reklam

11 Kasım 2004 Perşembe
Ana Sayfa > Haberler

Mimarların İzmir bildirgesi

İZMİR, DENİZLİ, BALIKESİR, ÇANAKKALE ve MİMARLIK...

Türkiye kongrelerinin İzmir buluşmasında, Mimarlar Odası şubeleri "kentlerini" irdelediler, uzmanlar da geçmişten bugüne gelişmelerini tartıştılar. İzmir Konak Meydanı, 100 yıl önce böyleydi . Denizli'nin 1970'lerdeki "modernleşme manzarası. Balıkesir'in anılar yüklü istasyonu  ve bir zamanlar Çanakkale.

Mimarlar Odası'nın 2005 yılı temmuz ayında İstanbul'da ev sahibi olacağı Uluslararası Mimarlar Birliği (UIA) - Dünya Mimarlık Kongresi' ne ulusal katılımın güçlendirilmesi için düzenlenen Türkiye Kongreleri'nden üçüncüsü 22-23 Ekim 2004 günlerinde İzmir'de Atatürk Kültür Merkezi ile Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesi 'nde gerçekleştirildi. İzmir'in önceki valilerinden, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Kemal Nehrozoğlu 'nun da onur konuğu olduğu kongreye İzmir Valisi Yusuf Ziya Göksu , Denizli Valisi Gazi Şimşek , Balıkesir Valisi Atıl Üzelgün , İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu , Denizli Belediye Başkanı Nihat Zeybekçi , Balıkesir Belediye Başkanı Sabri Uğur , Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan ile DEÜ Rektörü Çetin Türkçü de katıldılar. Tolga Çandar ile soprano Seza Kırgız da katılımcıların ağırlandığı Bergama Vapuru 'nda 'Ege Türküleri' ni kongreye armağan ettiler. Mimarlar Odası'nın İzmir, Denizli, Balıkesir ve Çanakkale şubelerinin, bu kentler için 'mimarlık adına' sürdürdükleri çalışmalarını da sundukları kongrede, 'Kentler ve Mimarlık' konusundaki tematik konuşmayı Prof. Dr. Ülker Baykan Seğmen yaptı. Prof. Dr. Sezai Göksu ile mimar Hasan Topal 'ın yönettikleri oturumlarda ise aynı kentlerle mimarlık arasındaki bağları Balıkesir için Prof. Dr. Mete Tapan , Çanakkale için mimar İsmail Erten , Denizli için Prof. Dr. Necati İnceoğlu ve İzmir için de Prof. Dr. Ahmet Eyüce irdelediler. İzmir tartışmalarının teması, Türkiye Kongreleri'ni yürüten Ulusal Eşgüdüm Komitesi ve Tematik Danışma Kurulu' nca; 'Tarihi Kentlerde Büyüme ve Mimarlık' olarak belirlenmişti. Kültür ve Turizm Bakanlığı'yla birlikte İzmir ve Denizli valilikleri; İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Çanakkale Belediyesi'nin destekleri, Vazco Turizm ile Mavi Kale gruplarının da sponsorluk katkılarıyla gerçekleşen kongrenin 'sonuç bildirgesi' nde, özetle şu vurgulamalar yer alıyor:

Tarihle büyüyebilmek
Ülkemiz kentlerindeki 'tarihsel kimlik' ile 'çağdaş gelişme' arasındaki ilişkiler, 'büyümeyle birlikte tarihsel dokuların küçülmesi' şeklinde özetlenebilir. Yeni yapılaşmalar da çoğunlukla o kentin kimlik ve peyzaj değerlerini gözetmeyen bir 'mimari' yle(!) sürmektedir. Buna önlem olarak, gelişme alanlarında da o yerleşmenin eskiden gelen karakterlerini ve kazanımlarını 'sürdüren' bir anlayışın öncelik kazanması sağlanmalıdır. Kongrede bu hedefle irdelenen kentlerdeki 'tarihsel kimlik ve çağdaş gelişme' ye ilişkin saptamalar şunlardır:

Denizli ve Balıkesir: Bu kentlerimize egemen olan 'yeni ve modern' karakter ile geçmiş arasındaki bağı kurabilmek için çağdaş mimarlığın esinlenebileceği tarihsel örnekler artık çok azdır. Ancak bu durum, aynı kentler için bundan böyle 'kişiliksiz' bir mimarinin ve 'tarihsel yaşanmışlıkları tümüyle unutan' , tekdüze bir şehirciliğin geçerli olabileceği anlamına gelmeyeceğinden, aynı kentler için izlenecek yöntemlerin başında yine 'yöresel yaşam ve kültür değerlerini gözeten bir mimarlık' arayışı yer almaktadır.

Çanakkale: Tarihsel dokusunun elde kalan kesimlerini korumaya kararlı bu gibi kentlerimizin büyüme sürecinde ise; eski semtlerin imar rantları yüksek olan 'komşuluklar' arasında sıkışıp kalmaları, kültürel mirasın korunması için temel koşullar arasındaki 'toplumsal bilinç' i olumsuz etkilemektedir. Kent içinde neredeyse 'yan yana' denebilecek konumdaki arsalarda birbirlerinden çok farklı yapılanma hakları nedeniyle tarihsel dokular adeta 'mağduriyet bölgeleri' olarak görülmektedir.

İzmir: 5000 yaşındaki İzmir ise 'metropol' kimliği ile çok daha farklı özellikler taşımaktadır. Kentin, antikçağlardan bu yana 'yaşanmışlığını' belgeleyen arkeolojik alanları da içeren kentsel SİT'leri, aynı zamanda metropoliten gelişmenin de 'kimlik kaynakları' dır. Bu alanları 'metropoliten planlamada' bile gözeten, tarihsel semtlerin kentsel bütünlük içindeki etkilerini ve yaşatılmalarını hedefleyen 'makro' önlemlerin alınması gereklidir. Çünkü kentin geçmişini, sadece dar-sınırlı koruma planlamalarıyla ele alan anlayış, 'yaşamdan kopuk koruma alanlarını' yaratmakta, böylesi bir ayrışma ise sadece tarihsel bölgelerin çöküntü yörelerine dönüşmesini değil, yeni gelişme bölgelerini de 'kente yabancılaştıran' bir mimari ve hatta toplum yaratmaktadır.

Şehircilikte 'mimarlık'
İzmir Kongresi'nde, yukarıdaki saptamalarla birlikte gündeme getirilen diğer bir olgu da Türkiye'deki 'mimarlık eğitimi' ile 'şehircilik eğitimi' nin birbirinden 'ayrıştırılması' ve bunun yine hem mimarlık, hem de şehircilik uygulamalarındaki sonuçlarının özellikle tarihsel kentlerdeki yapılanma ve şehircilik kararlarına olumsuz yansımalarıdır. Mimarlık adaylarına kentsel ve çevresel yükümlülük ve bağımlılıkların yeterince verilmediği, şehircilik adaylarına da mimarinin geçmişten geleceğe derinliklerinin aktarılamadığı, bu 'bölünmüşlüğün' sonucunda ise 'mimariyi kentsel sorumluluklardan uzaklaştıran, kent planlamasının da mimariye olan bağımlılığını giderek ortadan kaldıran' bir süreç yaşanmaktadır. Bu ayrışma bir an önce sorgulanarak, 'mimarlık ile kent arasındaki mesleki, sanatsal ve kültürel birlikteliği gözeten' bir eğitim ve uygulama düzenine geçilmesi gerekmektedir.
Cumhuriyet - Oktay Ekinci

 

Kasım 2004 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04 05 06 07
08 09 10 11 12 13 14
15 16 17 18 19 20 21
22 23 24 25 26 27 28
29 30
diğer aylar için tıklayın

Platform

Arkitera Platform 2004 - 2005, 27 Kasım 2004 tarihinde Antalya'da gerçekleşecek.

Yönetici: İhsan Bilgin
Davetli Tartışmacılar: 
Emre Arolat, Osman Aydın, Mert Eyiler, İsmail Kahyaoğlu


Kale Grubu'nun  katkılarıyla

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz