reklam

16 Eylül 2004 Perşembe
Ana Sayfa > Haberler

Kömür madeninden antik kent çıktı

Yatağan'daki bir kömür ocağında MÖ 750 yıllarından kalma antik kent bulundu. Koliorga kentinde bölgenin en eski tekstil atölyesi ile zeytinyağı işlikleri ortaya çıkarıldı.

Muğla'nın Yatağan İlçesi'nde Yeşilbağcılar Kasabası sınırlarındaki Börükçü Mevkisinde Türkiye Kömür İşletmeleri, GELİ Müessesesi Müdürlüğü maden sahasında yeni bir antik yerleşim yeri bulundu.

Kazı ekibinin başkanı Prof.Dr. Ahmet Tırpan, Koliorga'nın burada bulunan antik yerleşimlerden sadece birisi olduğunu söyledi. Daha önce bulunmuş kitabelerden bu çevrede pek çok kentin olduğunu bildiklerinin ancak yerlerinin kesinleşmediğini kaydeden Dr. Tırpan, 'Yatağan GELİ Müessesesi Müdürlüğü dekupaj sahasında yaptığımız Lagina kazı çalışmalarında bir çok yazıt çıktı. Yazıtlardan elde ettiğimiz bilgilere göre, Börükçe mevkiinin eski ismi Koliorga'ymış. Gelecek yıllarda burada çalışmalara devam edeceğiz' dedi.

60 kişilik ekip çalıştı
Pamukkale Üniversitesi Fen Fakültesi Arkeoloji Bölümü Yrd.Doç.Dr. Bilal Söğüt, Lagina kazıları için Pamukkale ve Selçuk üniversitelerinden öğretim üyesi arkeologların gözetiminde toplam 60 kişilk ekibin 3 aydır titiz bir çalışma yaptığını söyledi. Daha önce Lagina Hekate Kutsal Alanı ve çevresindeki çalışmaları yürüten ekibin tamamının buraya kaydırıldığını vurgulayan Söğüt, 'Sistemli ve bilimsel çalışmalar yürütük. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü, Döner Sermaye İşletmeleri Müdürlüğü (DÖSİM) ve Yatağan Kaymakamlığı ve GELİ'nin de büyük katkısı oldu' diye konuştu.

Koliorga'da KaryalIlar yaşamış
Kentin yerli halkının Karyalılar'dan oluştuğunu belirten Söğüt, şunları söyledi;

'Arkeolojik kalıntılar MÖ 750-700 yıllarına kadar inmektedir. Verilere göre, halk klasik dönemde Yatağan'ın Turgut Kasabası'nda bulunan Lagina yakınlarındaki Koranza kentine bağlıymış. Bu dönemde Koliorga bölgenin en zengin yerleşimiymiş. MÖ 3'ncü yüzyıl başlarında Stratonikeia kenti kurulunca halk buraya bağlı yaşamaya başlamış. Daha önceki kitabelerden Koliorga'da Artemis Tapınağı'nın varlığını biliyorduk. Ancak tapınağın yeri ve şekli bilinmiyordu. Bu araştırmalarda Artemis'e ait olduğunu düşündüğümüz bir kutsal alan ve içinde tapınak bulduk. Bu bölgenin en eski tapınağıdır. Ayrıca yeni bulunan bir yazıta göre burada yaşayan halk 'Kurtarıcı ve Karyalı Zeus'a' da tapıyordu.'

En büyük tekstil atölyesi
Yrd.Doç.Dr. Bilal Söğüt, Koliorga'da bölgenin en eski dokuma atölyelerininde bulunduğunu kaydetti. Şimdilik en az iki dokuma atölyesinin varlığının kesinleştiğini vurgulayan Söğüt, şunları kaydetti:

'MÖ 4'ncü yüzyıla ait olan atölyelerde, günümüzden 2400 yıl önce yaşayan insanlar ihtiyaçlarından fazla dokuma yapıyorlar ve bunları başka yerlere satıyorlardı. Burada ayrıca 6 ayrı zeytinyağı işliği kalıntısı da tespit edildi. Sağlam bulunup, kazısı yapılan bir zeytinyağı işçiğinin 6 odası açığa çıkarıldı. İşlikte 1 ezme, 3 sıkma yeri bulunmaktadır. Bu antik döneme ait bilinen en büyük zeytinyağı işliğidir. Bu kalıntılar; daha öncede söylediğimiz gibi burada yaşayan insanların ihtiyaçlarından faza zeytinyağı ürettiklerini ve bunun ticaretini yaptıklarını göstermektedir.'

Söğüt, Koliorga'da MÖ 5'nci ve 4'ncü yüzyıllarda yoğun bir çocuk ölümü yaşandığını bunun da salgın hastalık olduğunu gösterdiğini, bunun yanısıra kadınların erkeklerden yaklaşık 10 yıl daha uzun yaşadığının tespit edildiğini belirtti.

Denizli tekstilinin bin yıllık geçmişi
Laodikya antik kentinde yapılan kazı çalışmalarında, Denizli tekstilinin bin yıl öncesine dayandığı ve sadece bölgede yetiştirilen koyunların yününden üretilen ürünlerin Atina ve Roma'ya ihraç edildiği ortaya çıktı.

Denizli'nin 'Anadolu Kaplanı' unvanını almasında lokomotif sektörü oluşturan tekstilin antik çağlara kadar uzandığı belirlendi. Pamukkale Üniversitesi'nin yürüttüğü ve arkeoloji öğrencilerinin de yer aldığı kazı çalışmalarında, çok önemli bulgulara ulaşıldı. Eskihisar Köyü yakınlarındaki Laodikya antik kentindeki çalışmaları sürdüren Kazı Heyeti Başkanı Celal Şimşek, kentin ticarette ulaştığı mevki ile antik dünyada haklı olarak büyük bir ün kazandığını ve bu zenginliğin en büyük kaynağını da, Laodikya'da yetiştirilen kuzguni renkli bir tür koyun ve bunların yününden sağlanan dokuma ürünlerinden elde ettiğini söyledi.

Celal Şimşek, 'Lykus Vadisi kentleri Laodikya, Kolossai ve Hierapolis, fabrikasyon tekstil üretiminde antik dünyada çok önemli bir üne sahip olmuşlardır. Bu dönemde vadi kentleri aralarında bir birlik kurarak, ürettikleri tekstil ürünlerini Efes (Selçuk) Limanı'na götürmüşler, buradan da gemilerle Samos (Sisam Adası), Atina ve Roma'ya kadar ihraç etmişlerdir. Sadece dokuma değil, dönemin modasını yansıtan konfeksiyonculukta kentte çok ileri gitmişti. Bu açıdan Denizli'nin tekstil üretimindeki tecrübesi ve mallarının kalitesi, bin yıla dayanan geçmişe sahip' dedi.
Akşam - Hüseyin Kocabıyık - Sabahattin Alp 

 

Eylül 2004 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04 05
06 07 08 09 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30
diğer aylar için tıklayın

Etkinlik

1. İstanbul Mimarlık Festivali

Türkiye'nin ilk mimarlık festivali 4-9 Ekim 2004 tarihleri arasında Hafif Ama Ağır temasıyla Tarih Vakfı Tarihi Darphane Binaları'nda gerçekleşiyor.

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz