Göztepe’nin
tarihi köşkleri
Bu hafta NATO
trafiğinden kaçarak İstanbul’un Anadolu Yakası’na geçtik. Eskiden
sayfiye yeri olan, köşkleriyle ünlü Göztepe’yi geziyoruz. Rotamız Göztepe
minibüs yolundaki benzinciden başlayıp, Tütüncü Mehmet Efendi Caddesi
boyunca sürecek. Bu rotayı seçmemizin nedeni, yol ve çevresinde dört önemli
köşkün günümüze ulaşmış olması.
Rehberimiz Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan ‘Kapalı Hayat Kutusu-
Kadıköy Konakları’ adlı kitabın yazarı Müfid Ekdal. Kendisi de
Feneryolu’nda doğduğu köşkte yaşıyor. Köşkleri gezerken de ilginç
olaylarla karşılaştık. Örneğin apartmanların ortasında sıkışıp kalan
Ali Refik Paşa Köşkü’nde doğup, hálá aynı köşkte yaşayan 91 yaşındaki
İsmail Türsan’la tanıştık. O da bize anılarını anlattı. Her birinde
farklı hikayelerin yaşandığı Göztepe’nin tarihi köşklerini, bu hafta
sonu gidip görün. Fotoğraf makinenizi yanınıza almayı da unutmayın.
İstanbul’un sayfiye yeri olarak bilinen Göztepe, eskiden köşkleriyle ünlüydü.
Günümüzde bu köşklerin çoğunun yerini koca koca apartmanlar aldı. Bazı
köşkler yıkıldı, bazıları da geçirdiği restorasyon çalışmalarıyla
orijinalliğini yitirdi. Kadıköy’den Bostancı’ya kadar köşklerin
tarihini belgeleyen Dr. Müfid Ekdal bize rehberlik etti, biz de günümüze ulaşan
dört köşk üzerinden bir rota çizdik. Yazıyı hazırlarken dikkatimizi çeken
şey, aynı sokakta yaşamalarına rağmen birçok insanın bu köşklerin adlarını
dahi bilmemesi oldu. Bazı köşklerin isimlerinin değiştirildiğini gördük.
Göztepe’ye eğer trenle giderseniz, istasyonun tam karşısında
McDonald’s ve Aslı Börek sizi karşılıyor. Yürümeden önce kesin yemek
yemem lazım diyorsanız, buralarda bir şeyler atıştırabilirsiniz. Ayrıca
yine bu cadde üzerinde küçük bir sinema salonu olan Cinemarca’ya da uğrayabilirsiniz.
Arka Bahçede Apartman
İlk köşkümüz Tütüncü Mehmet Efendi Caddesi’nde bulunan Mabeyinci
Faik Bey Köşkü. Yolun hemen üzerindeki Bim Market’in tam karşısında
bulunan köşk, şu an terk edilmiş durumda. Mabeyinci Faik Bey tarafından ahşap,
boyasız ve iki buçuk katlı olarak yaptırılmış. Yapı, kısa süre sonra
hukukçu Seniyedin Bey’e satılmış. Seniyeddin Bey’in ölümünden sonra
da oğlu, köşkün arka bahçesine yapılan apartmana taşınmış. Köşkün
şu anki durumuyla ilgili elde kesin bilgiler bulunmuyor. Gerekli restorasyonları
geçirmezse, birkaç sene sonra göremeyeceğimiz köşke göz atmakta fayda
var.
Adını Sahibinin Saçlarından Alıyor
Mabeyinci Faik Bey Köşkü’nden Bağdat Caddesi’ne doğru ilerlediğimizde
bu sefer karşımıza Zülüflü İsmail Paşa Köşkü çıkıyor. Şu anda
Dentamed Diş Tedavi Merkezi olarak hizmet veren tarihi köşkü içine girip
gezme imkanınız da var. Oldukça başarılı bir restorasyon çalışmasından
geçmiş. Duvardaki işlemeler hemen göze çarpıyor. Köşk, 1900-1905 yılları
arasında yapılmış. 1926 yılında başından bir yangın geçmiş olsa da,
ayakta kalmayı başarabilmiş. Sahibi İsmail Paşa’ya, gür saçlarından
dolayı Zülüflü lakabı takılmış, köşkün adı da buradan geliyor. Zülüflü
İsmail Paşa, Sultan İkinci Abdülhamid’in mabeyincilerinden Ali Bey’in
iki oğlundan biri. Köşkün iki odası saray mimarları tarafından düzenlenmiş.
Diş Polikinliği yapılırken restorasyondan geçerek bugünkü halini alan yapıya
girerek, duvardaki işlemeleri görebilirsiniz.
Köşkü Başka Sokağa Taşıdılar
Zülüflü İsmail Paşa Köşkü’nün tam karşısından Yeşil Bahar
Hastanesi’ne giden Cavit Paşa Sokağı’na girin. Tabelaları takip edecek
olursanız, Tevfik Efendi Köşkü’ne varacaksınız. Yeşilbahar Sokağı’nda
bulunan Tevfik Efendi Köşkü daha önce, oldukça büyük, ahşap ve üç katlı
olarak Cengiz Han Sokağı’nda bulunuyordu. Arazi parsellenip yerine apartman
yapılmak istenince, yıkılarak bugünkü yerinde aslına uygun olarak yeniden
inşa edildi. Bugün köşk, Yeşilbahar Hastanesi olarak hizmet veriyor.
Yine Cavit Paşa Sokağı’nda bulunan bir başka köşkte, Ali Refik Paşa
Köşkü’ne doğru ilerliyoruz. Apartmanların arasında kalmış köşk,
yolun solunda kalıyor. Ali Refik Paşa’nın oğlu İsmail Türsan hálá bu köşkte
kızlarıyla beraber yaşıyor ve anılarını anlatıyor: ‘Eskiden arkamızdaki
evi İngilizler işgal etmişti. O günleri hatırlıyorum hálá. Bu köşk
bana babamdan kalma. Ona da babasından kalmış. Dört sene önce ön bahçemize
bir apartman yaptırdık. Çünkü köşkün masraflarını karşılamak kolay
değildi. Ayrıca apartman yapılırken, bizim köşk de çok güzel onarıldı.
Şu an taş gibi ayakta.’
Fotoğrafları aranıyor
Dr. Müfid Ekdal, Osmanlı’da evlerin fotoğrafını çekme geleneği
olmadığını belirtiyor. Kitabı hazırlarken de, 50-60 sene öncesinden başlayarak
fotoğrafları kendisi çekmiş. Ekdal, ‘Günümüze ulaşmamış ama fotoğrafını
aradığım evler var. Bu arayış 20 senedir sürüyor. Bulmak çok zor, bazen
evin önünde çekilen aile fotoğraflarından evleri bulup çıkarıyorum’
diyor.
Nasıl Gidilir?
Eğer Avrupa yakasından Göztepe’ye gidecekseniz vapurla karşıya geçip,
treni kullanmanızı tavsiye ediyoruz. Çünkü Tütüncü Mehmet Efendi
Caddesi, tam Göztepe tren istasyonunun yanında bulunuyor. Tren seferleri 20
dakikada bir. Otomobiliniz varsa, otobüs veya dolmuş kullanmayı tercih
ediyorsanız minibüs yolunu ve Bağdat Caddesi’ni de kullanabilirsiniz.
Hürriyet - Emre Erdoğan
|