Kömür
madeninden antik kent çıktı
Yatağan'daki bir kömür ocağında MÖ 750 yıllarından kalma antik kent
bulundu. Koliorga kentinde bölgenin en eski tekstil atölyesi ile zeytinyağı
işlikleri ortaya çıkarıldı.
Muğla'nın Yatağan İlçesi'nde Yeşilbağcılar Kasabası sınırlarındaki
Börükçü Mevkisinde Türkiye Kömür İşletmeleri, GELİ Müessesesi Müdürlüğü
maden sahasında yeni bir antik yerleşim yeri bulundu.
Kazı ekibinin başkanı Prof.Dr. Ahmet Tırpan, Koliorga'nın burada
bulunan antik yerleşimlerden sadece birisi olduğunu söyledi. Daha önce
bulunmuş kitabelerden bu çevrede pek çok kentin olduğunu bildiklerinin ancak
yerlerinin kesinleşmediğini kaydeden Dr. Tırpan, 'Yatağan GELİ Müessesesi
Müdürlüğü dekupaj sahasında yaptığımız Lagina kazı çalışmalarında
bir çok yazıt çıktı. Yazıtlardan elde ettiğimiz bilgilere göre, Börükçe
mevkiinin eski ismi Koliorga'ymış. Gelecek yıllarda burada çalışmalara
devam edeceğiz' dedi.
60 kişilik ekip çalıştı
Pamukkale Üniversitesi Fen Fakültesi Arkeoloji Bölümü Yrd.Doç.Dr.
Bilal Söğüt, Lagina kazıları için Pamukkale ve Selçuk üniversitelerinden
öğretim üyesi arkeologların gözetiminde toplam 60 kişilk ekibin 3 aydır
titiz bir çalışma yaptığını söyledi. Daha önce Lagina Hekate Kutsal
Alanı ve çevresindeki çalışmaları yürüten ekibin tamamının buraya kaydırıldığını
vurgulayan Söğüt, 'Sistemli ve bilimsel çalışmalar yürütük. Kültür ve
Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü, Döner
Sermaye İşletmeleri Müdürlüğü (DÖSİM) ve Yatağan Kaymakamlığı ve
GELİ'nin de büyük katkısı oldu' diye konuştu.
Koliorga'da KaryalIlar yaşamış
Kentin yerli halkının Karyalılar'dan oluştuğunu belirten Söğüt, şunları
söyledi;
'Arkeolojik kalıntılar MÖ 750-700 yıllarına kadar inmektedir. Verilere göre,
halk klasik dönemde Yatağan'ın Turgut Kasabası'nda bulunan Lagina yakınlarındaki
Koranza kentine bağlıymış. Bu dönemde Koliorga bölgenin en zengin yerleşimiymiş.
MÖ 3'ncü yüzyıl başlarında Stratonikeia kenti kurulunca halk buraya bağlı
yaşamaya başlamış. Daha önceki kitabelerden Koliorga'da Artemis Tapınağı'nın
varlığını biliyorduk. Ancak tapınağın yeri ve şekli bilinmiyordu. Bu araştırmalarda
Artemis'e ait olduğunu düşündüğümüz bir kutsal alan ve içinde tapınak
bulduk. Bu bölgenin en eski tapınağıdır. Ayrıca yeni bulunan bir yazıta göre
burada yaşayan halk 'Kurtarıcı ve Karyalı Zeus'a' da tapıyordu.'
En büyük tekstil atölyesi
Yrd.Doç.Dr. Bilal Söğüt, Koliorga'da bölgenin en eski dokuma atölyelerininde
bulunduğunu kaydetti. Şimdilik en az iki dokuma atölyesinin varlığının
kesinleştiğini vurgulayan Söğüt, şunları kaydetti:
'MÖ 4'ncü yüzyıla ait olan atölyelerde, günümüzden 2400 yıl önce yaşayan
insanlar ihtiyaçlarından fazla dokuma yapıyorlar ve bunları başka yerlere
satıyorlardı. Burada ayrıca 6 ayrı zeytinyağı işliği kalıntısı da
tespit edildi. Sağlam bulunup, kazısı yapılan bir zeytinyağı işçiğinin
6 odası açığa çıkarıldı. İşlikte 1 ezme, 3 sıkma yeri bulunmaktadır.
Bu antik döneme ait bilinen en büyük zeytinyağı işliğidir. Bu kalıntılar;
daha öncede söylediğimiz gibi burada yaşayan insanların ihtiyaçlarından
faza zeytinyağı ürettiklerini ve bunun ticaretini yaptıklarını göstermektedir.'
Söğüt, Koliorga'da MÖ 5'nci ve 4'ncü yüzyıllarda yoğun bir çocuk ölümü
yaşandığını bunun da salgın hastalık olduğunu gösterdiğini, bunun yanısıra
kadınların erkeklerden yaklaşık 10 yıl daha uzun yaşadığının tespit
edildiğini belirtti.
Denizli tekstilinin bin yıllık geçmişi
Laodikya antik kentinde yapılan kazı çalışmalarında, Denizli
tekstilinin bin yıl öncesine dayandığı ve sadece bölgede yetiştirilen
koyunların yününden üretilen ürünlerin Atina ve Roma'ya ihraç edildiği
ortaya çıktı.
Denizli'nin 'Anadolu Kaplanı' unvanını almasında lokomotif sektörü oluşturan
tekstilin antik çağlara kadar uzandığı belirlendi. Pamukkale Üniversitesi'nin
yürüttüğü ve arkeoloji öğrencilerinin de yer aldığı kazı çalışmalarında,
çok önemli bulgulara ulaşıldı. Eskihisar Köyü yakınlarındaki Laodikya
antik kentindeki çalışmaları sürdüren Kazı Heyeti Başkanı Celal Şimşek,
kentin ticarette ulaştığı mevki ile antik dünyada haklı olarak büyük bir
ün kazandığını ve bu zenginliğin en büyük kaynağını da, Laodikya'da
yetiştirilen kuzguni renkli bir tür koyun ve bunların yününden sağlanan
dokuma ürünlerinden elde ettiğini söyledi.
Celal Şimşek, 'Lykus Vadisi kentleri Laodikya, Kolossai ve Hierapolis,
fabrikasyon tekstil üretiminde antik dünyada çok önemli bir üne sahip olmuşlardır.
Bu dönemde vadi kentleri aralarında bir birlik kurarak, ürettikleri tekstil
ürünlerini Efes (Selçuk) Limanı'na götürmüşler, buradan da gemilerle
Samos (Sisam Adası), Atina ve Roma'ya kadar ihraç etmişlerdir. Sadece dokuma
değil, dönemin modasını yansıtan konfeksiyonculukta kentte çok ileri gitmişti.
Bu açıdan Denizli'nin tekstil üretimindeki tecrübesi ve mallarının
kalitesi, bin yıla dayanan geçmişe sahip' dedi.
Akşam - Hüseyin Kocabıyık - Sabahattin
Alp
|