Sen de mi
'TCDD'?..
''Özelleştirme'' denince aklıma neler geliyorsa, bunun ''tam tersi'' ni çağrıştırarak
yüreğime su serpen kurumlarımızın başında ''Türkiye Cumhuriyeti Devlet
Demiryolları'' (TCDD) gelir.
Sadece 10. Yıl Marşımızdaki ulusal coşkunun ''demir ağlarla''
simgelenmesinden ötürü değil... Bu kurumun gelmiş geçmiş tüm dönemlerine
baktığımızda, ödünsüz bir yurtseverliğin ve sonuna kadar ulusal çıkarları
savunmanın ''onurlu geleneğini'' görürüm...
Yurtsever bakışlar
Beş altı yıl önceki sert kış aylarıydı...
İstanbul'daki bir ulaşım kongresine ''karayollarındaki kar tıkanıklığı''
nedeniyle çoğu kimse katılamamıştı. Ankara'dan trenle gelen
demiryolcularla ''az ama öz'' bir beraberlik yaşamıştık.
Ülkeyi demiryolu uygarlığında geliştirmek yerine karayolu açmazına
tutsak eden politikalar kim bilir kaçıncı kez eleştirilirken, TCDD'nin
geleceğine ilişkin en ciddi tehlikenin ''özelleştirmeye bulaşması'' olacağı
da açıkça dile getirilmişti.
Özellikle uzmanlar ve sendikacılarla kimi yürekli bürokratlar bunu söylediklerinde,
salondakilerin ''yüzlerini'' inceledim. Yaşantımda hemen tümü bu denli aydınlık,
bu denli emektar ve bu denli ''yurtsever'' bakışlı bir topluluk görmemiştim
desem yeridir.
Konuşma sıram geldiğinde, aynı gözlere hayranlıkla bakarak dedim ki:
''Ben, özelleştirmelerle ilgili toplantılara da katıldım. Hiçbirisinde siz
demiryolculardaki şu anda da izlediğim sevdalı bakışlara rastlamadım.
Bence sizlerdeki bu mangal gibi yürek ve bu ulusal bilinç var oldukça, ne
TCDD'yi satabilirler ne de sizin kuşaktan kuşağa geçen demiryolcu
bilincinizi yok edebilirler...''
Şimdi elimde bir duyuru metni, bir de haber kupürü var.
Duyuru, TCDD Genel Müdürlüğü'nden... ''Kentlerin kalbi olan 500
istasyonu ve tüm alanlarını özel sektörle işbirliği yaparak kente yeniden
kazandırmak istiyoruz...'' diye başlıyor ve tüm gar binalarının ''istekte
bulunacak girişimcilere kiralanacağı'' ilan ediliyor.
Haber ise İstanbul'daki ''Harem-Kadıköy'' arasında bulunan TCDD
arazilerine ''gökdelenlerin'' sıralanacağını bildiriyor. Radikal'de Dilek Güngör
'ün yazdığına göre, bu bölgedeki limanın da kalkmasıyla birlikte ''boşalacak''
araziye, New York'taki dünyanın finans merkezi semti ''Manhattan'' görünümü
verecek bir proje hazırlanmış... (08.06. 2004)
Önce TCDD duyurusunu düşündüm... O gar ve istasyon binaları ki sadece
ülkemizin değil, aynı zamanda yine TCDD'nin de cumhuriyet tarihi içindeki
''uygarlık kültürünün'' en anlamlı ''ulusal mirası'' değil midir?
Böylesi ''örnek'' bir mimarlık ve sanat anlayışının ürünlerini
''elden çıkartmak'' isteyen Ulaştırma Bakanlığı yöneticileri, acaba yine
TCDD'nin o emektar ve yurtsever yüzlerinden hiç etkilenmiyorlar mı?
Sonra yeniden Radikal'deki haberde kullanılan ''projenin resmine'' baktım...
Şimdi Marmara Üniversitesi olan tarihi Haydarpaşa Lisesi binası, dev
kulelerin arasında kaybolmuş. Aynı kıyıların mücevheri Selimiye Kışlası
ne duruma düşmüş belli değil. Hele Haydarpaşa Garı binası, aynı gökdelenlerin
yanında ''zavallı'' bir konumda...
Bütün bunlar yetmiyormuş gibi, Marmara'dan İstanbul'a yaklaşırken, Boğaziçi'ne
girişin Anadolu yakasındaki en önemli kentsel peyzaj alanında ''İstanbul
kimliği'' tümüyle yok ediliyor. Yerine ''New York'' taklidi bir rant ve çıkar
görüntüsü getiriliyor...
Biz Marmaray 'ı desteklerken, buna neden olan Ulaştırma Bakanlığı'ndaki
''TCDD ruhunu'' da kutlamıştık.
Acaba bu proje hangi ruhun ürünü dersiniz?..
Cumhuriyet - Oktay Ekinci
|