Bu evlerin ruhu var
Bask ülkesinde biriyle karşılaştığınızda
size adınızdan önce "Hangi evdensiniz?" diye sorar, cevaba göre
kim olduğunuzu da bilir. Çünkü her evin özel bir kimliği vardır.
Size söz verdiğim gibi, tatil dönüşümde eşimin güney Fransa'daki bölgesinin,
yani Bask ülkesini ve evlerini anlatan yazımı hazırladım. Hemen belirteyim,
tarihsel ve kültürel süreçten dolayı Fransa'da bizdeki "bölge"
nin karşılığı "ülke" olarak geçiyor. Bask Ülkesi (Pays
Basque), üçü Fransa'da, dördü ise İspanya'da bulunan 7 eyaletten oluşmakta.
Burası upuzun ve yüksek Pirene Dağları ile çevrelenmiş ve bu coğrafi
konumundan dolayı çok fazla istilaya uğramamış, bu nedenle de dilini
(Euskara), kültürünü (Folklorik danslar, şarkılar vb.), geleneksel
aktivitelerini (Pelote oyunu, güç sporları, boğa güreşi vb.) bugüne dek
koruyabilmiş, tabiatıyla çok zengin bir ülkedir. Bu şekilde içe dönük
bir yaşamla kan grupları (Neredeyse yüzde 99.9) "O Rh +" olan, çok
uzun boylu olmamalarına rağmen inanılmaz güçlü, erkeklerin başında da
kesinlikle siyah beresi bulunan ilginç bir Basklı tipi oluşmuştur.
Doğaldır ki, burası da son yüzyılda
diğer bölgeler ve yabancılarla karışmış olduğundan bu özelliğini azıcık
yitirmiş de olsa, bazı konulardaki gelenekselciliklerini hala sürdürmekteler.
Burası bir yandan Akdeniz Okyanusu'na açılan mükemmel plajları, kumsalları
(St. Jean de Luz vb), golf alanları (Bidart), diğer taraftan sörfçülerin rüyalarını
süsleyen müthiş dalgalarıyla (Biarritz) yazın çok rağbet edilen bir bölge
olduğu gibi, kışın da yüksek Pirene Dağları'ndaki kayak merkezleriyle
(Iraty, Ossau vb.) gözde turizm bölgelerindendir. Aynı zamanda San Sebastian
ve Bilbao'dan başlayıp Paris veya Puy en Velay'de biten St. Jacques de
Compostelle haç yolu üzerindedir. İspanyol etkisiyle oldukça süslü
kiliseleri iki hatta üç kat localı yapılmıştır. İlginç tarafı, güçlü
sesleriyle Baskça mistik bir havada şarkı söyleyen erkeklerin üst
localarda, kadınların ise alt katta ayine katılmaları. Aslında ben müziğin
ve dansın olmadığı bir Bask evini düşünemiyorum. Ayrıca Basklılar'ın
kendilerine ait, gelişmiş bir edebiyatları vardır. Ünlü yazarımız Melih
Cevdet Anday'ın (Hendaye) soyadını aldığı bu bölgede bizlerin özellikle
Aziyade romanıyla yakından tanıdığı Pierre Loti'nin de evi
bulunmakta.
Basklıları yaz aylarında
Bayonne şenlikleri sırasında, öncesi ve sonrasında bembeyaz giysileri, kırmızı
boyun bağları ve siyah ya da yeşil bereleriyle gruplar halinde çoşkulu dolaşırken
görmek mümkün. Gündüzleri geniş bir seyirci kitlesi önünde yüksek
bahislerin döndüğü, squash'a benzetebileceğimiz ve hasır fileden yapılmış,
ince uzun yarım ay şeklindeki sopalarla (Chisterra) ya da çıplak elle oynadıkları
(Main nue) pelote oyunundan veya inanılmaz güç güsterilerinin sergilendiği
force basque'dan sonra akşamları da arenada boğa güreşlerini izlemediniz mi
Bask'ı yaşamış olmuyorsunuz. Belki şimdi size inanılmaz gibi gelebilir
ancak kıyafetlerindeki bu renkler aslında evlerinden üstlerine gelen bir izdüşüm
bence... Hatırlar mısınız bilemiyorum, bu sütundaki ilk yazımda size soyadımın
Etche ve Berry olarak ikiye bölündüğünde Bask dilinde "Yeni Ev"
anlamına geldiğini yazmıştım.
Bask Ülkesi'nde ev (Etche) her
şey demek. Her şey "Etche" ile başlar ve her şey "Etche"
ile biter. Bu ilk başta çok basit gibi gelse de aslında çok derin bir
gelenek ve anlayış biçimi. Bu ülkede biriyle karşılaştığınızda size
adınızdan önce "Hangi evdensiniz?" diye sorar ve inanılması bizim
için çok güç olan bir durumla, yani alacağı cevaba göre, sizin kim olduğunuzu
da bilir. Çünkü her evin bir soyağacı, kimliği, hatta ruhu vardır. Evin
adı, konumunu ve tarihini gösterir biçimde giriş kapısının üstündeki taş
plakaya yazılmıştır. Siz o evle doğar, o evle ölürsünüz. Köy meydanında
pelote oyununun oynandığı Fronton duvarı, kilise ve kilisenin hemen yanındaki
mezarlık bunu size en güzel bir biçimde gösterir. Mezar taşlarının üzerinde
ölen kişinin adı yazmaz, evinin adı yazar. Yani her evin bir mezarı vardır
ve siz o evde oturduğunuz için ölünce de o evin mezarına gömülürsünüz!
Evin, sahibi değişse bile, mezarı aynı kalır.
Şöminesiz ev yok
Geleneksel Bask evlerinde dış duvarlar beyaz kireç, kenarları taş, kapı ve
kepenkler ise ya kırmızı, kahverengi ya da yeşildir, tıpkı özgün kıyafetleri
gibi! Bu arada, kıyı şeridinde geçen yüzyıldan beri mavi rengine de
rastlanmakta. Eskiden kırmızıyı boğa kanı katarak üretirlermiş, yeşil
ise çok yağmur yağdığından dolayı bol ağaçlı ve yemyeşil bir bölge
olmasından kaynaklanan bir seçim herhalde. Yeni yapılar dahi artık kireç değilse
bile, beyaz boyalı olmak mecburiyetinde bırakıldığından bunun dışında
başka bir renk çeşidine rastlamanız neredeyse mümkün değildir. Geleneksel
Bask evlerinde iki eğimli çatı vardır ve duvarlar, iç duvarlar bile! yaklaşık
50 cm. kalınlığında olduğundan izolasyon sorunu oluşmamaktadır. Evlerde
mutlaka şömine veya soba vardır. Bunun yanına zuzulu dedikleri, arkası bir
hayli yüksekçe, iki ya da üç kişilik, kolçaklı ahşap bir kanape konulur.
Mutfaklardaki kuzine hem yemek pişirmek için, hem de odaların ısıtılması
amacıyla kullanılmakta. Geleneklerine fazlasıyla bağlı Basklıların diğer
kültürlerden çok farklı yemekleri de vardır. Böylece evin hanımı, ham
pamuktan kırmızı ve yeşil şeritlerin geçirilmesiyle yapılan yöresel masa
örtüsünün üstüne kuracağı sofrasında tek Bask şarabı olan Irouleguy'
nin (AOC) yanında size başka hiçbir yerde böylesine lezzetlisini bulamayacağınızdan
emin olduğu Chipiron (jambon ve kendi mürekkebiyle hazırlanan kalamar), toro
(balıkçılık çok gelişmiş olduğundan balık çorbası), poulet basque
(Bask tavuğu), Axoa (baharat, Espelette biberi ve soğanla yapılan bir et yemeği)
ve gateau basque (Bask pastası) hazırlayabilir. Üstüne de hep birlikte güzel
bir Izarra içersiniz
Sabah - Meltem Etcheberry
|