reklam

21 Ağustos 2004 Cumartesi
Ana Sayfa > Haberler

Eski Tren Yolundaki Bahçeler


Field Operations ve Diller, Scofidio & Renfro - 22. Cadde ve 10. Bulvar'dan güneye bakan Yükseltilmiş Demir Yolu için planlanan tasarımın modellemesi

Field Operations ve Diller, Scofidio & Renfro tarafından yönetilen New York'lu mimarlardan oluşan bir ekip, Manhattan'daki yükseltilmiş demiryolu hattının (High Line) artık kullanılmayan kısmının yeşil alana dönüştürülmesi için master plan hazırlamak için görevlendirildi. Tasarlanan park, şehir zemininin iki kat üstünde yer alan eski demiryolunun, mezbahaların bulunduğu caddeden kuzeyde Hell's Kitchen'a uzanan kısmında yer alacak.

Yükseltilmiş demiryolu hattının geliştirilmesiyle ilgilenen "Friends of the High Line" adlı dernek ve yetkililer geçen hafta seçilen takımı resmi olarak açıkladılar. Yeşil alanlı parklar, bir yüzme havuzu, bir açık hava tiyatrosu ve lokantalardan oluşan projenin detaylarını kesinleştirmek için yetkililerle mimarlık ekibinin çalışmaları halen devam ediyor. Söz konusu proje, Gansevoort Caddesi'nden 34. Batı Caddesi'ne kadar 20 şehir bloğunu kaplayacak bir büyüklüğe sahip.

Bu ekibin seçilmesi, şehrin yakın tarihindeki şehir planlama faaliyetleri konusunda bir ilk oluşturması açısından önemli bir nokta. Başlangıç tasarımı, demiryolunun katı endüstriyel karakterini muhafaza ederken, duygusallığın katılmaması açısından başarılı bir proje. Şehir plancıların rüyası olan bozma ve yenileme temasını başarıyla işleyen projede, yeni ve eskinin uyumlu bir karışımı elde edilmiş.


Field Operations ve Diller, Scofidio & Renfro - Yükseltilmiş Demir Yolu için planlanan tasarımın 23. Cadde ve 10. Bulvar'daki görünümünün modellemesi

Daha da önemlisi, tasarım, büyük proje geliştirme ekipleri ve ünlü mimarların egemen olduğu gayrimenkul piyasasında, ince düşünülmüş, yaratıcı fikirlerin -sıfırdan başlatılan projelerin- şaşırtıcı sonuçlar ortaya çıkarabileceğinin de bir ispatı. Proje hayata geçirildiğinde, artan ticari baskılar ortaya çıktıkça, proje savunucularının mevcut standartları sürdürüp sürdüremeyeceği konusunun gündeme gelmesi bekleniyor.

Mimarlar, 1980'lerin başlarında Steven Holl'ün demiryolu hattının üzerinde köprü şeklindeki evlerden oluşan teorik bir proje üretmesinden beri yükseltilmiş demiryolu hakkında hayaller kurmaktalar. Emlak sahipleri, demiryolu hattını bir tümör gibi görüp birkaç yıl öncesinde yıkılması için lobi faaliyetlerine başlamışlardı. 

"Friends of the High Line" adlı dernek, bu çabaları engelleyip demir yolu hattının yıkılmadan farklı fonksiyonlarla tasarlanarak geri kazanılmasının şehir yenilenmesini teşvik edeceği konusunda Vali Michael R. Bloomberg'i ve şehir planlama otoritesini ikna etti. Sonunda, demiryolu hattı, altındaki toplum parçalarını birleştirme fonksiyonu üstlenen, halka ait olan bir alan olarak görülmeye başladı.

Şehir planlama ofisi, demiryolu hattının altında taşınmazı olanlara, oturma haklarını şehrin diğer bölgelerine transfer etmelerini sağlayacak bir plan geliştirdi. "Friends of the High Line" derneği proje için 3,5 milyon Dolar'lık özel finansman sağladı. Şehir bütçesinden de gelecek 4 yıl içinde ödenmek üzere toplam 15,75 milyon Dolar fon ayrıldı.

Field Operations'ın tasarımının güçlü yanı, bölgenin tarihi karakterini tamamen silmeden, toplumsal bir misyon üstlendiğini hissettirebilmesi. Bu yarışan çıkarlar projede çok titiz bir hassasiyetle dengelenmiş görünüyor.

Mimarlar, tasarıma uçlara doğru sivrilen beton kirişlerden oluşan bir sistem geliştirerek işe başladılar. Beton blokları, demiryolu hattına paralel şeritler halinde konumlandırılarak, hattın etrafında kıvrıla kıvrıla uzayan, ara sıra rengarenk çiçek bahçelerine yer açmak için kaybolan bir yaya yolu yaptılar.

Bahçe tasarımında yarış halinde bulunan etkiler somutlaştırıldı, bitkilerin bir kısmı rastlantısal olarak, bir kısmı ise dikkatlice planlanarak yerleştirildi. Bazı noktalarda mevcut çimen, yabani çiçekler, otlar ve çakıllar aynen korundu. Bazı noktalarda ise, peyzaj düzenlemesi yapılarak, canlı renklerde çiçekler ve huş ağaçları dikildi.

Ana tema, geçmiş ve geleceğin gerçekleri arasında uyumlu bir geçiş, şehirde kararlı bir harman ve kozmopolit bir gelişmişlik sağlamak. Aynı zamanda, değişim sürecini yavaşlatmak, dikkati şehre kendi güzelliğini veren -hem doğal ve hem insan yapımı- zıt kuvvetlerin üzerine çekmek. Bu vizyon, daha çok devrimci, sosyal bir boyuta sahip: genelde acımasız bir hızla gerçekleşen rehabilitasyon çalışmalarına daha ölçülü bir alternatif sağlıyor.

Şehrin gelişiminin yükseltilmiş demiryolundan daha iyi bir şekilde izlenebileceği çok az yer bulunuyor. Örneğin bahçelerdeki farklı görüntüler çevredeki şehir dokusuna sunuluyor. Etraftaki binalarla sarılan mekan, yukarıda izole edilmiş dünyaya görsel bir ferahlık sağlıyor. Aynı zamanda, beton zeminde gezintiye çıkan birine uzakta göz alıcı şehir manzarası ve yakında bahçelerin dalgın dünyası arasında dengeli bir ritm sağlanıyor.

Bu huzur veren deneyim, dikkatle konumlandırılmış bir seri faaliyetle kesintiye uğratılmış. Bazı yerlerde, beton kaldırım bahçe seviyesinin altına inip aşağıdaki caddedeki hayatın da görülmesi sağlanmış. 23. Cadde'nin üstünde, demiryolu zemininin bir kısmı yükseltilerek bir açık hava amfi tiyatrosu oluşturulmuş. Sahnenin hemen arkasında zemin oyularak, aşağıdan geçen arabaların oluşturduğu güzel bir görünüm elde edilmiş. Bu açıklık çimlerle çevrilerek, otopark alanı geleneksel şehir dışı yerleşimine uygun bir şekilde, birkaç blok ötede Hudson Nehri'nin kenarına konumlandırılmış.

Kuzey tarafında, demiryolu hattının bulunduğu yükseltilmiş zemin üzerinde bir halk yüzme havuzu planlanmış. Tasarımın büyük bir kısmı gibi, havuz da sadece bir taslak çizimden ibaret, -bir fikrin başlangıcı- fakat bu gerçekten ilgi çekici bir düşünce. Havuzun bir kenarına doğru zemin yükselerek yapay bir plaj tasarlanmış, beton payandalar ise suyun içinde dev parmaklar gibi yükseltilmiş.

Bu tür hareketlerin gücü, basit olmalarında yatıyor. Mimari objeler gibi, onlar da göreceli olarak sıradan şeyler. Taşıdıkları anlam, yakın çevreleriyle ilişkilerine göre şekilleniyor.

Tasarımın en zayıf yanı, mimari detaylara inildiğinde ortaya çıkıyor. Mevcut durum itibariyle, yükseltilmiş demiryolu Gansevoort Caddesi'nde beklenmedik bir şekilde sonlanıyor, çelik direkler ve beton zemin, bir deponun üstünden adeta kırılmış bir kol gibi dışarı fırlıyor. Bu nokta son tasarımda projenin ana giriş noktalarından biri haline gelebilir. Mimarlar, giriş için galeriler ve market gibi bölümlerle çevrili bahçe kısmına çıkan büyük merdivenler önerdiler. Marketin hemen üstünde, camla çevrili bir bar merdivenlerden görülecek şekilde konumlandırılmış.

Buradaki düşünce, mezbahalardan oluşan caddenin hareketli sosyal yaşantısının projedeki bahçelere de enerji vermesini sağlamak. Fakat kullanılan mimari tarz sıradan ve tasarımın geri kalanında da görülen üslubun hafifliği, projeye çekicilik kazandırma temasıyla uyumsuzluk içinde. Daha da kötüsü, proje, geleneksel geliştirme formüllerine riskli bir şekilde yaklaşıyor: şehir merkezindeki üst kesime hitap eden bir alışveriş merkezi de planlanıyor. Aslında gereken şey, daha basit bir giriş oluşturarak, halkın bahçeler bölümüne fark edilmeden girebilmesini sağlamak.

Tasarım süreci ilerledikçe bu tür konular kolaylıkla düzeltilebilir. Fakat bölgeye erişimin kontrol altına alınmasının düşünülmesi, projenin başarısına önemli bir tehdit oluşturuyor. Kullanılmayan demiryolu, emlak fiyatlarını artırma potansiyeli açısından gayrimenkul geliştiricilerinin şimdiden ilgisini çekmiş durumda. Frank Gehry ile çalışan gayrimenkul geliştiricisi Marshall Rose, 18. Cadde'de yer alan demiryolunun adeta üzerine yerleşti. Otel sahibi André Balazs, proje geliştirmesi için bir zamanlar Fransız mimar Jean Nouvel'in seçildiği 13. Cadde ve demiryolu hattının birleştiği alanın satışı için görüşmelere devam ediyor.

Ancak şu an kuşku duyma zamanı değil. Hem "Friends of the High Line" hem de şehir planlama departmanı politik engelleri aşmak için çalışmalarını yürütüyor. Ticari amaçlı yaklaşımları reddediyorlar ancak tam olarak görmezlikten de gelmiyorlar. Tasarımı seçerken de demiryolu hattının değerini vurgulayan hassasiyetlerini topluma gösteriyorlar.

Bir kusurdan -özellikle de kötü planlama çabalarından- temelden başlayan demiryolu hattını geliştirme çalışmaları, kentin geleceğine uygun bir planlamaya inanan New Yorklular tarafından hoş bir şekilde karşılanabilir.
New York Times - Nicolai Ouroussoff
Çeviren: Rabia Alga - Arkitera

 

Ağustos 2004 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01
02 03 04 05 06 07 08
09 10 11 12 13 14 15
16 17 18 19 20 21 22
23 24 25 26 27 28 29
30 31
diğer aylar için tıklayın

Sahnede ve beyaz perdede olup biten herşey Sinema & Tiyatro forumunda.

Arkitera.com/forum

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz