reklam

27 Ekim 2004 Çarşamba
Ana Sayfa > Haberler

Nükleer santral çevre dostu mu?

Türkiye Atom Enerjisi Kurumu Başkan Danışmanı Gül Göktepe'den tartışma yaratacak iddia: Küresel ısınmayı ancak nükleer santrallar engeller. Çevrecilere göre bu formül, dünyanın sonu demek

Çernobil faciasının ardından gündeme gelen nükleer santralların, çevre dostu olduğu iddia edildi.

Çevrecilerle nükleer santral lobisini karşı karşıya getiren polemik, çevre duayeni James Lovelock'un üç gün önce kamuoyuna açıkladığı 'Gaia Teorisi' ile gündeme geldi. Lovelock'a göre, bu yüzyılın sonuna kadar küresel ısınmanın ortalama artışı 3.5 derece olacak. Küresel ısınmadan dünyayı kurtarmanın en temiz yolu ise nükleer santrallar. Başka da alternatif yok. James Lovelock'un bu teorisine Türkiye'den ilk destek, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu'ndan (TAEK) geldi. Kurumun Başkan Danışmanı Gül Göktepe, dünyada 'Nükleer Rönesans' dönemi yaşandığını savunuyor. Ülkelerin enerji politikalarında nükleer enerjiye döndüğünü anlatan Göktepe, şu iddialarda bulunuyor:

'Nükleer santrallar, küresel ısınmaya karşı yeni trend olarak sunuluyor. Dünyada 441 nükleer santral çalışıyor. Kömür, petrol doğalgaz yakarken ya da elektrik üretmek için bir yılda milyonlarca ton karbondioksit, sülfüroksit gibi maddeler havada birikiyor. Bu gazlar, atmosferde küresel ısınmaya neden oluyor. Nükleerin yerini alacak büyük miktarda elektrik üreten başka sektör yok.'

Enerji üretilmeli
Gül Göktepe, bu santralların getirisini şöyle anlatıyor: 'Nükleer teknolojinin Türkiye'ye getireceği çok şey olacak. Güvenlik kültürü gelişecek. Türkiye, ithal kömür, petrol ve doğalgaz olmak üzere ithal fosil kaynaklarının yüzde 70'ini başka ülkelerden ithal ediyor. Bu, ekonomi için büyük bir risk. Dünyada trend, mümkün mertebe fosil kaynaklarda bağımlılığı azaltmak. Enerji üreteceksiniz, fiyat dalgalanmalarından etkilenmeyeceksiniz, hem de atmosferi kirletmeyeceksiniz. Bu tercih kriterlerine yanıt veren ispatlanmış enerji seçeneği, nükleer santrallar.'

Rönesans değil, kabus
Greenpeace Akdeniz Türkiye Enerji Kampanyası Sorumlusu Özgür Gürbüz, 'Nükleer Rönesans'ın 'nükleer kabus' olduğunu savunuyor. Dünyada nükleer kapasitenin ısrarla saklandığını öne süren Gürbüz, şunları söylüyor: 'Nükleer Rönesans', nükleer lobinin yeni pazarlama yönteminin adı ve markası. Bazıları karbondioksit emisyonları çıkmadığı için nükleer santrallara dönmemiz gerektiğini söylüyorlar. Çözüm bu santrallarda değil, yerel kaynaklarda.'

Dünyanın sonu olur
Doğa Savaşçıları Derneği Başkanı Zafer Murat Çetintaş, nükleer santrallar için 'Dünyanın sonunu getirecek tek şey' diyor. Çetintaş, şunları söylüyor: 'Almanya'da geçen günlerde nükleer atık taşıyan tren vagonları raydan çıktı. Köyler boşaltıldı. Tehlike olmasaydı niye boşaltsınlar ki. Asla güvenilir değil, tam tersine öldürücü boyutu gündemde. Rüzgar, güneş ve hidroelektrik santralları verimli kullanılırsa, nükleer enerjiye ihtiyaç kalmaz.'
Akşam - Gül Kireklo

 

Ekim 2004 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03
04 05 06 07 08 09 10
11 12 13 14 15 16 17
18 19 20 21 22 23 24
25 26 27 28 29 30 31
diğer aylar için tıklayın

Ağaçları ormana dönüştürmek, denizleri temizlemek... Doğal çevremiz ile ilgili görüşlerimiz Çevre forumunda...

Arkitera.com/forum

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz