Gökkafes yıkılmasın!
'Gökkafes yıkılsın mı, yıkılmasın mı?'tartışmaları yeniden ortaya
çıktı. Maksat tartışma olsun! 'Fikirlerin çarpışmasından gerçekler
ortaya çıkar' demiş yabancılar. Buna bizim eklediğimiz şudur: Bir de
binalar ortaya çıkar.
Fikirler ise çarpışır durur.
Ben de fikrimi söyleyeyim tamam olsun! Bana kalırsa Gökkafes yıkılmasın,
tersine kentin sembolü olsun. Çünkü bu binanın serüveni adeta yaşantımızın
bir özeti gibi...
Sadece yapılış serüveni değil, şekli bile bir simge oluşturuyor. Bir
zamanlar kentin ortasına dikilen erkeklik organına benzetiliyordu. Son tartışmalarda
bir başka iddia ortaya atıldı: 'İstanbul'un mezartaşı'na benzetiliyor.
Gökkafes'in öyküsünde sanki İstanbul'un geçmişi ve geleceği var.
Dolmabahçe Sarayı'nı inşa ederken deniz doldurulduğu için, Abdülhamit
zamanında Gökkafes'in üzerinde bulunduğu araziye tapuda 'bina yapılmaz' şerhi
konulmuş.
Biri üzerinde 'bina yapılamaz' şerhi bulunan araziyi sudan ucuz ele geçirmiş.
Gerekli makamlara rüşvetlerini vererek şerhi sildirmiş.
Belediye karşı çıkmış ama Turizm Bakanlığı devreye girmiş.
Bina yapılmış; Beyoğlu Belediyesi işletme ruhsatı vermeyince, devreye
Şişli Belediyesi girmiş; ancak Şişli Belediyesi o bölgede yetkili olmadığı
için, belediyenin sınırları değiştirilmiş.
İş işten geçtikten sonra Yargıtay devreye girmiş, şerhin geçerli olduğuna
karar vermiş.
Şimdi yıkabilirsen yık.
Biz bina yıkan değil, bina yapan bir ulusuz.
Başbakan'ın bile bütün yapabildiği o binaya girmemek.
Artık olan olmuş, biz bundan sonrasına bakalım.
İstanbul'da kaçak inşaatçılık öylesine yaygın ve güçlü ki, bir
sembol gerekiyordu.
Süzer'in gökdeleninden daha iyisini mi bulacağız?
Şimdiden şairlere ilham kaynağı olmaya başladı bile.
Örneğin yeni yetme şairlerimizden biri şöyle bir nazire yapıyor:
'Eğer en güzel kentinde dünyanın
En güzel manzarasını bulmak istersen kentin...
Sadece oradan bakınca görülmediği için
Bin asansörüne, çık tepesine Gökkafes'in...'
Şimdi Ritz-Carlton olarak turizme hizmet veriyor.
Bu haliyle otelde konaklamaya gelen yabancılara da ülkemiz hakkında genel
bir fikir veriyor:
-Bu binanın şekli biraz müstehcen. Başka bir şekil bulunamaz mıydı?
-Bilmemnesi kalkan kentin en görünür yerine kaçak yapı dikiyordu.
Patronumuz da dayanamadı, işte bunu dikti.
- Ruhsatı var mı?
-Vardır ama hile ile alınmıştır.
-Hilesiz bir yanı yok mu?
-Asla... Tapudaki 'bina yapılamaz' şerhi hile ile silinmiş, 24.5 metre yükseklik
için ruhsat hile ile alınmıştır. İşin başlangıcında sahibine, '24.5
metre için hile ile onay almışsınız, hiç olmazsa 135 metreye kadar çıkmasanız...'
diyenler olmuşsa da, o dinlememiştir. 'O zaman hile olmaz, bana yakışmaz'
demiştir.
Akşam - Yalçın Pekşen |