reklam

03 Kasım 2004 Çarşamba
Ana Sayfa > Haberler

Cumhuriyetin Restoratörü

Son yılların ''Cumhuriyet Bayramı'' kutlamalarında yeni bir söylem var. Sadece ''muhafazakâr'' basında değil, ''liberal'' ve hatta ''sol eğilimli'' köşe yazılarında bile artık her 29 Ekim öncesinde okumaya başlıyoruz:

''Osmanlı'yla barışma zamanı geldi...'' Bu gibi sözlerin, öteden beri zaten ''Cumhuriyet devrimini'' benimsemeyenlerden duyulması olağan... Çünkü onlar belli ki ''kavuşmak için'' barışmayı istiyorlar... Ancak, bir yandan yine Cumhuriyet'in tüm ''çağdaş nimetlerine'' dört elle sarılıp öbür yandan aynı söyleme ortak olanlara ne demeli? Bu gibi yazarların, 81 yıl sonra bile hâlâ ''kavrayamadıkları'' gerçek, Atatürk ve arkadaşlarının aslında ''Osmanlı'nın devrimcileri'' olmaları... Onlar, ülkenin neredeyse ''yok olmasını'' hazırlayan, çürümüş bir ''Osmanlı hanedanı düzenini'' devirerek aynı ülkeye ''Cumhuriyet'' i kazandıran devrimin Anadolu halkıyla birlikte gerçekleştirilmesine önderlik ettiler.

Bunu yaparken ''karşı'' oldukları ise Osmanlı döneminin ''uygarlık birikimleri'' değildi. Aynı birikimlere bile yabancılaşan bir ''siyasal sisteme'' son verdiler. O nedenle Osmanlı'yla savaşırken de ''kültürel kazanımları'' reddetmeyen, tam tersine tüm tarihsel zenginlikleri ''sahiplenen'' bir çağdaş anlayışı ülkelerine armağan ettiler...

O kadar ki günümüzde de ulusal gurur kaynağımız olan anıtsal değerlerimizin önemli bir kısmını, o ''onurlu ilk yılların'' tüm ekonomik zorluklarına karşın sadece ''Cumhuriyetin kıt bütçesiyle'' onardılar. Dahası, özellikle Osmanlı dönemine ait görkemli mimari yapıtları korumak için de Türkiye'nin ilk ''Eski Eserler Encümeni'' ni daha 1924'te, yani ''devrimin ilk yılında'' kurdular...

İşte bu gerçeğin tanıkları olan, yani Cumhuriyetin aslında Osmanlı'yla değil, siyasetiyle ''barışık olmadığını'' açıkça kanıtlayan, ''1923-1950 dönemine ait restorasyonlara'' bakın... Kentlerimizin ''geçmişlerini'' belgeleyen birçok tarihsel yapının o yıllara ait onarımlarında, emektar bir mimarın imzası var: Ekrem Hakkı Ayverdi.

1899'da İstanbul'da doğan, 1920'de de ''Mühendis Mektebi'' ni (İstanbul Teknik Üniversitesi) mimar olarak bitiren Ekrem Bey, meslekteki ilk görevini İstanbul Belediyesi 'nde yapmış. Ardından yaklaşık 25 yıl anıtsal yapılarımızın kurtarılmasını üstlenmiş; bir kentten diğerine koşarak uygarlık mirasımızın bizlere ve gelecek kuşaklara aktarılmasına yaşamını adamış...

Geçenlerde oğlu Dr. Fazlı Ayverdi 'den bir mektup aldım. Babasının da arkadaşı olan, yine Cumhuriyetin o ilk dönemlerindeki kütürel mirasın korunması coşkusuna ''rölöve çalışmalarıyla'' ustalığını katan mimar ve ressam Sedat Çetintaş 'ı anlatan kitabı anımsatıyor.

Önceki hafta ''Uygarlıkların İzinde'' (Cumhuriyet-21.10.2004) yazımda sözünü ettiğim, İTÜ Yayınları'ndan çıkan ve Prof. Dr. Ayla Ödekan 'ın bizlere kazandırdığı kitap için gösterilen duyarlılığı ''Ekrem Hakkı Ayverdi için de beklediklerini'' söylüyor.

Mektubunun ekindeki bilgi kitapçığını incelediğimde, sadece babasının emeklerine değil, yine 1920'lerden 1950'lere kadar süren bir dönemin ''kültür ve uygarlık bilincine'' olan hayranlığım daha da artıyor. Örneğin İstanbul 'da Topkapı Sarayı ya da Laleli Camii gibi Osmanlı yapılarıyla birlikte Bozdoğan Su Kemeri ve Ayasofya gibi Bizans eserlerinin onarımlarında da ''Cumhuriyetin parası ve Ayverdi'nin emeği'' var.

Benzer şekilde Bursa 'da dönemin simgelerinden Vilayet Konağı gibi yapıların yanı sıra aynı yılların ''sanayi mirası'' olan İpekiş Fabrikası binası da aynı beraberliğin ürünü...

Edirne 'de ise bu coşku daha bir doruklardaymış... Selimiye, Üç Şerefeli, Muradiye ve diğer anıtsal camiler... Tümünde aynı devrimcilerin ''tarih için'' ayırdıkları kaynaklar ve aynı mimarın alınteri var...

İTÜ eğer bir vefa örneği daha gösterir, Ayverdi'yi de kitaplaştırırsa, bu hizmet mimarlığımızın ötesinde ''Cumhuriyet uygarlığının'' da belgeseli olacak...
Cumhuriyet - Oktay Ekinci

 

Kasım 2004 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04 05 06 07
08 09 10 11 12 13 14
15 16 17 18 19 20 21
22 23 24 25 26 27 28
29 30
diğer aylar için tıklayın

Diyalog

Aykut Köksal ve Uğur Tanyeli
19 Ekim - 18 Kasım 2004 tarihleri arasında Diyalog bölümümüze konuk oluyor.

"Türkiye'de Mimarlık Nerede Duruyor?" üzerine gerçekleşen Diyalog buluşmasını  okumak için  buraya tıklayın...

"Türkiye'de Mimarlık Nerede Duruyor?" konusu 
ile ilgili görüşlerinizi bildirmek için
buraya tıklayın...

 
Vitra'nın katkılarıyla

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz