Fay
Jones'un Ardından
E. Fay Jones (1921-2004)
Fotoğraf: Don House
Arkansas Üniversitesi
|
Mimarlık dünyası 30 Ağustos
2004'te 83 yaşında hayata gözlerini yuman E. Fay Jones'un ardından
yasa boğuldu.
Bir çok ünlü mimar odak
noktası olmak için çabalarken Fay Jones, Fayetteville, Arkansas'taki mütevazi
ofisinin sakin ortamında sessizce ve yorulmak bilmeden çalışmalarını
sürdürmekten mutluluk duyan bir yapıdaydı. |
Ozark'taki meşe ormanları arasındaki evinde Jones, Amerikan mimarisi için
yaratıcı bir kaynak oluşturdu ve bunu sürekli geliştirdi. Hocası Frank
Lloyd Wright'a her zaman büyük bir saygı duyan Fay Jones, Wright'ın
eserlerinin bazı özelliklerini alarak yeniden şekillendirdi ve Wright'ın de
bizzat vurguladığı gibi kendine has bir tarz geliştirdi.
Jones, Ozark'taki meşe ormanları arasındaki evinde, Amerikan mimarisi için
yaratıcı bir kaynak oluşturdu ve bunu sürekli geliştirdi. Hocası Frank
Lloyd Wright'a her zaman büyük bir saygı duyan Fay Jones, Wright'ın
eserlerinin bazı özelliklerini alarak yeniden şekillendirdi ve Wright'ın da
bizzat vurguladığı gibi kendine has bir tarz geliştirdi.
1990 yılı kış aylarında Fay'in ofisinde çalışmak için iş başvurusuna
gittiğimde kendisi ofiste değildi. Washington DC'ye Galler Prensi ve ABD Başkanı'ndan
AIA (American Institute of Architects) Altın Madalyası'nı almaya gitmişti.
Ofisinde sekreter, bilgisayar ve fotokopi makinesi yoktu, mimarlıkla ilgili her
şey kalem ve kağıtla yapılıyordu. Ofisin 5 çalışanı, içi proje dolu
dosya dolaplarının hemen yanında oturuyorlardı. Hatırladığım kadarıyla
orada edindiğim tecrübe, çizimlerden oluşan bir denize dalmak gibiydi; 50 yıllık
ince düşünülmüş ve yönetilmiş projeler birikimi, işlerin ve süreçlerin
önceliklerinin öğrenildiği bir ortam, bina tasarımı konusunda rafine ve
farklı bir yaklaşım.
E. Fay Jones'un tasarladığı Pinecote
Yazlık Evi, Crosby Botanik Bahçesi, Picayune, Mississippi
Fotoğraf: Michael Cockram
|
Thorncrown Şapeli American Institute of
Architects tarafından "1980'lerin En İyi Binası" olarak seçilmişti.
Resim: Fay Jones'un Kendi
|
Pinote Yazlık Evi'nde çatıdan sızan gün
ışığı.
Fotoğraf: Michael Cockram
|
Jones'un Thorncrown Şapeli her zaman bir başyapıt olarak anılacaktır.
Orman içindeki bu küçük ve zarif şapel, dantel gibi işlenmiş kirişleriyle,
bulunduğu konum için güzel bir metafor; orman içinde orman. Her büyük
manevi mekanda olduğu gibi, Thorncrown'da da gün ışığı adeta bir senfoni
halini alıyor. Binanın yapısının sistematik karmaşıklığı ışığı çok
farklı yönlerden kırarak iç mekana yansıtıyor.
Los Angeles'teki Sky Rose
Şapeli'nin orta bölümü
Fotoğraf: Michael Cockram
|
Fay Jones, yaptığı şapellerde
kendini kanıtlayarak, bu konuda "üstat" unvanı aldı; bu, günümüzün
ünlü mimarlarının çoğu için kullanılamayacak bir sıfat. Binaların
nasıl yapılacağını çok iyi bilen Jones, binaların neler yapabileceğini
de önceden sezinleyebiliyordu. Kendisini 500 yıl geç doğmuş bir
katedral yapımcısı olarak -Filippo Brunelleschi gibi- nitelemeyi
seviyordu.
Sadece son derece yaratıcı değil
-formdan detaya kadar- aynı zamanda bina ile binanın yapılacağı alanın
ilişkilendirilmesi konusunda da çok tecrübeliydi. |
Los Angeles'teki Sky Rose
Şapeli'nin orta bölümü
Fotoğraf: Michael Cockram
|
Sky Rose Şapeli'ndeki, çapraz
desteklerin "fasılalı bağlantıları" yazar Ed Allen tarafından
"20. yüzyılın en iyi mimari detayı" olarak nitelendiriliyor.
Fay ve eşi Gus'ı en son geçen
yıl ilkbaharda ziyaret etmiştim. Selamlaşma esnasında Fay'in bakışlarını
asla unutmayacağım -büyük fiziksel problemler yaşamasına rağmen-
canlı ve hayat dolu görünmesi beni şaşırtmış ve mutlu etmişti.
Gözlerinde hala eski heyecan
ateşi yanıyordu. Durmadan çizim yapıyordu, taslak ve soyut çizimlerde
eli yıllar önce olduğu kadar iyiydi. |
Genç bir mimarken tasarladığı evi son kez ziyaret ettiğimde, ilk yaptığı
eserlerdeki güzelliğe tekrar şahit oldum. Bana göre yaptığı eserler arasında
en güzelleri bunlar - mekanlar sade ve zarif - ortamı zenginleştiren fakat içinde
yaşayan bireyleri ezmeyen bir detaya ve karmaşıklığa sahip binalar. Her
birisi alan, ışık ve detay konusunda öylesine bir sentez oluşturmuş ki
bunu anlatmaya resimler de kelimeler de yetmiyor.
Fay, hem partneri hem de her zaman kendisine destek olan eşi Gus olmadan tek
başına anılamaz. Onların birbirlerine olan sadakati, karşılaştıkları
her kişiye ilham kaynağı oldu. Onlar sanki bir bütünün parçalarıydılar
-hayat boyu süren sevecen bir dans esnasında birlikte- biri olmadan diğeri
gerektiği gibi hiçbir zaman gelişemezdi.
Fay hocası ve arkadaşı olan Wright'a saygısını hep "Bay" diye
hitap ederek göstermişti. Onunla birlikte çalışma şansını yakalamış çalışma
arkadaşları da onu içtenlikle "Fay" olarak anacaklardır. Bu mütevazi
dahi, bize doğru yapılan mimarlığın dünyada hak ettiği yeri nasıl bulacağını
öğretmiş ve kendi sözleriyle bizim "en iyiyi düşünmemiz"
konusunda ilham kaynağı oldu.
Michael Cockram, Fay Jones'un eski bir çalışanı. Şu an Oregon Üniversitesi'nde
yardımcı doçentlik görevini yürütmekte ve Italy Field School Programı'nın
koordinatörlüğünü yürütüyor.
Architecture Week - Michael Cockram
Çeviren: Rabia Alga - Arkitera
|