reklam

02 Ağustos 2004 Pazartesi
Ana Sayfa > Haberler

Turistik model

Tarihi ve doğal zenginliklerine karşın turizmde istediği başarıyı yakalayamayan Türkiye'nin önünü turizmle ilgili teşvikler açtı. Şimdi sıra kültür patlamasında.

Kültür Yatırımları ve Girişimlerini Teşvik Yasası, turizm teşvik yasaları örnek alınarak hazırlandı. Bakanlık yetkilileri, turizmde işe yarayan yasanın kültür alanında da yararlı olacağı görüşünde

Kültür sanat dünyasında heyecanla karşılanan yeni sponsorluk yasasını, meğer biraz da Kültür Bakanlığı'nın Turizm Bakanlığı'yla birleşmesine borçluymuşuz. İstanbul'un merkezinde gayet hareketli bir kültür sanat hayatı var. Ama kentin çevresine ve Türkiye'nin diğer illerine uzandıkça müthiş bir yoksunluk ortaya çıkıyor. Sanat üretimi bakımından pek parlak olmayan durumumuz, kültürel mirasın korunması söz konusu olduğunda tam bir felaket manzarası sunuyor. Bu sorunların devlet yardımlarıyla giderilmesinin mümkün olmadığını artık herkes çok iyi bildiği için de umut özel kuruluşların seferber edilmesine bağlandı. Dün de Kültür ve Turizm Bakanı Mumcu, özel kuruluşları bu alanlara yatırım yapmaya çağırdı.

Aslında özel kuruluşların kültür ve sanata kaynak aktarmasını özendirecek yasal düzenlemeler temmuz ortasında TBMM'den geçti. Kültür Yatırımları ve Girişimlerini Teşvik Yasası ile Vergi Yasası'nda yapılan düzenlemeler cazip teşvikler ve vergi muafiyetleri içeriyor. Kültür endüstrisinin kimi aktörleri yasanın getirdiği olanakların farkında ve gelişmeleri heyecanla karşılıyorlar. Örneğin İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı'nın Genel Müdürü Görgün Taner, bu yasanın büyük bir rahatlama getireceğini, Türkiye'deki kültür ve sanat üretiminin artıp yaygınlaştırılmasına katkıda bulunabileceğini söylüyor.

Kültür merkezleri açılacak
Türkiye'nin turizm, spor gibi alanlarda yaşadığı atılımın ardında benzer düzenlemeler var. AKP hükümetinin Kültür Bakanlığı'nı Turizm Bakanlığı'yla birleştirmesi, ikincinin bu alandaki tecrübelerinin kültür sanat alanına da aktarılabilmesine olanak tanıdı. 80'lerden bu yana uygulanan turizm teşvik yöntemleri neredeyse aynen kültür sanat dünyasına aktarılacak. Bakanlık, sanatı tüm topluma yayacak kültür merkezleri kurulmasını, kültürel mirasın korunması için gerekli yatırım ve organizasyonların gerçekleşmesini bir de markalaşacak büyük ve sürekli festivallerin desteklenip geliştirilmesini amaçlıyor.
Kütür ve Turizm Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Nihat Gül, 1983 yılında turizm teşvik kanunlarıyla bir milyon turistin hedeflendiğini, bugün 15 milyon gibi bir rakamın telaffuz edildiğine dikkat çekiyor. Yani teşvik sisteminin işe yarayacağından umutlu. Yasanın 'sponsorluk' ve 'teşvik' gibi iki unsuru olduğunu söyleyen Gül'e göre, teşvikler sayesinde çok sayıda kültür merkezi tamamlanıp işletmeye açılabilecek.

Yasanın hazırlanmasında görev alanlardan Eğitim Daire Başkanı Mahmut Evkuran'ın ifadesiyle yasanın temelinde 'Devlet kaynaklarıyla kültürün çağdaş ve sürdürülebilir bir model olmadığı' düşüncesi yatıyor. Yatırımlar konusunda önemli ölçüde Turizm Bakanlığı'ndaki birikimleri değerlendirdiklerini anlatan Evkuran, kültürel etkinliklerin desteklenmesi süreci için de çalışmaların sürdüğünü söylüyor. Burada en önemli mesele, teşviklerden ve vergi indirimlerinden yararlanacak kurumlara gerekli belgeyi verecek ve daha sonra denetimleri üstlenecek kurulun yapısı. Uygulamanın istismar edilmesinden endişelenen Maliye, Kültür ve Turizm bakanlıkları için böyle bir kurulun mutlaka olması gerekiyor.

Yasanın hazırlanmasına katkıda bulunan Görgün Taner'in de en az memnun olduğu konu 'kurul' uygulaması: "Yasada benim hoşuma gitmeyen şey, bu değerlendirmeyi yapacak kurulun tamamen bakanlık yetkililerinden oluşması. Tabii biraz beklemek lazım, bu kurullara sivil toplum kuruluşlarından temsilciler alınması da mümkün. Benim tahminim, bu yasayı yaparken bu kadar titiz davranan bakanlığın bu komisyonu oluşturup işletirken de ortak akla önem vereceği doğrultusunda." Mahmut Evkuran ise bu mekanizmanın netleşmesi için yönetmeliklerin hazırlanması gerektiğini söylüyor.

Yine de turizmdeki uygulama model alınacağı için kültür alanındaki kurulda sektör temsilcileri ile sivil toplum mensuplarının bulunmasına da kesin gözüyle bakılıyor. Tabii tüm bunların netleşeceği yönetmelikler için en az altı ay bekleyecğiz.

Sağlık ve hele spor alanındaki güçlü baskı, sponsorluk yasalarının kolayca çıkmasını sağladı. Kültür sanat alanında ise İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı, Tarih Vakfı gibi kuruluşların çabaları ile bakanlık yetkililerinin istekli davranması sayesinde bir yasamız oldu. Otel, motel inşaatlarının önünü açıp Türkiye'nin turizmini patlatan uygulama şimdi kültür sanatın hizmetinde. İlgili ve yetkili olanlar kültür patlaması yaşayacağımızdan şüphe duymuyor. En azından, her şey yolunda giderse 'tesis yetersiz' kalmayacak, bu kesin.

'Bulunmaz bir nimet'
İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı'nın genel müdürü Görgün Taner'e göre, önce sanat üretiminin artırılması gerek: 'Kültür merkezi yapmakla iş bitmiyor, bunun içini dolduracak etkinlikler üretilmeli':

Devlet vergi gelirlerinden nasıl feragat etti de yasa çıktı?
Kültür ve sanat pastası spor pastasından ve diğer pastalardan son derece küçük ve üzerinde o kadar tartışıp da 'gelir vergisinden kayba yol açacak' denilmesine değmeyecek kadar küçük bir pasta. Üstelik kültür ve sanat, bir ülkenin en önemli itici güçlerinden bir tanesi.

Yasa her tür kültür sanat faaliyeti için geçerli değil, kimi sınırlandırmalar var
Birtakım kuruluşlar kendi kültür ve sanat kuruluşlarını oluştururlar ve bu sonuçta bir cepten diğerine bir aktarım olur diye kanunda bir önlem alınmış. Bu sınırlar tartışılabilir, ama neticede ticari olan ve olmayanı ayırt etmek de lazım.

Kültür ve sanat alanındaki büyümeyi sizce nasıl yönlendirmek gerekiyor?
Evet büyüme vardı, ama yeterli değildi. Mesela İstanbul'daki kültür ve sanat etkinlikleri yeterince kente dağılmıyor. Herkesin kendi kültür ve sanat anlayışı olup da bunlar tabana yayılırsa o zaman bir şeyler ifade eder. Kültür ve sanat denilince akla gelen ilk şey festival değil. Bu alanda yapılacak tek şey kültür ve sanat merkezi üretmek de olmamalı. Binayı yapmakla bitmiyor, bunun içini dolduracak etkinliklerin Türkiye'de üretilmesi gerekiyor. Bu yasa sayesinde Türkiye'de sanatçıların yetişmesi ve üretmesine de destek verileceğini umuyorum. Çünkü sponsorluk sadece yurtdışından gelecek grubun parasını ödemek olmamalı. Bizim tek eksiğimiz, Türkiye'de üretilen kültür sanat etkinliklerinin sayıca az oluşu. Artık bizim de kendi prodüksiyonlarımızla yurtdışına çıkmaya başlamamız gerekiyor.
Radikal - Cem Erciyes

 

Temmuz 2004 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04
05 06 07 08 09 10 11
12 13 14 15 16 17 18
19 20 21 22 23 24 25
26 27 28 29 30 31
diğer aylar için tıklayın

Kültür ve sanat üzerine söylemek istedikleriniz Sanat  forumunda

Arkitera.com/forum

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz