Herkesi çimlere
basmaya davet ediyorum
Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe, park ve yeşil alanlardaki ‘çimlere
basmayın' levhasına tepki gösterdi.
Bu anlayışın yanlış olduğunu belirten Pepe, “Üzerine basılması çime
zarar vermez. Çim daha iyi oturur. Çimlere basın.” mesajını verdi. Pepe,
Zaman'a bu konuda yaşadığı bir olayı da anlattı: “Akşam üzeri bizim
evin önünde üç kız çocuğu top oynuyor. Yukarıdan biri ‘çimlere basmayın'
diye kızmış. Kırmızı plakayı görünce çocuklar yanıma geldi. ‘Siz ne
diyorsunuz?’ diye sordular. Ben de onlara, ‘Çime basın. Çimin üzerinde
rahatça oynayın.' dedim. Maalesef toplumda böyle yasakçı bir anlayış var.
Bu yanlıştır.”
Pepe, uzun süre tartışıldıktan sonra rafa kaldırılan 2-B Yasa Tasarısı'nın
Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliği açısından ‘olmazsa olmaz' niteliği
taşıdığını öne sürdü. Pepe'ye göre AB'ye uyum için orman alanlarındaki
devlet tekelinin kaldırılması gerekiyor. Bunun için de Anayasa'nın 169 ve
170. maddelerinin yanı sıra ilgili mevzuatın değiştirilmesi şart. Pepe,
“Aksi takdirde bizi AB'ye almazlar.” dedi.
2-B'lere ilişkin Anayasa değişikliğini Ekim ayından sonra tekrar
Meclis'e taşıyacaklarını kaydeden Bakan Pepe, bu düzenlemeden orman varlığının
zarar göreceği ve yağmalara yol açılacağına ilişkin kaygıların yersiz
olduğunu vurguladı. Geçen ay gittiği Finlandiya'dan örnek veren Pepe, Türkiye'nin
yüzölçümü kadar olan ormanları 400 bin ailenin işlettiğini ve yılda 15
milyar gelir elde edildiğini kaydetti. Pepe, şöyle devam etti: "Türkiye
ise bunun onda birini elde edemiyor. Ormanlar elden çıkarılıyor yaygarasını
yapanlar yanlış yapıyor. Devletin elindeki ormanlar daha rahat yağmalanıyor.
Orman, bir köyün olsa bir Allah'ın kuluna dalını dokundurtmaz. Devletin
ormanına ise eşeğini kapan gider."
Bakan Pepe, Akdeniz havzasında orman yangınlarında aşırı bir artış yaşanırken,
Türkiye'de yarı yarıya azalma görüldüğünü açıkladı. Pepe, Türkiye'de
1992 ila 2002 yılları arasında ortalama 14 bin hektarlık alanın yandığı,
geçtiğimiz yıl bu rakamın 6 bin 500 hektara indiği bilgisini verdi. Pepe,
Portekiz'in bütün orman varlığının beşte birini geçen yıl kaybettiğini
hatırlattı. Türkiye'de geçen yıl yanan ormanların 2-B ile hiçbir ilişkisi
olmadığını vurgulayan Pepe, bu konudaki eleştirilere şu karşılığı
verdi: "Yanan bu alanlarda bir tek karış ağaçlandırılmamış yer
yoktur. Yanan alanlar üzerine kimsenin kötü emeli olmasın, avuçlarını
yalarlar. Burgazada'da 6 Ekim'de yangın oldu. 16 Ekim'de ağaçlandırmaya başladık
ve iki ay sonra tamamlandı. Şimdi ağaçlar yeşillenmeye başladı. Bu bir
rekordur, rekor..."
Çevre ve Orman Bakanı Pepe, muhtemel orman yangınları için aldıkları
tedbirleri de açıkladı. Yangınlara karşı hazırlıklı olduklarını söyleyen
Pepe, Hava Kuvvetleri, Jandarma gibi kuruluşlardan aldıkları helikopterin yanı
sıra 12 tane de yurtdışından helikopter alacaklarını söyledi. Pepe, bu
helikopterlerden 4'ünün geldiğini, 8 tanesinin ise bir süre sonra geleceğini
belirtti. Orman yangınlarına bu sene 120 trilyon lira para ayırdıklarını
kaydeden Pepe, küresel ısınmanın yangınları artırması nedeniyle yurtdışından
helikopter bulmakta zorlandıklarını sözlerine ekledi.
Hükümet ve Bakan Pepe, 2-B yasasından yaklaşık 25 milyar dolar gelir
bekliyor. Yasanın çıkması ile Türkiye'nin IMF'ye ihtiyacı olmayacağı öne
sürülüyor. 2-B tartışmalarının yoğun olarak yaşandığı geçtiğimiz yıl
Hürriyet'in ekonomi yazarı Ege Cansen, “2.5 milyar dolar toplasınlar
Taksim'de horoz gibi öterim" demişti. Bakan Pepe, Cansen'in bu sözlerine,
"Güzel espri yapmış. Aynı zamanda Çevre Bakanı olduğum için
kendisini hayvan sevgisinden ötürü kutlarım. Ancak herkes şunu iyi düşünmeli.
Dünyanın neresinde bu kadar gayrimenkulü, ormanı, oteli olan devlet var? Bu
âtıl kaynaklar mutlaka ekonomiye kazandırılmalı." karşılığını
verdi.
Bakan Pepe’nin ‘Değiştirmezsek bizi AB’ye almazlar’ dediği
Anayasa’nın 169 ve 170. maddeleri
MADDE 169: Devlet, ormanların korunması ve sahalarının genişletilmesi için
gerekli kanunları koyar ve tedbirleri alır. Yanan ormanların yerinde yeni
orman yetiştirilir, bu yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılık yapılamaz.
Bütün ormanların gözetimi Devlete aittir.
Devlet ormanlarının mülkiyeti devrolunamaz. Devlet ormanları kanuna göre,
Devletçe yönetilir ve işletilir. Bu ormanlar zamanaşımı ile mülk
edinilemez ve kamu yararı dışında irtifak hakkına konu olamaz. Ormanlara
zarar verebilecek hiçbir faaliyet ve eyleme müsaade edilemez. Ormanların
tahrip edilmesine yol açan siyasî propaganda yapılamaz; münhasıran orman suçları
için genel ve özel af çıkarılamaz. Ormanları yakmak, ormanı yok etmek
veya daraltmak amacıyla işlenen suçlar genel ve özel af kapsamına alınamaz.
Orman olarak muhafazasında bilim ve fen bakımından hiçbir yarar görülmeyen,
aksine tarım alanlarına dönüştürülmesinde kesin yarar olduğu tespit
edilen yerler ile 31.12.1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman
niteliğini tam olarak kaybetmiş olan tarla, bağ, meyvelik, zeytinlik gibi çeşitli
tarım alanlarında veya hayvancılıkta kullanılmasında yarar olduğu tespit
edilen araziler, şehir, kasaba ve köy yapılarının toplu olarak bulunduğu
yerler dışında, orman sınırlarında daraltma yapılamaz.
MADDE 170: Ormanlar içinde veya bitişiğindeki köyler halkının kalkındırılması,
ormanların ve bütünlüğünün korunması bakımlarından, ormanın gözetilmesi
ve işletilmesinde devletle bu halkın işbirliğini sağlayıcı tedbirlerle,
31.12.1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tamamen
kaybetmiş yerlerin değerlendirilmesi; bilim ve fen bakımından orman olarak
muhafazasında yarar görülmeyen yerlerin tespiti ve orman sınırları dışına
çıkartılması; orman içindeki köy halkının kısmen veya tamamen bu
yerlere yerleştirilmesi için devlet eliyle anılan yerlerin ihya edilerek bu
halkın yararlanmasına tahsisi kanunla düzenlenir.
Devlet, bu halkın işletme araç ve gereçleriyle diğer girdilerinin sağlanmasını
kolaylaştırıcıtedbirleri alır. Orman içinden nakledilen köyler halkına
ait araziler, Devlet ormanı olarak derhal ağaçlandırılır.
Zaman - Ömer Şahin
|