Deprem için uyardı işinden oldu
İstanbul'da ciddi bir deprem tehlikesi olduğunu hepimiz biliyoruz. Hatta bir
çoğumuz korkuyoruz. Ama bu tehlikeye, bu korkuya rağmen ne yapıyoruz?
Kimsenin ciddi bir çaba harcadığı yok. Şöyle bir çevrenize bakın, devlet,
binlerce insanın yaşadığı okulları, hastaneleri ve sosyal hizmetlerin
yürütüldüğü binaları takviye ediyor, ya da yıkıp yeniden yapıyor mu? Gördüğümüz
kadarıyla bir kaç göstermelik iş dışında ciddi bir yenilenme yok.
Neden?
Nedeni basit? Çünkü o da vatandaşı gibi depremi ciddiye almıyor. O da
kaderini bekliyor. Bizim gibi, devlet de uyarılara rağmen kılını kıpırdatmıyor.
Öylesine ki, konuyla ilgili görevini hatırlatanlara teşekkür edeceğine kızıyor,
hatta işten bile atıyor.
İçinizden 'nasıl yani?' dediğinizi duyar gibiyim.
İşte size 'nasıl yani'yi anlatan, trajikomik bir İstanbul öyküsü...
Yer İstanbul Emirgan'daki Sarı Köşk... Hani rahmetli Çelik Gülersoy'un
İstanbul'a kazandırdığı o tarihi köşklerden biri. Sarı Köşk'te görev yapan Recep
Kanca, 18 Ekim 2004 günü bir dilekçe yazdı. Dilekçesinde "Sarı Köşk'ün deprem
açısından büyük risk taşıdığını bu nedenle burada ne önlem alındığını sordu" O
sordu ama sorduğuna da bin pişman oldu. Çünkü, 19 Ekim 2004 tarihinde Kanca'nın
işine son verdiler. Böylece Kanca, 6 yılını verdiği işinden kovuldu. Olayı biraz
araştırınca işin başka boyutları olduğunu gördük. Recep Kanca aslında Hidiv
Kasrı'nda davet organizasyon sorumlusu olarak çalışırken, Beltur'un yeni Genel
Müdürü Süleyman Taygar'ın göreve gelmesinden sonra Sarı Köşk'e garson olarak
atanır. Ancak sadece atamayla kalınmaz, hakkında disiplin soruşturması da
açılır. Ve davetlerden ekstra para almakla suçlanır. Bu karışık olayın içine bir
de 'deprem dilekçesi' eklenince Kanca'nın iş akdine son verilir.
Bu suçlamayı Kanca'ya sorduk. İşte cevabı: "Çalıştığımız kurumlarda
organizasyon isteyen insanlarla bir anlaşma yaparız. Bunun karşılığında da
bahşiş mahiyetinde bir para alırız. Bu geleneksel bir uygulama. Hidiv Kasrı'nda
görev yaptığım süre içersinde iki tane genel müdürle çalıştım, Hikmet Nuri
Bulgur. Şimdi Başbakan'ın Özel Kalemi. Biri de Selahattin Aydın. Ben 4 yıl bu
görevi yaptım. Para aldığımızı herkes biliyordu. Türkiye'nin her yerinde bütün
otel ve işletmelerde, sorumlular, ekstra organizasyondan gelir elde ederler. Ben
bununla suçlandım."
Recep Kanca'ya Sarı Köşk'le ilgili dilekçesini soruyoruz. Kanca açık
konuşuyor: "Onlar beni şıkıştırdı, ben de onları sıkıştırıyorum" diyor ve
ekliyor: "Yapılan deprem incelemesinde Sarı Köşk'ün durumu çok kötü. Zaten gözle
de görülüyor. Alt katlar dökülüyor neredeyse. BİMTAŞ'ın hazırladığı deprem
raporunu isteyebilirsiniz. Sarı Köşk'te 40 kişi risk altında çalışıyor. İş
Kanunu'na göre, yönetim bizim güvenliğimizi sağlamak zorunda. Ben bu konuda
mahkemeye başvurdum."
Beltur Genel Müdürü Süleyman Taygar, bu iddialara ne diyecek acaba?
Gerçekten Sarı Köşk'te bir deprem tehlikesi var mı? Raporlar bu konuda ne
söylüyor?
Sabah - Mahmut Övür |