Dünya Çevre Günü
ve Haftası özel etkinliklerle kutlanıyor
01 - 08 Haziran 2004 tarihleri arasında kutlanan Dünya Çevre Günü ve
Haftası, özel kuruluşların ve kamu kurumlarının organize ettiği çeşitli
etkinliklerle kutlanıyor.
Öte yandan İSKİ Genel Müdürü Dursun Ali Çodur da Çevre Günü ve
Haftası dolayısıyla bir mesaj yayınladı. Mesajında insan ve tabiat
dengesine değinen Çodur, insanların çevreyi hoyratça kirlettiğine dikkat
çekti. Gelişme ve kalkınma uğruna yeryüzü kaynaklarının dikkatsizce tüketildiğini
kaydeden İSKİ Genel Müdürü mesajına şöyle devam etti;
"Hava kirliliği, nesli tükenen canlılar, asit yağmurları,
kaybedilen verimli topraklar, hızla kirlenen denizler, sera etkisi, nükleer
savaş, çölleşme terimlerinin geçmediği bir gazete okumak neredeyse imkansız.
Bütün bu "ürkütücü" olaylara ait "ürkütücü"
rakamlar sıralamak da mümkün. Bugün Amerika'nın ücra bir kasabasında
kullanılan buzdolabından çıkan klorofolorokarbon gazının birikerek oluşturduğu
sera etkisi, uzaklarda küçük bir adada yaşayan yoksul bir balıkçının
hayatını tehdit ediyor. Çünkü bugün adını ekosistem verdiğimiz tabiatın
düzeni, zincirleme olaylarla birbirini etkiliyor. Yani hiçbirimizin, hiçbir
ülkenin "bana ne !" deme lüksü yok.
Sanayi devriminin ardından insanoğlu hiç beklemediği bedeller ödemekle yüz
yüze geldi. Bugün yaşanılan kirlilik o kadar büyük ki her geçen gün bir
türün daha nesli tükeniyor, ekolojik denge geri dönülemez bir biçimde
bozuluyor ve bütün olumsuzluk uzun -çok da uzun değil - vadede tüm insanlığı
tehdit ediyor.
Dünya iklimi üzerinde her şeyden daha fazla etkili olan, binlerce canlının
yaşam alanı, yeryüzünün büyük bir kısmını kaplayan, hayatın kaynağı
suyun çevriminin baş aktörü olan denizler ve okyanuslar hızla kirleniyor. Küresel
anlamda çevre bilincini geliştirmek, duyarlılığı artırmak, çevre
bilinciyle ilgili politik ilgi ve aksiyonu artırmak gayesiyle kurulan Birleşmiş
Milletler Çevre Programı bu yıl Dünya Çevre Günü ana temasını Denizler
ve Okyanuslar olarak belirledi.
Bugün deniz ve okyanuslardaki 150 bölge, canlı varlıkların hayatını sürdürebilmesi
için gerekli olan oksijenin azlığı nedeniyle ölü olarak nitelendiriliyor.
Çünkü tarım alanında kullanılan ilaçlar, sorumsuzca denizlere bırakılan
atıklar, kontrolsüz sanayi, petrol ürünleri ve daha pek çok sebeple
denizler kirleniyor. Denizlerdeki oksijen oranı her geçen gün daha da azalıyor.
Yakın bir zamana kadar İstanbul'umuzun denizleri de dünya denizlerinin yaşadığı
kirlilik yaşanıyordu. Deniz şehri İstanbul'da denize girmek imkansızdı. Dünyanın
en kalabalık şehirlerinden biri olan İstanbul'un atıksularının neredeyse
tamamı arıtılmadan doğrudan Marmara Denizi'ne, su kaynaklarına, derelere,
Haliç'e ve İstanbul Boğazı'na bırakılıyordu. Tarihçilerin güzelliklerini
anlatmakla bitiremediği Haliç için umutlar tükenmiş, toprakla doldurulması
teklif edilmeye başlanmıştı. 1994 yılında İstanbul'da düşük
kapasiteyle çalışan sadece iki adet atıksu arıtma tesisi mevcuttu. Geçen yüzyıl
deniz hamamlarıyla meşhur İstanbul kıyıları "Denize Girmek Yasaktır"
tabelalarıyla dolmuştu. Denizlerdeki oksijen oranının azlığı nedeniyle
Marmara Denizi'nde balık türü, canlı yaşamı azalmıştı.
İSKİ 1994 yılından itibaren İstanbul'un kronikleşmiş çevre sorunlarını
sona erdirmek için dünya çapında yeni projeler üretti. Denizleri, su
kaynaklarını, dereleri atık su tehdidinden kurtarmak için binlerce kilometre
uzunluğunda toplayıcı kollektörler, tüneller, arıtma tesisleri ve deniz deşarjı
hatları inşa etti.
Yaptığımız bu yatırımlar meyvesini verdi ve bugün artık İstanbul'da
50'ye yakın noktadan denize girilebiliyor.
Bütün bunlarla yetinmeyerek İSKİ olarak denizlere bir damla dahi arıtılmamış
atıksu bırakmamak için sürekli yeni atıksu projeleri geliştiriyoruz. Ülkemizin
en büyük çevre koruma projelerini gerçekleştirerek İstanbul'un denizleri
ve su kaynaklarını atıksu tehdidinden kurtardığımız gibi her yıl bütçemizden
en büyük payı atıksu yatırımlarına ayırıyoruz. On yıl içerisinde
hizmete aldığımız 9 atıksu arıtma tesisine yenilerini eklemek için
projeler hazırlıyoruz. Paşabahçe Atıksu Arıtma Tesisi, Ambarlı ve Ataköy
İleri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesislerini inşa edeceğiz. Halen ön arıtma
tesisi olarak istifade ettiğimiz Büyükçekmece ve Baltalimanı Atıksu arıtma
tesislerini geliştirip ileri biyolojik tesisler hüviyetine kavuşturacağız.
İnşaatı devam eden ve planladığımız projelerimiz gerçekleştiğinde İstanbul'un
denizleri, dereleri, su kaynakları, Küçükçekmece Gölü gibi doğal güzellikleri
atıksu tehdidinden kurtulacak ve İstanbul'un denize kıyısı olan her noktasından
denize girilebilecektir.
İstanbul için yaptığımız bütün bu çabaların iki farklı yansıması
var. Birincisi İstanbul'un insanlık tarihinin ortak mirası olması nedeniyle
yapılan çalışmalar çok önemli ve değerlidir. İkincisi ise İSKİ'nin çevre
koruma yatırımlarının hızla kirlenen, doğal kaynakları tükenen yeryüzünün
korunması faaliyetleri içerisinde taşıdığı büyük anlamdır. İSKİ'nin
İstanbul'da gerçekleştirdiği çevre koruma projelerinin bütün ülkemizde
yayılması, halk ve sivil toplum kuruluşlarının ortak çabalarıyla toplumda
genel çevre bilinicinin oluşturulması, çevrenin korunması ile ilgili
faaliyetlerin kalıcı ve sürekli hale getirilmesi; sadece ülkemizin doğal
kaynaklarının korunmasının da ötesinde dünyanın ekolojik dengesinin
korunmasına da hizmet edecek ve çevre kirliliğini önlemeye yönelik çalışmalara
katkıda bulunacaktır."
İBB
|