reklam

26 Temmuz 2004 Pazartesi
Ana Sayfa > Haberler

Denizi kirletenin yaptığı yanına kâr kalmayacak

Türkiye, boğazlarda yaşanan tanker kazaları ve bunların neden olduğu çevre kirliliğini en az seviyeye indirmek için bir dizi yeni önlem almaya hazırlanıyor.

Çevre ve Orman Bakanlığı, denizlerde yaşanacak kazalara anında müdahale etmek ve ortaya çıkacak zararın ilgili taraflarca karşılanmasını sağlamak için bir yasa tasarısı hazırlayarak Meclis'e gönderdi. Tasarıya göre, petrol ve diğer zararlı maddeleri taşıyan gemilerin Türk karasularında demirlemesine izin verilmeyecek. Demirlemek isteyen gemiler 48 saat önceden izin almak zorunda olacak. Kıyı tesislerinin ise kirlenmeye karşı bir dizi yeni önlem alması gerekecek. Bu önlemleri almayan tesislere gemilerin girişine izin verilmeyecek. Mal sahipleri çevre kirliliğinden sorumlu olacak ve kamu zararı kendilerinden tahsil edilecek.

Çevre ve Orman Bakanlığı'nın hazırladığı, "Deniz Çevresinin Petrol ve Diğer Zararlı Maddelerle Kirlenmesinde Acil Durumlarda Müdahale ve Zararların Tazmini Esaslarına Dair Kanun Tasarısı" çevre kirliliğinin önlenmesine ilişkin önemli yaptırımları içeriyor. Yasa, acil durumlarla gemi ve kıyı tesislerinden kaynaklanacak kirlenmeye zamanında müdahale, zararın tespiti ve kaza sonrasına ilişkin zararın karşılanmasını öngörüyor. Yasaya göre, Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerde belirlenmiş standartlara uymayan, petrol ve diğer zararlı maddeleri taşıyan gemiler, can kurtarma gibi acil durumların dışında Türk iç sularında demir atamayacak. Şartlara uymayan gemiler bağlanarak seferden yasaklanacak.

Türk iç suları veya tesislere girmek zorunda olan gemiler ise bu taleplerini 48 saat öncesinden Denizcilik Müsteşarlığı'na bildirerek izin alacak. Gemi, taşıdığı yükle ilgili yetkililere bilgi vermek zorunda olacak. Bu zorunluluğa uymayan gemiler de Türk karasularından çıkartılacak. Yasa gereği sadece gemiler değil, kıyı tesisleri de bir dizi önlem almak zorunda kalacak. Kıyı tesisleri muhtemel kirliliğe müdahale etmek için personel, malzeme ve ekipman bulundurmak zorunda olacak. Gerekli donanımı sağlamayan kıyı tesislerinin faaliyetlerine ise izin verilmeyecek.

Düzenleme, meydana gelecek zarar ve çevre kirliliğinin sebep olanlar tarafından karşılanmasını öngörüyor. Muhtemel bir kazaya neden olan gemi ya da kıyı tesisinin yetkilileri; temizleme masrafları, koruyucu önlemlere ilişkin masraflar, canlı kaynaklar ve deniz yaşamına verilen zararlar, bozulan çevrenin yeniden oluşturulması, toplanan atıkların taşınması ve bertarafı için yapılacak masrafları, şahısların yaralanması ve ölmesinden kaynaklanacak zararları, gelir kayıplarını ve diğer kamu zararlarını ödemek zorunda kalacak. İki veya daha fazla geminin karıştığı kazalarda ortaya çıkan zarardan gemilerin sorumluları müştereken ve müteselsilen sorumlu olacak.

Yasa, muhtemel kaza ve çevre kirliliği durumunda kamunun yetkilerini de belirliyor. Yasaya göre, olay sonrası ortaya çıkacak kirlenmeye ve kirlenme tehlikesine müdahale etme yetkisi Denizcilik Müsteşarlığı'na ait olacak. Müsteşarlık isterse bu görevi, Sahil Güvenlik Komutanlığı veya bu amaca uygun kurulmuş birimlere devredebilecek. Boğazlarda yaşanabilecek olaylara müdahale ve zararın karşılanması sırasında yaşanan olumsuzlukların giderilmesi amacıyla hazırlanan yasa tasarısının gerekçe bölümünde “bir ülkenin, deniz yetki alanlarında meydana gelecek bir olaya zamanında ve etkin müdahale edebilmesi, aynı zamanda egemenlik haklarının teyidi ve göstergesi olarak kabul edilmektedir” ifadelerine yer verildi.
Zaman - Edip Ali Yavuz

 

Temmuz 2004 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04
05 06 07 08 09 10 11
12 13 14 15 16 17 18
19 20 21 22 23 24 25
26 27 28 29 30 31
diğer aylar için tıklayın

Ağaçları ormana dönüştürmek, denizleri temizlemek... Doğal çevremiz ile ilgili görüşlerimiz Çevre forumunda...

Arkitera.com/forum

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz