Dünya, ‘Mutlu’ tasarımları
sevdi!
İtalya’da
yaşayan Türk tasarımcılardan biri olan İnci Mutlu’nun iki ürünü birden
(‘Otto’ ve ‘Düet’) International Design Yearbook/Uluslararası Tasarım
Kitabı 2004’te yayınlanmak üzere seçildi. Başarısını kutlamak için
aradığım Mutlu ile telefonda bile olsa kısa bir röportaj yaptık.
Bu yıl editörlüğünü ünlü İngiliz tasarımcı Tom Dixon’ın yaptığı
ve bu ay içinde satışa çıkacak International Design Yearbook’un özelliği,
o yıl içinde tasarlanan en seçkin, nitelikli, fark yaratan ve ilham veren ürünleri
bir araya getirmesi ve gelecek yıllar için bir referans niteliği taşıması.
Bir süre Türkiye’de çalıştıktan sonra 1999’da İtalya’nın yolunu
tutan, üç yıl önce İtalyan mimar Luca Milano ile birlikte Milano’da açtığı
Mutlu-Milano Design Studio’da Almanya, Belçika, Uzakdoğu, Türkiye ve İtalya
dahil birçok ülkeye tasarım yapan İnci Mutlu, bu uluslararası kitaba seçilen
ürünlerinin tasarım fikirlerini Evcimen ile paylaştı.
İtalyan tasarım literatüründe ve dergilerde adına ve tasarımlarına
çok sık rastlıyorum; ama bu kitap daha büyük önem taşıyor, neden?
Aslında seçilen iki ürünüm de dediğin gibi geçen sene Avrupa tasarım
dergilerinde oldukça yer aldı, ama dergileri okuyorsunuz ve bir zaman sonra
kaybedebiliyorsunuz. Bu sebeple ürünlerin böyle bir kitapta yer almasından
dolayı çok mutluyum. Biz üniversitede öğrenciyken tasarım öğrenmek için
bu kitaplara hayretle bakıyorduk. Demek ki çalışılınca her şey mümkün
olabiliyor. Bir de kalbinin sesini dinlemekte fayda var.
Otto nasıl çıktı ortaya?
Otto ismi Ottoman’dan geliyor. Osmanlı saraylarında padişahların
oturduğu tahtlardan aklıma geldi. Amacım ev içinde küçük bir ev yaratmaktı.
İçine girebileceğiniz, sığınabileceğiniz, sizi koruyan ve çevreleyen bir
ev... Ürünün dışındaki motif, Osmanlı sanatındaki gibi kendini tekrar
eden bir motif. Amacım, içine girdiğinizde dışarının sizi gözetlemeyeceği,
ama sizin dışarıyı gözetleyebileceğiniz hissini uyandırmaktı. Tıpkı
geleneksel Anadolu konutlarındaki gibi.
Peki ya Düet? Üzerinde oturunca sohbete dalacaksınız hissini uyandırıyor...
Aynen öyle, Düet çok insancıl bir ürün. Standart kanepe kalıplarından
uzaklaşıp çok esnek formlar ortaya koyuyor. Kanepe üzerinde illa ki şöyle
oturacaksın diye bir şey dikte etmiyor. Amacı iki kişiyi karşılıklı
uzandırıp, konuşturup iletişime geçirmek. Dıştan bakınca da ürünün
niyeti belli oluyor. Niyetini açıkça dışarı vurabildiği ve fonksiyon dışında
insan duygularına yönelik, demokratik bir ürün olduğu için başarılı
bence.
Tasarımda ana kriterin nedir?
Benim İtalya’da ön plana çıkmamın sebebi İtalyan gibi değil bir Türk
gibi düşünmem. Kendimi iki kültüre de yakın hissediyorum. Doğu türkülerini,
kıvrak Arap ezgilerini, uzun havaları içimde hissederken, Akdeniz kültürüne
mensup İtalyanlarla kendi aramda hiçbir fark bulamıyorum. Bu kitap için seçilen
iki ürün de ticari kaygılardan uzak, içimden gelen ürünlerdi. Mobilyada
bir duygu yaratmamız gerek. İnsanlar o duyguyu almalılar. Çevrede olup
bitenlere gözümü kapayıp, içimden gelenleri ve Türk kültürünü yansıtan
ürünleri tasarlamayı seviyorum. Herkesin görünce almak isteyeceği, yumuşak,
insana dost ürünler tasarlamaktan yanayım. Herkes uçuk kaçık tasarımların
peşinde. Ama kimse eğri büğrü koltukları evine almak istemiyor. Önemli
olan bildiğimiz 40 yıllık kanepeyi tekrar tasarlayabilmek. Eşyalarınızın
da dostlarınızdan farkı yoktur. Sizi anlamalı, dinlendirmelidirler.
Hürriyet- Melda Narmanlı Çimen
|