reklam

12 Ağustos 2004 Perşembe
Ana Sayfa > Haberler

'Korumada bir umut'

Bu yeni yasa, mülk sahibinin mağduriyetini gidermek için yapılanma yasağı getirilmiş alanlardaki imar haklarını yine imar planlarıyla açılan ''aktarım alanlarında'' karşılamayı sağlamakta ve böylece korumada bir ''ilki'' gerçekleştirmektedir.

14 Temmuz 2004'te kabul edilen ve yine 27 Temmuz 2004'te 25535 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5226 sayılı yasa, kültür ve tabiat varlıklarını koruma konusunun bugünkü hükümet tarafından önemsendiğini göstermektedir. Yıllardır ülkemizde ''gerçek bir koruma politikası'' oluşmamıştır söylemi, yerini bu yasayla ülkemizde de artık sorunun ekonomik boyutunu göz ardı etmeyen ve imar haklarını güvence altına alan gerçekçi bir koruma politikasına bırakmıştır.

Kuşkusuz, yasanın bazı maddelerinin uygulanması için gerekli yönetmelikler çıkarılmadan böyle bir varsayımda bulunmak ya da yasaya çok fazla olumlu yaklaşmak bazı çevrelerce yadırganabilir. Ancak yasanın 6. maddesinde yer alan parasal kaynaklarla ilgili paragraflar ve yine yasanın 8. maddesinde yer alan tescilli taşınmaz kültür varlıkları nedeniyle kısıtlanan imar haklarını karşılamaya yönelik getirilen çözümler bu varsayımın temel nedenleridir.

Maddi yönü düşünülmeyen bir koruma politikasının gerçekçi olamayacağını her fırsatta dile getiren bir kişi olarak, çıkarılan yasada ''2985 sayılı Toplu Konut Yasası uyarınca verilecek kredinin en az yüzde 10'u tescilli taşınmaz kültür varlıklarının bakım, onarımı ve restorasyonu işlemlerine ilişkin başvurularda kullandırılır'' biçiminde bir cümlenin yer alması, beni korumanın gerçekçi bir biçimde ele alınabileceği konusunda umutlandırdı veya yasada yer alan ''Belediyelerin görev alanlarında kalan kültür varlıklarının korunması ve değerlendirilmesi amacıyla kullanılmak üzere 1319 sayılı Emlak Vergisi Yasası'nın 8. ve 18. maddeleri uyarınca mükellef hakkında tahakkuk eden Emlak Vergisi'nin yüzde 10'u nispetinde 'Taşınmaz Kültür Varlıklarının Korunmasına Katkı Payı' tahakkuk ettirilir ve ilgili belediyesince Emlak Vergisi'yle birlikte tahsil edilir'' biçimindeki paragraf, koruma sorununun parasal boyutunun toplumca karşılanması gerektiği onayının bir simgesidir.

''Toplum için koruma'' bundan böyle salt mülk sahibinin bir sorunu, bir külfeti olmaktan çıkarak toplumun bir sorunu, bir külfeti haline dönüşmektedir.

''Tescilli yapıların'' kamulaştırmasıyla veya koruma amaçlı imar planlarıyla kesin yapılanma yasağı getirilen sit alanlarında bulunan gerçek ve özel hukuk tüzelkişilerinin mülkiyetindeki taşınmaz malikin başvurusu üzerine belediye ve il özel idaresine ait taşınmazlarla takas edilebilmesine yönelik yasadaki ifadeler ise sağlıklı ve gerçekçi bir koruma politikasının diğer habercisidir.

Koruma politikalarının gerçekçi olabilmesi için önemli bir yenilik de yasanın 8. maddesinde yer almaktadır. 8. maddede yer alan c bendinin bazı bölümlerini aynen aktarmayı uygun bulmaktayım. ''Yapılanma hakları kısıtlanmış tescilli taşınmaz kültür varlıklarına veya bunların koruma alanlarında bulunan ya da koruma amaçlı imar planlarıyla yapılanma hakları kısıtlanan taşınmazlara ait mülkiyet ve yapılanma haklarının kısıtlanmış bölümünü, imar planlarıyla yapılanmaya açık aktarım alanı olarak ayrılmış, mülkiyetlerindeki veya üçüncü şahıslara ait alanlara, aktarımdan yararlanacak öncelikli hakları belirleyerek bir program dahilinde aktarmaya, belediye sınırları ve mücavir alanlar içinde belediyeler, bunların dışında valilikler yetkilidir... Aktarım işleminde Sermaye Piyasası Kurulu'nca onaylı gayrimenkul değerleme şirketlerince yapılacak rayiç değer denkleştirmesi esastır... Bu alanlarda kesin yapılanma yasağı gelmesi nedeniyle yapılanma hakkının tamamen aktarılması halinde, yapılanma hakkı kısıtlanan taşınmaz, mütemmimi ile birlikte ilgili idari mülkiyetine geçer ve parseller ilgili idare adına tescil edilir ve hiçbir koşulda satışa konu edilemez... Aktarıma konu parselde malikin korunabilir yapılanma hakkı kalması halinde ise yapılanma hakkı kısmen aktarılır. Bu durumda, malikin, yapılanma hakkı kısıtlanmış alandaki mülkiyeti devam eder.''

Görüldüğü gibi, bu yeni yasa, mülk sahibinin mağduriyetini gidermek için yapılanma yasağı getirilmiş alanlardaki imar haklarını yine imar planlarıyla açılan ''aktarım alanlarında'' karşılamayı sağlamakta ve böylece bir ''ilki'' gerçekleştirmektedir.

Söz konusu bendin sonunda Bayındırlık ve İskân Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Kültür ve Turizm Bakanlığı'nca hazırlanacak bir yönetmeliğin bentte yer alan konuların gerçekleşmesi için hazırlanması gerektiği vurgulanmıştır. Dolayısıyla yasanın bu maddesinin ve diğer maddelerin uygulanabilmesi için gerekli yönetmeliklerin en kısa ve sağlıklı bir biçimde ortaya konması gerekmektedir. Aksi takdirde iyi niyetle ortaya konmuş bir yasa işlemez hale gelir ve umutlarımız bir kez daha kırılır.
Cumhuriyet -
Mete Tapan

 

Ağustos 2004 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01
02 03 04 05 06 07 08
09 10 11 12 13 14 15
16 17 18 19 20 21 22
23 24 25 26 27 28 29
30 31
diğer aylar için tıklayın

Koruma, restorasyon, sanat tarihi ve arkeoloji sorunlarını, düşüncelerinizi Koruma ve Restorasyon forumuna yazabilirsiniz. 

Arkitera.com/forum

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz