Tarih dedikodu çıkmazında
AB
destekli proje, Fener-Balat'taki 200 Osmanlı eseri evin kurtarılmasını
amaçlıyor. Ancak, Melahat Çınar, komşularının korkusunu şöyle açıklıyor:
"Bizleri kovacaklar, zenginler buraya yerleşecek."
Fener-Balat'ta tarihi evler hayata döndürülmeye çalışılırken halkın bir kısmı
'Evler Ermeniler ve Rumlara verilecek' diye restorasyon istemiyor. Yetkililer
dedikoduya karşı bilgilendirme atağında
Osmanlı mimarisinin son örneklerini barındıran tarihi Fener-Balat, korku ve
mutluluğu bir arada yaşıyor. Restorasyon projesi ihalesiyle tarihi evleri hayata
döndürecek ilk adım atılırken, Fenerlilerin bir kısmı 'Bölge Fransız Sokağı'na
dönüşecek, biz de evimizden çıkmak zorunda kalacağız' korkusu yaşıyor.
Fatih'deki 200 tarihi Osmanlı evi, 2002'de, tarihi dokunun korunması için AB'nin
'Akdeniz Ülkeleri Ortaklığı' çerçevesinde uygulanan MEDA programına alındı. 7
milyon avrosunu AB'nin sağlayacağı 17 milyon avroluk proje, restorasyonun yanı
sıra bölgenin sosyal dönüşümünü hedefliyordu.
Proje güzel ama...
Projede, evlerin restorasyonunun yanı sıra, çevre için kaynağından
ayrıştırmalı çöp arıtma sistemi, Balat Çarşısı'nın altyapısıyla rehabilitasyonu,
eğitim ve sağlık koşullarının iyileştirilmesi ve kadın merkezi açılması da
vardı. Ancak bürokratik engellerin yanı sıra, bölgenin sosyal yapısından
kaynaklanan sorunlar nedeniyle restorasyona bile başlanamadı.
Dedikodu devrede
Restore edilecek ev sahiplerine, spekülasyonların önlenmesi ve projenin
hedefine ulaşması için üç şart koşuldu: Tapu olması, projenin gündeme geldiği
1997 tarihi sonrasında evlerin el değiştirmemiş ve restorasyon sonrasında beş
yıl el değiştirmeyecek olması.
Bu
şartlara sıcak bakmayan, ayrıca proje sürerken tarihi dokuya sahip çıkarak satın
aldıkları evleri restore eden firmalar ve entelektüellerin bölgenin sosyal
yapısını değiştireceğini düşünen bölge sakinlerinin bir kısmı, evlerinden çıkmak
zorunda kalacağını sanarak restorasyon projesine karşı çıkıyor. Bölgede son
olarak, evlerin restore edilerek Musevi ve Rum asıllılara satılacağı
söylentileri de yayılmaya başladı.
'Tek tek görüşüyoruz'
Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir, mahallelinin aydınlatılabilmesi için
halkla ilişkiler ofisi kurularak ev sahipleriyle tek tek görüşüldüğünü anlattı.
Demir projeyle ilgili şu bilgileri verdi: "İlk etapta 26 evin dış cephe ve çatı
onarım işleminin ihalesi yapıldı. Bunların altı ayda tamamlanması hedeflendi.
İkinci aşamada 50 tarihi yapının dış cephesinin yanı sıra, güçlendirilmesi için
evde oturanların bir süre tahliyesi gerekiyor. Burada, korkudan kaynaklanan
birtakım zorlukları bertaraf etmeye çalışıyoruz.
'Evlerimiz elimizden alınırsa, Fransız Sokağı'na dönüşürse, taşınmak zorunda
kalırız' endişesi var. Entelektüellerimiz buradan ev satın alıp yapıyor.
Ekonomik yönden zayıf zatandaşlarımız, bu durum sürerse burada
oturamayacaklarını düşünüyor. 'Yunan ve Musevi azınlık gelecek' korkusu da var,
ama bu korku çok az."
İmza toplanıyor
Restorasyona dahil edilmeyen bir evde oturan Melahat Çınar, komşularının
yaşadığı korkuyu şöyle açıkladı: "Fenerliler, 'Burası elden gitmesin' diye imza
topluyor. 'Eski Rum-Ermeni azınlık gelecek' diyorlar. Buradakiler, restorasyon
masraflarının üstlerine kalmasından ve 'Zengin insanlar gelecek, rant
yükselecek, burada oturamayacağız' diye korkuyor. Kiralar 75-200 milyon
arasında. Restorasyon sırasında ben nerede oturacağım, bunu söyleyen yok."
Akkaya: Caiz değil
Fener evlerinden birinde işyeri bulunan Ekrem Akkaya adlı bir esnaf da,
"Burada aracılarla ev alınıyor. Filistin'de yapılanlar ortada. Burada
restorasyon yapılması bile caiz değil" diye konuşuyor.
Radikal - Selim Efe Erdem |