reklam

05 Ağustos 2004 Perşembe
Ana Sayfa > Haberler

Dünya, ‘Mutlu’ tasarımları sevdi!

İtalya’da yaşayan Türk tasarımcılardan biri olan İnci Mutlu’nun iki ürünü birden (‘Otto’ ve ‘Düet’) International Design Yearbook/Uluslararası Tasarım Kitabı 2004’te yayınlanmak üzere seçildi. Başarısını kutlamak için aradığım Mutlu ile telefonda bile olsa kısa bir röportaj yaptık.

Bu yıl editörlüğünü ünlü İngiliz tasarımcı Tom Dixon’ın yaptığı ve bu ay içinde satışa çıkacak International Design Yearbook’un özelliği, o yıl içinde tasarlanan en seçkin, nitelikli, fark yaratan ve ilham veren ürünleri bir araya getirmesi ve gelecek yıllar için bir referans niteliği taşıması. Bir süre Türkiye’de çalıştıktan sonra 1999’da İtalya’nın yolunu tutan, üç yıl önce İtalyan mimar Luca Milano ile birlikte Milano’da açtığı Mutlu-Milano Design Studio’da Almanya, Belçika, Uzakdoğu, Türkiye ve İtalya dahil birçok ülkeye tasarım yapan İnci Mutlu, bu uluslararası kitaba seçilen ürünlerinin tasarım fikirlerini Evcimen ile paylaştı.

İtalyan tasarım literatüründe ve dergilerde adına ve tasarımlarına çok sık rastlıyorum; ama bu kitap daha büyük önem taşıyor, neden?
Aslında seçilen iki ürünüm de dediğin gibi geçen sene Avrupa tasarım dergilerinde oldukça yer aldı, ama dergileri okuyorsunuz ve bir zaman sonra kaybedebiliyorsunuz. Bu sebeple ürünlerin böyle bir kitapta yer almasından dolayı çok mutluyum. Biz üniversitede öğrenciyken tasarım öğrenmek için bu kitaplara hayretle bakıyorduk. Demek ki çalışılınca her şey mümkün olabiliyor. Bir de kalbinin sesini dinlemekte fayda var.

Otto nasıl çıktı ortaya?
Otto ismi Ottoman’dan geliyor. Osmanlı saraylarında padişahların oturduğu tahtlardan aklıma geldi. Amacım ev içinde küçük bir ev yaratmaktı. İçine girebileceğiniz, sığınabileceğiniz, sizi koruyan ve çevreleyen bir ev... Ürünün dışındaki motif, Osmanlı sanatındaki gibi kendini tekrar eden bir motif. Amacım, içine girdiğinizde dışarının sizi gözetlemeyeceği, ama sizin dışarıyı gözetleyebileceğiniz hissini uyandırmaktı. Tıpkı geleneksel Anadolu konutlarındaki gibi.

Peki ya Düet? Üzerinde oturunca sohbete dalacaksınız hissini uyandırıyor...
Aynen öyle, Düet çok insancıl bir ürün. Standart kanepe kalıplarından uzaklaşıp çok esnek formlar ortaya koyuyor. Kanepe üzerinde illa ki şöyle oturacaksın diye bir şey dikte etmiyor. Amacı iki kişiyi karşılıklı uzandırıp, konuşturup iletişime geçirmek. Dıştan bakınca da ürünün niyeti belli oluyor. Niyetini açıkça dışarı vurabildiği ve fonksiyon dışında insan duygularına yönelik, demokratik bir ürün olduğu için başarılı bence.

Tasarımda ana kriterin nedir?
Benim İtalya’da ön plana çıkmamın sebebi İtalyan gibi değil bir Türk gibi düşünmem. Kendimi iki kültüre de yakın hissediyorum. Doğu türkülerini, kıvrak Arap ezgilerini, uzun havaları içimde hissederken, Akdeniz kültürüne mensup İtalyanlarla kendi aramda hiçbir fark bulamıyorum. Bu kitap için seçilen iki ürün de ticari kaygılardan uzak, içimden gelen ürünlerdi. Mobilyada bir duygu yaratmamız gerek. İnsanlar o duyguyu almalılar. Çevrede olup bitenlere gözümü kapayıp, içimden gelenleri ve Türk kültürünü yansıtan ürünleri tasarlamayı seviyorum. Herkesin görünce almak isteyeceği, yumuşak, insana dost ürünler tasarlamaktan yanayım. Herkes uçuk kaçık tasarımların peşinde. Ama kimse eğri büğrü koltukları evine almak istemiyor. Önemli olan bildiğimiz 40 yıllık kanepeyi tekrar tasarlayabilmek. Eşyalarınızın da dostlarınızdan farkı yoktur. Sizi anlamalı, dinlendirmelidirler.
Hürriyet- Melda Narmanlı Çimen

 

Ağustos 2004 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01
02 03 04 05 06 07 08
09 10 11 12 13 14 15
16 17 18 19 20 21 22
23 24 25 26 27 28 29
30 31
diğer aylar için tıklayın

Kültür ve sanat üzerine söylemek istedikleriniz Sanat  forumunda

Arkitera.com/forum

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz