reklam

25 Haziran 2004 Cuma
Ana Sayfa > Haberler

Göztepe’nin tarihi köşkleri

Bu hafta NATO trafiğinden kaçarak İstanbul’un Anadolu Yakası’na geçtik. Eskiden sayfiye yeri olan, köşkleriyle ünlü Göztepe’yi geziyoruz. Rotamız Göztepe minibüs yolundaki benzinciden başlayıp, Tütüncü Mehmet Efendi Caddesi boyunca sürecek. Bu rotayı seçmemizin nedeni, yol ve çevresinde dört önemli köşkün günümüze ulaşmış olması.

Rehberimiz Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan ‘Kapalı Hayat Kutusu- Kadıköy Konakları’ adlı kitabın yazarı Müfid Ekdal. Kendisi de Feneryolu’nda doğduğu köşkte yaşıyor. Köşkleri gezerken de ilginç olaylarla karşılaştık. Örneğin apartmanların ortasında sıkışıp kalan Ali Refik Paşa Köşkü’nde doğup, hálá aynı köşkte yaşayan 91 yaşındaki İsmail Türsan’la tanıştık. O da bize anılarını anlattı. Her birinde farklı hikayelerin yaşandığı Göztepe’nin tarihi köşklerini, bu hafta sonu gidip görün. Fotoğraf makinenizi yanınıza almayı da unutmayın.

İstanbul’un sayfiye yeri olarak bilinen Göztepe, eskiden köşkleriyle ünlüydü. Günümüzde bu köşklerin çoğunun yerini koca koca apartmanlar aldı. Bazı köşkler yıkıldı, bazıları da geçirdiği restorasyon çalışmalarıyla orijinalliğini yitirdi. Kadıköy’den Bostancı’ya kadar köşklerin tarihini belgeleyen Dr. Müfid Ekdal bize rehberlik etti, biz de günümüze ulaşan dört köşk üzerinden bir rota çizdik. Yazıyı hazırlarken dikkatimizi çeken şey, aynı sokakta yaşamalarına rağmen birçok insanın bu köşklerin adlarını dahi bilmemesi oldu. Bazı köşklerin isimlerinin değiştirildiğini gördük.

Göztepe’ye eğer trenle giderseniz, istasyonun tam karşısında McDonald’s ve Aslı Börek sizi karşılıyor. Yürümeden önce kesin yemek yemem lazım diyorsanız, buralarda bir şeyler atıştırabilirsiniz. Ayrıca yine bu cadde üzerinde küçük bir sinema salonu olan Cinemarca’ya da uğrayabilirsiniz.

Arka Bahçede Apartman
İlk köşkümüz Tütüncü Mehmet Efendi Caddesi’nde bulunan Mabeyinci Faik Bey Köşkü. Yolun hemen üzerindeki Bim Market’in tam karşısında bulunan köşk, şu an terk edilmiş durumda. Mabeyinci Faik Bey tarafından ahşap, boyasız ve iki buçuk katlı olarak yaptırılmış. Yapı, kısa süre sonra hukukçu Seniyedin Bey’e satılmış. Seniyeddin Bey’in ölümünden sonra da oğlu, köşkün arka bahçesine yapılan apartmana taşınmış. Köşkün şu anki durumuyla ilgili elde kesin bilgiler bulunmuyor. Gerekli restorasyonları geçirmezse, birkaç sene sonra göremeyeceğimiz köşke göz atmakta fayda var.

Adını Sahibinin Saçlarından Alıyor
Mabeyinci Faik Bey Köşkü’nden Bağdat Caddesi’ne doğru ilerlediğimizde bu sefer karşımıza Zülüflü İsmail Paşa Köşkü çıkıyor. Şu anda Dentamed Diş Tedavi Merkezi olarak hizmet veren tarihi köşkü içine girip gezme imkanınız da var. Oldukça başarılı bir restorasyon çalışmasından geçmiş. Duvardaki işlemeler hemen göze çarpıyor. Köşk, 1900-1905 yılları arasında yapılmış. 1926 yılında başından bir yangın geçmiş olsa da, ayakta kalmayı başarabilmiş. Sahibi İsmail Paşa’ya, gür saçlarından dolayı Zülüflü lakabı takılmış, köşkün adı da buradan geliyor. Zülüflü İsmail Paşa, Sultan İkinci Abdülhamid’in mabeyincilerinden Ali Bey’in iki oğlundan biri. Köşkün iki odası saray mimarları tarafından düzenlenmiş. Diş Polikinliği yapılırken restorasyondan geçerek bugünkü halini alan yapıya girerek, duvardaki işlemeleri görebilirsiniz.

Köşkü Başka Sokağa Taşıdılar
Zülüflü İsmail Paşa Köşkü’nün tam karşısından Yeşil Bahar Hastanesi’ne giden Cavit Paşa Sokağı’na girin. Tabelaları takip edecek olursanız, Tevfik Efendi Köşkü’ne varacaksınız. Yeşilbahar Sokağı’nda bulunan Tevfik Efendi Köşkü daha önce, oldukça büyük, ahşap ve üç katlı olarak Cengiz Han Sokağı’nda bulunuyordu. Arazi parsellenip yerine apartman yapılmak istenince, yıkılarak bugünkü yerinde aslına uygun olarak yeniden inşa edildi. Bugün köşk, Yeşilbahar Hastanesi olarak hizmet veriyor.

Yine Cavit Paşa Sokağı’nda bulunan bir başka köşkte, Ali Refik Paşa Köşkü’ne doğru ilerliyoruz. Apartmanların arasında kalmış köşk, yolun solunda kalıyor. Ali Refik Paşa’nın oğlu İsmail Türsan hálá bu köşkte kızlarıyla beraber yaşıyor ve anılarını anlatıyor: ‘Eskiden arkamızdaki evi İngilizler işgal etmişti. O günleri hatırlıyorum hálá. Bu köşk bana babamdan kalma. Ona da babasından kalmış. Dört sene önce ön bahçemize bir apartman yaptırdık. Çünkü köşkün masraflarını karşılamak kolay değildi. Ayrıca apartman yapılırken, bizim köşk de çok güzel onarıldı. Şu an taş gibi ayakta.’

Fotoğrafları aranıyor
Dr. Müfid Ekdal, Osmanlı’da evlerin fotoğrafını çekme geleneği olmadığını belirtiyor. Kitabı hazırlarken de, 50-60 sene öncesinden başlayarak fotoğrafları kendisi çekmiş. Ekdal, ‘Günümüze ulaşmamış ama fotoğrafını aradığım evler var. Bu arayış 20 senedir sürüyor. Bulmak çok zor, bazen evin önünde çekilen aile fotoğraflarından evleri bulup çıkarıyorum’ diyor.

Nasıl Gidilir?
Eğer Avrupa yakasından Göztepe’ye gidecekseniz vapurla karşıya geçip, treni kullanmanızı tavsiye ediyoruz. Çünkü Tütüncü Mehmet Efendi Caddesi, tam Göztepe tren istasyonunun yanında bulunuyor. Tren seferleri 20 dakikada bir. Otomobiliniz varsa, otobüs veya dolmuş kullanmayı tercih ediyorsanız minibüs yolunu ve Bağdat Caddesi’ni de kullanabilirsiniz.
Hürriyet - Emre Erdoğan

 

Haziran 2004 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04 05 06
07 08 09 10 11 12 13
14 15 16 17 18 19 20
21 22 23 24 25 26 27
28 29 30
diğer aylar için tıklayın

Diyalog

Aydan Balamir, Ziya Tanalı
 ve Abdi Güzer
27 Nisan - 29 Haziran 2004 tarihleri arasında Diyalog bölümümüze konuk oluyor.

Ulusal Mimarlık Ödülleri üzerine gerçekleşen Diyalog buluşmasını  okumak için  buraya tıklayın...

Ulusal Mimarlık Ödülleri hakkında görüşlerinizi bildirmek için buraya tıklayın...

 
Vitra'nın katkılarıyla

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz