reklam

24 Eylül 2004 Cuma
Ana Sayfa > Haberler

Fay Jones'un Ardından


E. Fay Jones (1921-2004)
Fotoğraf: Don House
Arkansas  Üniversitesi

Mimarlık dünyası 30 Ağustos 2004'te 83 yaşında hayata gözlerini yuman E. Fay Jones'un ardından yasa boğuldu.

Bir çok ünlü mimar odak noktası olmak için çabalarken Fay Jones, Fayetteville, Arkansas'taki mütevazi ofisinin sakin ortamında sessizce ve yorulmak bilmeden çalışmalarını sürdürmekten mutluluk duyan bir yapıdaydı.

Ozark'taki meşe ormanları arasındaki evinde Jones, Amerikan mimarisi için yaratıcı bir kaynak oluşturdu ve bunu sürekli geliştirdi. Hocası Frank Lloyd Wright'a her zaman büyük bir saygı duyan Fay Jones, Wright'ın eserlerinin bazı özelliklerini alarak yeniden şekillendirdi ve Wright'ın de bizzat vurguladığı gibi kendine has bir tarz geliştirdi.

Jones, Ozark'taki meşe ormanları arasındaki evinde, Amerikan mimarisi için yaratıcı bir kaynak oluşturdu ve bunu sürekli geliştirdi. Hocası Frank Lloyd Wright'a her zaman büyük bir saygı duyan Fay Jones, Wright'ın eserlerinin bazı özelliklerini alarak yeniden şekillendirdi ve Wright'ın da bizzat vurguladığı gibi kendine has bir tarz geliştirdi.

1990 yılı kış aylarında Fay'in ofisinde çalışmak için iş başvurusuna gittiğimde kendisi ofiste değildi. Washington DC'ye Galler Prensi ve ABD Başkanı'ndan AIA (American Institute of Architects) Altın Madalyası'nı almaya gitmişti. Ofisinde sekreter, bilgisayar ve fotokopi makinesi yoktu, mimarlıkla ilgili her şey kalem ve kağıtla yapılıyordu. Ofisin 5 çalışanı, içi proje dolu dosya dolaplarının hemen yanında oturuyorlardı. Hatırladığım kadarıyla orada edindiğim tecrübe, çizimlerden oluşan bir denize dalmak gibiydi; 50 yıllık ince düşünülmüş ve yönetilmiş projeler birikimi, işlerin ve süreçlerin önceliklerinin öğrenildiği bir ortam, bina tasarımı konusunda rafine ve farklı bir yaklaşım.


E. Fay Jones'un tasarladığı Pinecote Yazlık Evi, Crosby Botanik Bahçesi, Picayune, Mississippi
Fotoğraf: Michael Cockram


Thorncrown Şapeli American Institute of Architects tarafından "1980'lerin En İyi Binası" olarak seçilmişti.
Resim: Fay Jones'un Kendi 


Pinote Yazlık Evi'nde çatıdan sızan gün ışığı.
Fotoğraf: Michael Cockram

Jones'un Thorncrown Şapeli her zaman bir başyapıt olarak anılacaktır. Orman içindeki bu küçük ve zarif şapel, dantel gibi işlenmiş kirişleriyle, bulunduğu konum için güzel bir metafor; orman içinde orman. Her büyük manevi mekanda olduğu gibi, Thorncrown'da da gün ışığı adeta bir senfoni halini alıyor. Binanın yapısının sistematik karmaşıklığı ışığı çok farklı yönlerden kırarak iç mekana yansıtıyor.


Los Angeles'teki Sky Rose
Şapeli'nin orta bölümü
Fotoğraf: Michael Cockram

Fay Jones, yaptığı şapellerde kendini kanıtlayarak, bu konuda "üstat" unvanı aldı; bu, günümüzün ünlü mimarlarının çoğu için kullanılamayacak bir sıfat. Binaların nasıl yapılacağını çok iyi bilen Jones, binaların neler yapabileceğini de önceden sezinleyebiliyordu. Kendisini 500 yıl geç doğmuş bir katedral yapımcısı olarak -Filippo Brunelleschi gibi- nitelemeyi seviyordu.

Sadece son derece yaratıcı değil -formdan detaya kadar- aynı zamanda bina ile binanın yapılacağı alanın ilişkilendirilmesi konusunda da çok tecrübeliydi.


Los Angeles'teki Sky Rose
Şapeli'nin orta bölümü
Fotoğraf: Michael Cockram

Sky Rose Şapeli'ndeki, çapraz desteklerin "fasılalı bağlantıları" yazar Ed Allen tarafından "20. yüzyılın en iyi mimari detayı" olarak nitelendiriliyor.

Fay ve eşi Gus'ı en son geçen yıl ilkbaharda ziyaret etmiştim. Selamlaşma esnasında Fay'in bakışlarını asla unutmayacağım -büyük fiziksel problemler yaşamasına rağmen- canlı ve hayat dolu görünmesi beni şaşırtmış ve mutlu etmişti.

Gözlerinde hala eski heyecan ateşi yanıyordu. Durmadan çizim yapıyordu, taslak ve soyut çizimlerde eli yıllar önce olduğu kadar iyiydi.

Genç bir mimarken tasarladığı evi son kez ziyaret ettiğimde, ilk yaptığı eserlerdeki güzelliğe tekrar şahit oldum. Bana göre yaptığı eserler arasında en güzelleri bunlar - mekanlar sade ve zarif - ortamı zenginleştiren fakat içinde yaşayan bireyleri ezmeyen bir detaya ve karmaşıklığa sahip binalar. Her birisi alan, ışık ve detay konusunda öylesine bir sentez oluşturmuş ki bunu anlatmaya resimler de kelimeler de yetmiyor.

Fay, hem partneri hem de her zaman kendisine destek olan eşi Gus olmadan tek başına anılamaz. Onların birbirlerine olan sadakati, karşılaştıkları her kişiye ilham kaynağı oldu. Onlar sanki bir bütünün parçalarıydılar -hayat boyu süren sevecen bir dans esnasında birlikte- biri olmadan diğeri gerektiği gibi hiçbir zaman gelişemezdi.

Fay hocası ve arkadaşı olan Wright'a saygısını hep "Bay" diye hitap ederek göstermişti. Onunla birlikte çalışma şansını yakalamış çalışma arkadaşları da onu içtenlikle "Fay" olarak anacaklardır. Bu mütevazi dahi, bize doğru yapılan mimarlığın dünyada hak ettiği yeri nasıl bulacağını öğretmiş ve kendi sözleriyle bizim "en iyiyi düşünmemiz" konusunda ilham kaynağı oldu.

Michael Cockram, Fay Jones'un eski bir çalışanı. Şu an Oregon Üniversitesi'nde yardımcı doçentlik görevini yürütmekte ve Italy Field School Programı'nın koordinatörlüğünü yürütüyor.
Architecture Week - Michael Cockram
Çeviren: Rabia Alga - Arkitera

 

Eylül 2004 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04 05
06 07 08 09 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30
diğer aylar için tıklayın

1. İstanbul Mimarlık Festivali

Ustaların İlk İşleri Konferansları

4 - 8 Ekim 2004
15:00/16:30
Tarih Vakfı Tarihi Darphane Binaları

Garanti'nin katkılarıyla

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz