Okullar ‘çökmeyecek’
Milli Eğitim Bakanlığı Yatırım ve Tesisler Daire Müdürü Prof.Dr.
Abdussamet Arslan, dünyanın en iyi deprem şartnamesiyle okul yaptırdıklarını
belirterek; “Son iki yılda yaptığımız okulların tamamı, en şiddetli
depremde hasar görmeyecek şekilde inşa edildi” dedi.
Aileler rahat etsin
Milli Eğitim Bakanlığı’nın yaptırdığı hiçbir okulun yıkılmadığını
vurgulayan Arslan, Marmara depremiyle birlikte okulların yapımına daha bir önem
verdiklerini ve bu yüzden deprem şartnamesini değiştirdiklerini söyledi.
Arslan, “Yapı önem katsayısı okul binalarında yükseltildi. Bu şartnameyle
yapılan okulların tamamı, en şiddetli depremde bile ayakta duracak şekilde
tasarlanıyor. Hatta pencere camlarının bile kırılmaması için tüm
tedbirler alınıyor. Zira deprem bölgesinde okullara, yeni bir işlev yüklendi.
Hem yavrularımızın can güvenliğini en iyi şekilde sağlaması hem de
ayakta kalıp depremde zarar gören halka, sağlık ve barınma imkanı sağlaması
için okulların yapımına azami titizlik gösteriyoruz” dedi. Arslan, Milli
Eğitim Bakanlığı’na bağlı 67 bin okulun çoğunluğunun eski binalardan
ibaret olduğunu ve bundan dolayı depremde bazı hasarları gördüklerini söyledi.
Türkiye’deki nüfus artışının dünya ortalamasının üzerinde olduğuna
dikkat çeken Abdussamet Arslan, buna göçlerin de dahil olmasıyla eğitim
binalarının çarpık düzenin kurbanları haline geldiğini ifade etti. İki yıl
önce yaptırılan bir okulun göçler sebebiyle bugün boş kaldığını hatırlatan
Abdussamet Arslan sözlerini şöyle sürdürdü:
Taşınabilir okul!
“30 kişilik bir sınıf göçlerle bir anda 60 kişiyle doluyor. Yöredeki nüfus
şehre göçünce, bu yapılar atıl kalıyor. Bunun için ‘Mobil Okullar’
projesini geliştirdik. Prefabrik yapılardan biraz daha kaliteli olacak olan bu
yapılar, nüfus hareketliliği ile beraber yer değiştirecek. En az 20 kez sökülüp
takılabilecek şekilde tasarlanacak. Nüfus köyden şehre göçünce, bu
okulları da söküp onların bulunduğu yere götüreceğiz”
Diğer âfetler de düşünülecek
Sadece depremden değil; başta sel olmak üzere diğer afetlerden de okulların
en az hasarla çıkması gerektiğini vurgulayan Milli Eğitim Bakanlığı Yatırım
ve Tesisler Daire Müdürü Abdussamet Arslan, Alibeyköy’de geçtiğimiz günlerde
yaşanan sel felaketinde zarar gören okulların durumuna da değindi. Son 10 yılın
en sağanak yağmuruyla ile sel altında kalan Alibeyköy’deki okulların yeni
eğitim dönemine hazır hale getirileceğini işaret eden Arslan, gerekli
incelemeyi yapmak için bakanlıktan 2 personelin İstanbul’a gönderildiğini
kaydetti. Aslan, “İnceleme raporlarına göre; gerekirse okulların oradan taşınması
için girişimleri başlatacağız” şeklinde konuştu.
‘Çok maksatlı kullanıma geçmeliyiz’
Dünyanın bir çok ülkesinde okulların çok amaçlı kullanıldığına işaret
eden Milli Eğitim Bakanlığı Yatırım ve Tesisler Daire Müdürü Prof.Dr.
Abdussamet Arsalan, Türkiye’nin bu konuda oldukça geride kaldığını
Meksika’dan örnekler vererek dile getirdi. Arslan, “Meksika, eğitim yapılmadığı
zaman okullarını terk edilmiş olarak bırakmıyor. Farklı amaçlar için
kullanıyor. Okul binaları; muhtar bürosu, ihtiyar heyeti toplantısı, gezici
doktor bürosu, tiyatro salonu, köy toplantıları, gezici sinema hatta gezici
jandarma barınağı olarak bile kullanılıyor. Biz de kendi okullarımız için
proje geliştirmeliyiz” diye konuştu. Okullarda günün sadece 6 saatinde eğitim
verildiğini açıklayan Arslan; geceleri, hafta sonları ve yaz aylarında okul
binalarının verimsiz kaldığını söyledi. Arslan, “Biz de kendimize göre
projeler geliştirerek bu okullarımızı çok amaçlı kullanmalıyız. Öncelikle
tekli eğitimden vazgeçip ikili eğitime geçmeliyiz. İkili eğitime geçmemiz
halinde yıllık 15 bin derslik ihtiyacı da 5 bine inecektir. Ayrıca okullar
geceleri tiyatro salonu, kurs ve halk eğitim merkezleri ile gezici sinema,
sergi salonu olarak kullanılabilir. Yaz aylarında yatılı okullarımız;
seminer, öğrenci kampları ve benzeri etkilikler için değerlendirilebilir”
dedi.
Türkiye
|