Ege’nin
gelişimini alt yapı engelliyor
Türkiye Kalkınma Bankası, başta ulaşım olmak üzere fiziki ve sosyal
altyapı eksikliğinin, Ege Bölgesi’nin gelişmesini engelleyen etkenlerin başında
geldiğini bildirdi.
TKB tarafından hazırlanan Ege Bölgesi’nin ekonomik ve sosyal durumuna
ilişkin raporda, bölgenin Marmara’nın ardından en fazla net göç alan
ikinci bölge olduğu vurgulandı. Bölge illerinden en fazla göçün İzmir’e
olduğu kaydedilen raporda, buna karşılık Afyon’un net göç veren iller
arasında bulunduğu ifade edildi. Nüfusun Bölge’nin büyük kentlerinde (İzmir,
Manisa ve Aydın) yoğunlaştığı, buna karşılık başta Uşak olmak üzere
küçük kentlerin çok büyümediği ifade edildi.
Türkiye Kalkınma Bankası’nın raporuna göre, Ege Bölgesi, Türkiye
ortalamasının üzerinde bir gelişmişlik düzeyine sahip bulunuyor. Bölge
gerek sosyo-ekonomik gelişmişlik araştırmasında, gerek kişi başına gelir
düzeyi araştırmasında, gerekse insani gelişme endeksi araştırmasında
genel olarak tüm göstergeler itibariyle ülke ortalamalarının üzerinde değerler
alıyor.
Bölge gayri safi yurtiçi hasılasında sanayi sektörünün payı ilk sırada
bulunurken, turizm sektörü bunu takip ediyor.
Bölge illeri Arasındaki Gelişme Farkları
Bölge illerinden Afyon, Uşak, Kütahya, Aydın, Denizli ve Manisa illerinde kişi
başına hasılanın bölge ortalamasının altında olduğu dikkati çekerken,
İzmir ve Muğla ise bölge ortalamasının üzerinde yer alıyor.
Bölgenin sosyo-ekonomik yapısındaki bu olumsuz durumun en önemli
nedenlerinden biri altyapı yetersizliği olarak gösterilirken, rapora göre,
başta ulaşım olmak üzere fiziki ve sosyal altyapı eksikliği, bölgenin
gelişmesini engelleyen etkenlerin başında geliyor.
Dolayısıyla Bölge’nin ekonomik yönden kalkınmasının daha da geliştirilmesi
ve Bölge illeri arasındaki gelişmişlik farklılıklarının ortadan kaldırılması,
başlangıç olarak bölgenin altyapı yatırımlarının bölge illeri arasında
dengeli ve öncelik ilkelerine bağlı olarak gerçekleştirilmesine bağlı
bulunuyor.
Rapora göre, altyapı yatırımlarıyla beraber aynı zamanda bölgenin
ekonomik kalkınmasını etkileyecek potansiyel alanların öncelikle değerlendirilerek
saptanması gerekiyor.
Raporda, bu potansiyeli taşıyan tarım, sanayi, ticaret ve turizm yatırımlarının
en ince ayrıntılarıyla birlikte incelenerek ortaya konmasının daha rasyonel
yatırımların yapılması açısından müteşebbisleri yönlendirebileceği
de vurgulanıyor.
NTVMSNBC |