reklam

26 Temmuz 2004 Pazartesi
Ana Sayfa > Haberler

Kent bir labirenttir

'Kent bir labirenttir' diyordu şair Kavafis, İskenderiye için. İçine girdikten sonra bir daha çıkılmayan, dönüp dönüp hep aynı yerlere geldiğiniz bir sanrı, bir düş, bir karabasan...

İstanbul'un karman çorman sokaklarında kaybolduğum zamanlar mırıldanıyorum İstanbul doğumlu, İskenderiye yazgılı şairin o mısraını. Dönüp dönüp hep aynı noktalarda bulduğumda kendimi: 'Kent bir labirenttir.'

Biraz romantik bir giriş oldu, ama aslında çok kaba bir gerçekten söz etmek istiyorum: Bu şehr-i İstanbul herhalde dünyanın en kolay kaybolunan kentler listesinde önlerde gelir. Çünkü İstanbul'un (Kadıköy dahil) trafik yol gösterme levhaları adeta insanı şaşırtmak ve kaybolmasını sağlamak üzere özel olarak hazırlanmıştır.

Örneğin, karşınıza çıkan ilk levhada bundan sonraki sağa dönüşün Şile yolu olduğu belirtilmiştir. Ne var ki, ilk sağa dönüş yerinde başka iki semtin adı karşınıza çıkar. Bu ne demektir? Şile'ye gitmek için bu semtlerden mi geçmek gerekir? Yoksa Şile kavşağı bir çıkış aşağıya mı ertelenmiştir?

Şaşırıp kalırsınız. O çıkıştan çıksanız bir türlü, çıkmasanız bir türlü. Panik içinde bir karar verirsiniz ve kendinizi nereye gittiği belli olmayan dar sokaklarda bulursunuz. Ne Şile yolu vardır artık, ne geriye dönüş işareti. Kent bir labirenttir.

Bazen tuzak levhalar çıkar karşınıza. İlk sapaktan sağa dönerseniz
'çevreyolu'na çıkacağınızı müjdeler. Derin bir oh çekersiniz. Derken, sağa saptıktan az sonra üçlü bir yol ağzında bulursunuz kendinizi. Ve burada hiçbir yol gösterici levha yoktur. Peki, çevreyoluna nasıl gidilecek? Bu işin bir mantığı olması gerektiğini düşünerek en sağdaki yola girersiniz. Ve kaybolursunuz.
Bu işin mantığı yoktur. Kent bir labirenttir.

Uzun dolaşmalardan sonra yeni bir çevreyolu tabelası çıkar karşınıza. Yalnız bunun üzerinde biri sağa, öteki düz gidişi işaret eden iki ok vardır. Şaşırıp sağa girersiniz. Ve kendinizi Ankara yönünde gider bulursunuz. Oysa gitmek istediğiniz yön bunun tam tersidir. Hedefinizden uzaklaştıkça moraliniz bozulur. Dedim ya, kent bir labirenttir.

Bu labirentte başkalarına yol sormak da çare değildir. Karşınıza çıkanların çoğu üzerinde bulunduğu sokağın adını dahi bilmez. Daha iddialı olanların yaptığı tariflerin çoğu yanlış çıkar.
Kent bir labirenttir.

Böyle durumlarda tüm diğer araçların tamponlarına hani o stiker yapıştırılmış gibi gelir bana: 'Beni takip etme çünkü ben de kayboldum.'
Kent bir labirenttir ve dört bir yanı çeşitli anlamlarda kayıp, yolunu bulmaya çalışan insanlarla doludur.
Radikal - Haluk Şahin

 

Temmuz 2004 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04
05 06 07 08 09 10 11
12 13 14 15 16 17 18
19 20 21 22 23 24 25
26 27 28 29 30 31
diğer aylar için tıklayın

Yarışma

AMV Genç Mimar Ödülü 2004


Son başvuru tarihi:
30.07.2004

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz