelişmenin ve bunların yol açtığı baskıların göreceli olarak daha düşük düzeylerde oldukları gözlemlenen Çukurova kıyı alanlarının doğal durumlarını büyük oranda koruduğunu, tarım, balıkçılık, sınırlı düzeydeki insan yerleşimleri ve koruma gibi az sayıda kullanım türlerinin yer aldığı bu alanların, ülkemize özgü kıyı yönetimi deneyimlerinin geliştirilmesi için bir alan laboratuarı işlevi görebileceğini hissederek;

Doğal, kültürel ve ekolojik önemleriyle öne çıkan duyarlı kıyı alanlarımızın korunması ve iyi kullanılması doğrultusundaki bilincin ülkemizde son yıllarda gelişmeye başladığını görmekten mutluluk duyarak;

Çukurova Üniversitesi'nin çeşitli bölümleri tarafından, Çukurova kıyı alanlarıyla ilgili araştırma ve eğitim etkinliklerinin son yıllarda gözle görülür bir ivme kazandığını mutlulukla saptayarak, Adana Valiliği'nin, Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nın, Çukurova Üniversitesi Rektörlüğü'nün ve TÜBİTAK'ın konferansa katkılarından dolayı şükranlarımızı sunarak;

Biz, Türkiye'nin Kıyı ve Deniz Alanları V. Ulusal Konferansı'na (4-7 Mayıs 2004, Mithat Özsan Anfisi, Çukurova Üniversitesi, Adana) katılan ve kıyı yönetimiyle ilgisi olan kamu kuruluşları, yerel yönetimler, üniversite ve araştırma kurumları, sivil toplum örgütleri ve özel sektörü temsil eden 151 katılımcı, aşağıdakileri kamuoyunun bilgisine sunmada görüş birliğindedirler:

1. Kıyı yönetiminin başarılı olması için kıyı alanının özelliklerine duyarlı olmak, bütüncül yaklaşım, zamansal süreklilik, edinilen yeni bilgiler sonrasında oluşan koşullara uyarlanabilmek, geçmişte oluşan kıyı ve kent kimliklerini zenginleştirmek, kıyı ve deniz kültürünün gelişmesine katkıda bulunmak önem taşımaktadır. 1997 ve 2004 yılları arasında gerçekleştirilen 5 ulusal konferans ve yayımlanan 7 ciltlik bildiriler kitaplarıyla Türkiye Kıyıları ulusal konferansları dizini, ülkemizde kıyı yönetiminin gelişmesi için ulusal bir forum işlevi gören önemli bir araç durumuna gelmiştir.

2. Türkiye Kıyıları ulusal konferansları dizisinden en çok yarar sağlayacak kurumların başında, kıyı ve deniz yönetimiyle ilgi kamu kurumları gelmektedir. Küçük miktarlardaki konferansa katılım ücretini ödeyemediklerini belirterek ya da başka nedenlerle kamu kurumları çalışanlarının ulusal konferanslara katılmalarını engelleyen yöneticiler, kurumlarının sunmakla yükümlü oldukları kamu hizmetini daha ileri düzeye götürmek doğrultusunda önemli bir olanaktan yararlanmamakta, bu konferansları düzenlemek için "gönüllü" anlayışıyla yoğun çabalar gösteren kişilerin emeklerinin karşılığı olması gereken artı değerin ülkemizde oluşmasına engel olmaktadırlar.

3. Ulusal konferansların en önemli işlevleri, çeşitli kurum ve kuruluşları temsil eden kişilerin bir süre için birlikte olmalarını gerçekleştirerek, bu kişilerin yaptıkları çalışmalar ve bunların sonuçları üzerinde bilgi alışverişinde bulunmalarını sağlamaktır. Bu işlevin gerçekleşmesi için, konferansa önerdiği sunuşu kabul edilen ve programa alınan kişilerin konferansa katılmaları gerekir. Konferansları, yayın sayısını artırmak için bir araç olarak görenler, konferansa katılacak izlenimi vererek bildirilerinin konferans kitabına ve programına girmesini sağladıktan sonra sudan nedenlerle ya da nedensiz konferansa katılmayanlar bilinçli ya da bilinçsiz olarak konferansları olumsuz etkilemektedir.

4. Kıyı alanları yönetimiyle ilgili eylem, koruma ve gelişme planlarının oluşturulmasında ve bu planların uygulanmasında, yerel ve ulusal sivil toplum kuruluşları yanı sıra kıyı alanlarını kullananları temsil eden yerel birlikler etken rol almalıdırlar. Bakanlıklar ve bağlı taşra teşkilatları, valilik ve belediyelerin bu kuruluşlara sorumluluk ve yetki vermeleri, kıyısal çevrenin korunması ve bu alanlarda yapılacak uygulamaların daha başarılı olmasına yol açacaktır.

5. Kumsal, kumul, sulak alan gibi doğal kaynakları zengin özel kıyı alanlarının kullanımları ya da korunmaları sonucu oluşan kayıp ve kazançların parasal karşılıkları, doğal kaynak ekonomisi kurallarına göre hesaplanarak, kıyı alanlarında yer alan büyük gelişim projelerinin yarar maliyet oranlarına yansıtılmalıdır.

6. Çukurova kıyı alanlarının önemli bölümü, doğal yaşam ve biyoçeşitlilik açılarından yüksek değerler taşımakta olup diğer yandan batı kıyılarımıza oranla daha az tahribata uğramış durumdadır. Bu alanlar "eylemli koruma" anlayışıyla koruma altına alınmalı, bu alanlarda bilimsel araştırma ve eğitim etkinlikleri gibi yumuşak kullanımlar özendirilmeli, doğal yaşam ve değerler üzerinde baskı oluşturabilir kullanımlar ve gelişmelerle, başta tarım olmak üzere mevcut kullanımların olumsuz etkileri engellenmelidir. Örneğin, Karataş-Tuzla yöresinde yoğunlaşan ve kıyı kumullarının önemli ölçüde tahrip olmasına yol açan yasa dışı tarımsal kullanımlara karşı, hukuki araçlar ivedilikle kullanılmalıdır.

7. Kıyı planlaması ve yönetimi aşamalarında o yöredeki üniversitelerin konu ile ilgili tüm birimleriyle işbirliği yapılmalı, bu bilimlerinin oluşturdukları bilgi birikimlerinden yararlanılmalı, birçok seçeneği bir arada değerlendiren esnek bir yaklaşım izlenmelidir.

8. Doğal durumlarını büyük oranda koruyan, tarım, balıkçılık, sınırlı düzeydeki insan yerleşimleri ve koruma gibi az sayıda kullanım türlerinin yer aldığı Çukurova kıyı alanları, ülkemize özgü kıyı yönetimi deneyimlerinin geliştirilmesi için önemli bir olanak sunabilir. Çukurova kıyı alanlarının yönetimi için, ilgili tüm kurum ve kuruluşların katkı yaptığı, eyleme dönük bir proje başlatılmalıdır. Adana Valiliği'nin önderliğinde yürütülmesi uygun olacak bu projeye tüm ilgili kamu kuruluşlarının il örgütleri, kaymakamlıklar, belediyeler, yerel ve ulusal sivil toplum örgütleri, Çukurova Üniversitesi ve Kıyı Alanları Yönetimi Türkiye Milli Komitesi gibi bilimsel kuruluşlar ve yöredeki insan etkinliklerini temsilen kullanıcılar katkıda bulunabilir. Yöreyle ilgili mevcut bilgilerle başlanılabilir bu projede, ortak karar alma sürecinin nasıl gerçekleştirilebileceği, denetimin nasıl sağlanabileceği gibi bir yönetim planında yer alması gereken eylemler, deneysel bir yaklaşımla irdelenmeli ve en iyi düzenlemeler belirlenmeli ve uygulanmalıdır.
Arkitera

 

Mayıs 2004 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02
03 04 05 06 07 08 09
10 11 12 13 14 15 16
17 18 19 20 21 22 23
24 25 26 27 28 29 30
31
diğer aylar için tıklayın

Mimarlık ve tasarım dünyası ile ilgili genel tartışma konuları Mimarlık forumunda

Arkitera.com/forum

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz