reklam

11 Kasım 2004 Perşembe
Ana Sayfa > Haberler

Gökkafes yıkılmasın!

'Gökkafes yıkılsın mı, yıkılmasın mı?'tartışmaları yeniden ortaya çıktı. Maksat tartışma olsun! 'Fikirlerin çarpışmasından gerçekler ortaya çıkar' demiş yabancılar. Buna bizim eklediğimiz şudur: Bir de binalar ortaya çıkar.

Fikirler ise çarpışır durur.

Ben de fikrimi söyleyeyim tamam olsun! Bana kalırsa Gökkafes yıkılmasın, tersine kentin sembolü olsun. Çünkü bu binanın serüveni adeta yaşantımızın bir özeti gibi...

Sadece yapılış serüveni değil, şekli bile bir simge oluşturuyor. Bir zamanlar kentin ortasına dikilen erkeklik organına benzetiliyordu. Son tartışmalarda bir başka iddia ortaya atıldı: 'İstanbul'un mezartaşı'na benzetiliyor.

Gökkafes'in öyküsünde sanki İstanbul'un geçmişi ve geleceği var.

Dolmabahçe Sarayı'nı inşa ederken deniz doldurulduğu için, Abdülhamit zamanında Gökkafes'in üzerinde bulunduğu araziye tapuda 'bina yapılmaz' şerhi konulmuş.

Biri üzerinde 'bina yapılamaz' şerhi bulunan araziyi sudan ucuz ele geçirmiş. Gerekli makamlara rüşvetlerini vererek şerhi sildirmiş.

Belediye karşı çıkmış ama Turizm Bakanlığı devreye girmiş.

Bina yapılmış; Beyoğlu Belediyesi işletme ruhsatı vermeyince, devreye Şişli Belediyesi girmiş; ancak Şişli Belediyesi o bölgede yetkili olmadığı için, belediyenin sınırları değiştirilmiş.

İş işten geçtikten sonra Yargıtay devreye girmiş, şerhin geçerli olduğuna karar vermiş.

Şimdi yıkabilirsen yık.

Biz bina yıkan değil, bina yapan bir ulusuz.

Başbakan'ın bile bütün yapabildiği o binaya girmemek.

Artık olan olmuş, biz bundan sonrasına bakalım.

İstanbul'da kaçak inşaatçılık öylesine yaygın ve güçlü ki, bir sembol gerekiyordu.

Süzer'in gökdeleninden daha iyisini mi bulacağız?

Şimdiden şairlere ilham kaynağı olmaya başladı bile.

Örneğin yeni yetme şairlerimizden biri şöyle bir nazire yapıyor:

'Eğer en güzel kentinde dünyanın

En güzel manzarasını bulmak istersen kentin...

Sadece oradan bakınca görülmediği için

Bin asansörüne, çık tepesine Gökkafes'in...'

Şimdi Ritz-Carlton olarak turizme hizmet veriyor.

Bu haliyle otelde konaklamaya gelen yabancılara da ülkemiz hakkında genel bir fikir veriyor:

-Bu binanın şekli biraz müstehcen. Başka bir şekil bulunamaz mıydı?

-Bilmemnesi kalkan kentin en görünür yerine kaçak yapı dikiyordu. Patronumuz da dayanamadı, işte bunu dikti.

- Ruhsatı var mı?

-Vardır ama hile ile alınmıştır.

-Hilesiz bir yanı yok mu?

-Asla... Tapudaki 'bina yapılamaz' şerhi hile ile silinmiş, 24.5 metre yükseklik için ruhsat hile ile alınmıştır. İşin başlangıcında sahibine, '24.5 metre için hile ile onay almışsınız, hiç olmazsa 135 metreye kadar çıkmasanız...' diyenler olmuşsa da, o dinlememiştir. 'O zaman hile olmaz, bana yakışmaz' demiştir.
Akşam - Yalçın Pekşen

 

Kasım 2004 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04 05 06 07
08 09 10 11 12 13 14
15 16 17 18 19 20 21
22 23 24 25 26 27 28
29 30
diğer aylar için tıklayın

Etkinlik

Europan Sergisi

Bu yarışmada ödül almış projelerden seçme bir sergi 04 - 19 Kasım 2004 tarihleri arasında İTÜ Taşkışla Kampüsü'nde gezilebilecek.

Tarih: 04 - 19 Kasım 2004
Yer: İTÜ Taşkışla 102 No'lu Salon - İstanbul 

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz