reklam

01 Kasım 2004 Pazartesi
Ana Sayfa > Haberler

Deprem için uyardı işinden oldu

İstanbul'da ciddi bir deprem tehlikesi olduğunu hepimiz biliyoruz. Hatta bir çoğumuz korkuyoruz. Ama bu tehlikeye, bu korkuya rağmen ne yapıyoruz?
Kimsenin ciddi bir çaba harcadığı yok. Şöyle bir çevrenize bakın, devlet, binlerce insanın yaşadığı okulları, hastaneleri ve sosyal hizmetlerin yürütüldüğü binaları takviye ediyor, ya da yıkıp yeniden yapıyor mu? Gördüğümüz kadarıyla bir kaç göstermelik iş dışında ciddi bir yenilenme yok.
Neden?

Nedeni basit? Çünkü o da vatandaşı gibi depremi ciddiye almıyor. O da kaderini bekliyor. Bizim gibi, devlet de uyarılara rağmen kılını kıpırdatmıyor. Öylesine ki, konuyla ilgili görevini hatırlatanlara teşekkür edeceğine kızıyor, hatta işten bile atıyor.

İçinizden 'nasıl yani?' dediğinizi duyar gibiyim.
İşte size 'nasıl yani'yi anlatan, trajikomik bir İstanbul öyküsü...
Yer İstanbul Emirgan'daki Sarı Köşk... Hani rahmetli Çelik Gülersoy'un İstanbul'a kazandırdığı o tarihi köşklerden biri. Sarı Köşk'te görev yapan Recep Kanca, 18 Ekim 2004 günü bir dilekçe yazdı. Dilekçesinde "Sarı Köşk'ün deprem açısından büyük risk taşıdığını bu nedenle burada ne önlem alındığını sordu" O sordu ama sorduğuna da bin pişman oldu. Çünkü, 19 Ekim 2004 tarihinde Kanca'nın işine son verdiler. Böylece Kanca, 6 yılını verdiği işinden kovuldu. Olayı biraz araştırınca işin başka boyutları olduğunu gördük. Recep Kanca aslında Hidiv Kasrı'nda davet organizasyon sorumlusu olarak çalışırken, Beltur'un yeni Genel Müdürü Süleyman Taygar'ın göreve gelmesinden sonra Sarı Köşk'e garson olarak atanır. Ancak sadece atamayla kalınmaz, hakkında disiplin soruşturması da açılır. Ve davetlerden ekstra para almakla suçlanır. Bu karışık olayın içine bir de 'deprem dilekçesi' eklenince Kanca'nın iş akdine son verilir.

Bu suçlamayı Kanca'ya sorduk. İşte cevabı: "Çalıştığımız kurumlarda organizasyon isteyen insanlarla bir anlaşma yaparız. Bunun karşılığında da bahşiş mahiyetinde bir para alırız. Bu geleneksel bir uygulama. Hidiv Kasrı'nda görev yaptığım süre içersinde iki tane genel müdürle çalıştım, Hikmet Nuri Bulgur. Şimdi Başbakan'ın Özel Kalemi. Biri de Selahattin Aydın. Ben 4 yıl bu görevi yaptım. Para aldığımızı herkes biliyordu. Türkiye'nin her yerinde bütün otel ve işletmelerde, sorumlular, ekstra organizasyondan gelir elde ederler. Ben bununla suçlandım."

Recep Kanca'ya Sarı Köşk'le ilgili dilekçesini soruyoruz. Kanca açık konuşuyor: "Onlar beni şıkıştırdı, ben de onları sıkıştırıyorum" diyor ve ekliyor: "Yapılan deprem incelemesinde Sarı Köşk'ün durumu çok kötü. Zaten gözle de görülüyor. Alt katlar dökülüyor neredeyse. BİMTAŞ'ın hazırladığı deprem raporunu isteyebilirsiniz. Sarı Köşk'te 40 kişi risk altında çalışıyor. İş Kanunu'na göre, yönetim bizim güvenliğimizi sağlamak zorunda. Ben bu konuda mahkemeye başvurdum."

Beltur Genel Müdürü Süleyman Taygar, bu iddialara ne diyecek acaba?
Gerçekten Sarı Köşk'te bir deprem tehlikesi var mı? Raporlar bu konuda ne söylüyor?
Sabah - Mahmut Övür

 

Ekim 2004 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03
04 05 06 07 08 09 10
11 12 13 14 15 16 17
18 19 20 21 22 23 24
25 26 27 28 29 30 31
diğer aylar için tıklayın

Diyalog

Aykut Köksal ve Uğur Tanyeli
19 Ekim - 18 Kasım 2004 tarihleri arasında Diyalog bölümümüze konuk oluyor.

"Türkiye'de Mimarlık Nerede Duruyor?" üzerine gerçekleşen Diyalog buluşmasını  okumak için  buraya tıklayın...

"Türkiye'de Mimarlık Nerede Duruyor?" konusu 
ile ilgili görüşlerinizi bildirmek için
buraya tıklayın...

 
Vitra'nın katkılarıyla

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz