Tasarımın yeni 'as'ı
Fotoğraf: İdil Alter
|
Ali Oğulcan İlhan, endüstri tasarımının gülen
yüzü...
Dünyaca ünlü yaşam stili ve tasarım dergisi
Wallpaper, İTÜ mezunu genç tasarımcı Ali Oğulcan İlhan'ı 'gelecek
vaat eden tasarımcılar' arasında gösterdi. |
Uykusuz gecelerde yaratıyor
Moda tasarımcılarının ardından şimdi de endüstriyel tasarımcılar dışa
açılıyor, yaratıcılıklarıyla dikkat çekiyorlar; wallpaper* dergisi'nin
son sayısında en revaçtaki 15 tasarımcı arasında gösterilen Ali Oğulcan
İlhan, geleceğin tasarım dünyasının 'aslarından biri' olarak tanıtıldı.
İstanbul Teknik Üniversitesi Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü'nden geçen
yıl diploma alan İlhan, mezuniyet sonrası İtalya'da Beta Mühendislik'te
staj yapmış. Stajın ardından Arçelik Endüstriyel Tasarım Bölümü'nde çalışmaya
başlamış. Sosyoloji, felsefe, bilimkurgu, animasyon, çizgi romanlar,
oyuncaklar, Beyoğlu gibi ilgi alanları bulunan İlhan'ın tasarımları da
bunlardan besleniyor. wallpaper* dergisinin aday gösterdiği isimlerden biri
olmasıyla ilgili başlayan sohbetimiz; taklit ve kaçak ürünlerin üretiminin
ve satışının çarkın bir parçası olduğu, tasarımın ve özgünlüğün
öneminin çok az kişi tarafından anlaşılabildiği bir ülkede genç bir
tasarımcının yaşadığı sorunlar ve Ali Oğulcan İlhan'ın gelecekle
ilgili hayalleriyle sonlandı.
wallpaper* dergisinde dünyanın en iyi genç tasarımcıları arasında
ilk 15'te gösterilmenize ne gibi tepkiler aldınız?
Aslında benim için tam bir sürpriz oldu. İ.T.Ü.'den hocam Doç. Dr.
Alpay Er tarafından aday gösteriliyor ve seçiliyorum. Bütün bunlar olduğunda
ve dergi yayınladığında tatildeydim. Bir anda tebrik telefonları gelmeye başladı.
Benim için büyük bir moral oldu, insan kendisini değerlendirmekte güçlük
çekiyor, başkaları tarafından takdir edilmek çok güzel bir duygu.
Bu, üzerinizde herhangi bir baskı yaratıyor mu?
Hayır yaratmıyor, neden yaratsın ki? Daha iyi tasarımlar yapmak ve daha
çok çalışmak için beni teşvik eden bir olay oldu diyebilirim. Öncelikle
uykusuz geceler boyu süren çalışmalarımın karşılığını almaya başladım.
Tasarımlarıyla uyumak istiyor
Tasarım, sadece hayallerden oluşan bir yaratı değil. Teknik bir yönü
de var. Hangi disiplinlerden yararlanıyorsunuz?
Gerçekten de tasarım çok yönlü bir disiplin, mühendislik disiplinleri,
algı psikolojisi, sosyal psikoloji, antropoloji, antropometri, tarih-özellikle
sanat ve teknoloji tarihi- güzel sanatlar ve ergonomiden yararlanıyorum.
Listeyi uzatmak mümkün. Tasarım, kültürümüzün bir uzantısı ve negatif
ya da pozitif insanların hayatında önemli bir etkisi var. Dolayısıyla tasarım
kültürümüzü oluşturan hemen hemen her şeyden teknik olsun ya da olmasın
faydalanıyor ve etkileniyor.
Tasarımınız üç boyutlu olarak karşınızda durduğunda neler
hissediyorsunuz?
Çocuk gibi seviniyorum, başucuma koyup birlikte uyumak istiyorum.
Türkiye'de genç tasarımcılar eğitim sürecinde ve ertesinde ne gibi
zorluklar yaşıyorlar?
Türkiye'de pek çok iyi yetişmiş akademisyen var, ancak okulların teknik
ve maddi olanakları ayrıca endüstri ile ilişkileri hâlâ istenenin çok altında.
Hâlâ çok ihtiyacı olduğu halde tasarımı anlamayan ya da onu nasıl
kullanacağını bilmeyen pek çok üretici var. Tasarımcılar, mezun olduktan
sonra özellikle iş yapacakları insanlarla iletişim kurmakta çok zorlanıyorlar.
Türkiye'de fikri haklar bilinci çok gelişmediği için çoğu zaman 'yaptıkları
bir kâğıda çiziktirmek' olarak görülen tasarımcılar, hak ettiklerini
almakta zorlanıyorlar. Şirket sahipleri, ürünü üretip paralarını
kazanmadıkları sürece karşılığını ödemek istemiyorlar. Oysa, ortaya
üç boyutlu bir nesne çıkmasa bile tasarımcının harcadığı beyinsel
enerjinin, kullandığı deneyimlerinin bir bedeli var. Dolayısıyla yetiştiğimiz
ortam ile çalıştığımız ortam diğer birçok meslekte olduğu gibi birbiri
ile uymuyor.
Türkiye'de son yıllarda tasarıma ve tasarımcıya verilen önem arttı.
Buna rağmen kaçak ve taklit ürünler oldukça fazla. Tasarımın özgünlüğünün
önemi yeterince anlaşılabiliyor mu Türkiye'de?
Maalesef hayır. İnsanlar tasarımcıya söz gelimi bin lira vermek yerine,
aynı paraya İtalya'ya gidip birkaç fuar gezip oradaki bir ürünü taklit
etmeyi tercih ediyor. Yabancı tasarımcılar sanıldığı gibi ellerinde
sihirli değnekle tasarım yapmıyorlar. Aksine Türkiye'de yetişmiş tasarımcı,
bağlamı, üretim ve pazarlama koşullarını daha iyi bilir. Taklit ürünle
nereye kadar? Taklit ürünle fiyat kırarak rekabet artık mümkün değil.
Sizden daha ucuza üreten biri elbet olacaktır. Hâlâ tasarımcıya verilen
para lüks olarak görülüyor ve tasarımcının emeğine değer verilmiyor.
Tabii süreç iki yönlü, tasarımcıların da içinde bulundukları ülkenin
ekonomik ve sosyal gerçeklerinden haberdar olması gerekiyor. Tasarım ürünü
kağıda çizmekle bitmiyor, çoğu zaman üretiminden pazarlamasına, reklamından
stoklanmasına kadar sürece bütüncül olarak yaklaşmak gerekiyor.
Gelecek için planlarınız ve hayalleriniz nelerdir?
Aslında en büyük planım, öğrendiklerimi bir şekilde arkadan gelenlere
aktarmak. Türkiye'de aktif olarak tasarım yapan insanların mutlaka geri dönüp
çıktıkları okullara katkıda bulunması gerekiyor. Kim bilir, belki günün
birinde iyice yaşlanınca kendi okulumu açarım.
Radikal - Deniz Alayat
|