Marka şehir
olmak
Gaziantep, yıllardır verdiği mücadele sonunda bir 'marka şehir' oldu. Geçtiğimiz
ay bu güzide ilimize yaptığımız günübirlik ziyarette bunu gözlerimizle gördük.
Gaziantep Sanayi Odası Genel Sekreteri Kürşat Göncü ve Basın-Halkla İlişkiler
Müdürü Şeref Gözütok'tan aldığımız bilgilere göre kent, devletten olağanüstü
bir yardım görmeden kendi yağıyla kavrulmuş ve marka şehir olmuştu.
Bunu nasıl başarmıştı?
Elbirliği, güçbirliği yaparak başardı. Valisi, belediye başkanı,
sanayi ve ticaret odaları, sivil toplum kuruluşları güç birliği yaparak
Gaziantep'i marka şehir yaptı. Burada kentte görev yapan valiler lokomotif görevi
gördü. 'Sen-ben' kavgası yapmayan kuruluşlar kendilerine çizilen yol
haritasında ilerleyerek bugünkü noktaya ulaştılar.
Adana bunu başaramaz mı?
Bu ayın ilk haftasında yayınlanan sayısında 'Gazete Adana' da bu konuya
parmak bastı. Seyhan Belediye Başkanı Azim Öztürk'ün sözlerini üst başlığına
taşıyan gazete, 'Hadi marka olalım' diye seslendi. Daha önce de Adana'daki tüm
kurum ve kuruluşların güç birliği yapması konusuna eğilenler olmuş,
ancak bu çağrılar yankı bulmamıştı.
Artık bu kötü gidişe dur demenin zamanı gelmiştir sanırım. Doğu
Akdeniz'in bu kentine son 20 yıl içinde 3-5 kez gelmiştim. Ama geçtiğimiz yılın
son aylarından bu yana ben de Adanalı oldum. Geçmiş yıllardaki halini hatırlayıp
bugününü gördükçe içim sızlamıyor değil.
Türkiye'nin dev kuruluşlarının fabrikaları burada. Dünyaya kumaş ve
giyim eşyası ihracında ilk sıralarda yer alan firmalar da bu bölgede
bulunuyor. Sporda bir zamanlar ses getiren, ünlü sporcular yetiştiren Adana,
bugün marka şehir olabilecek her şeye sahip. Büyükşehir Belediye Başkanı
dördüncü kez seçilecek kadar çok seviliyor. İlçe başkanları da aynı
partiden.
Helvayı yapalım artık
Yani halkın deyimiyle bu güzel kentin 'unu var, yağı var, şekeri var'
ama helvayı karacak elemanı yok. Bütün oda başkanları, sivil toplum kuruluşları
da bundan yakınıyor. Kendileriyle görüştüğüm kentin ileri gelenleri de
'lider' yokluğundan yakınıyor. Artık 'her şeyi ben bilirim'i bırakıp,
'her şey Adana için' diyerek yola çıkmanın ve helvayı pişirmenin vakti
geldi, geçiyor.
Adana'ya gönül verenler hele bir yola çıksın, tren vagonları bir bir
yola dizilsin sanırım hemen arkasından da lokomotif kendiliğinden ortaya çıkar.
Bence bu işin lokomotifi de belli. Çalışmalarıyla, konuşmalarıyla şimdiden
kendini gösteriyor: Adana +*bValisi Kemal Önal.
Unutmayalım ki sayın Önal, yıllardır herkesin olmasını arzu ettiği
ancak bir türlü hayata geçirilemeyen 'Çukurova Fuarı'nı, Büyükşehir
Belediye Başkanı Aytaç Durak ve Adana Ticaret Odası Başkanı Şaban Baş'ın
aralarında olduğu tüm kurum ve kuruluşları bir araya getirerek gerçekleştirdi.
Keza, Adana-Karataş duble karayolu inşaatının da hızlandırılması yine Önal'ın
çabalarıyla oldu. Fırsat buldukça köyleri, yaylaları dolaşan ve halkın
arasına giren Önal, sanırım kentin ileri gelenlerinin yanında olduğunu gördüğünde,
kentin 'marka şehir' olması için bir yol haritasını ortaya koyacaktır.
Yeter ki, hepimiz bu işe dünden hazır olduğumuzu kendisine gösterelim, O'nu
buna inandıralım.
Yanlış mı düşünüyorum acaba?!..
Akşam - Ramazan Güntay
|