Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da
Turist Artıyor, Sorunlar Aynı
Akdamar’daki Ermeni kilisesinin üzerinde
bulunan haç sökülmüş. Pek çok kilisede yapılan bu uygulama tahrip olan
noktadan kilisenin su almasına, fresklerinin zarar görmesine yol açıyor. |
Doğu ve Güneydoğu’ya gelen
turist sayısında önemli artışlar yaşanıyor, ancak bu bölgelerde
turistlere sunulan olanaklar pek az değişiklik gösteriyor. TUREB (Turist
Rehberleri Birliği) Doğu ve Güneydoğu’da turizm sezonu tamamlanırken,
profesyonel rehberlerin 2004 yılı boyunca yaptıkları gözlemleri derledi.
Büyük tur operatörlerinin bu bölgeleri programlarına alması, önümüzdeki
dönemde turist sayısını daha da artıracak, bu da sorunlara acil çözüm
üretilmesini gündeme getiriyor.
TUREB’in Doğu ve
Güneydoğu’ya tur yapan 38 profesyonel turist rehberi ile yaptığı
çalışmaya göre, bu bölgelerde turizmin başta gelen sorunları, otel ve
restoranların azlığı, restoranlarda turistlerin damak tadına uygun
yiyeceklerin azlığı, tarihi mekanlardaki bakım sorunları ile turistlere
farklı aktivitelerin sunulamaması. |
Güvenlik, sanılanın aksine her iki bölgede de en önemli sorunlar arasında
bulunmuyor. Bu sorunların giderilmesi, bölgeye yapılacak yatırımların artması,
ilkbahar ve sonbahar aylarında bu bölgeleri kültür ve inanç turizmi açısından
önemli çekim merkezleri yapacak. Dünyada kültür, sağlık, kongre gibi turizm
faaliyetlerinde yükseliş eğilimini dikkate alan TUREB, bu bölgelerde turizm
faaliyetlerinin güçlenmesine turizmin çeşitlendirilmesi ve geniş bir zaman
dilimine yayılabilmesi açısından büyük önem veriyor.
Turizm Merkezlerine Göre Sorunlar
Gaziantep
Bir bölümü Birecik Barajı göl suları altında kalmış olan Belkıs Zeugma antik
kentinde dalga hareketleri kıyı tahribatı yaratıyor. Buna bir çözüm bulunmalı.
Vandalizm özellikle freskleri tehdit ediyor. İki bekçi olmasına rağmen bilinçli
bir koruma uygulanmıyor. Villanın fresklerine “Büyük Başkan İrfan Reis” yazısı
bile kazınmış. Restore için uzman bekleniyor. Çıkarılan mozaikler ve çok sayıda
yapıt daracık Gaziantep Müzesi’ne sıkışmış durumda. Gaziantep’in modern bir
mozaik müzesine ihtiyacı var.
Batman/Hasankeyf
Dicle kıyısında bulunan ve medrese, rasathane, darüşşifa gibi yapılarıyla
tarih boyunca bölgenin ilim ve kültür merkezi olan Hasankeyf’in baraj nedeniyle
sular altında kalma ihtimali hâlâ mevcut. Bu yüzden ilçeye turistik amaçlı
hiçbir yatırım yapılmıyor. Kazı çalışmaları 18 yıldır sürüyor, ancak çok geniş
bir alana yayılmış olan antik kentin henüz küçük bir kısmı günışığına
çıkarılabildi. Ağır ilerleyen kazı çalışmalarını hızlandırabilmek gerekçesiyle,
Bakanlar Kurulu bu yıl yeni bir ekibe görev verdi. Hasankeyfe gelen turistler
geceyi Diyarbakır, ya da Mardin’de geçiriyorlar. Batman’da TÜPRAŞ bulunması,
turistlerin konaklamamasına yol açıyor, yangın çıkabileceği düşünülüyor.
Hasankeyf mağaralarına giriş ücreti 1-2 milyon lira. Bu para ilçedeki Kültür
Bakanlığı temsilcisi tarafından tahsil ediliyor. Cumartesi ve Pazar günleri
ziyaretçi adedinin 5 binlere ulaştığı düşünülürse, bu hiç de azımsanamayacak bir
rakam ve yerel yönetim bu gelirden yararlanamıyor. Bu yüzden yeterli bakım ve
temizlik de sağlanamıyor.
Mardin
Bir müze kent görünümünde. Ciddi bir konaklama sorunu yaşanıyor. Kongre
turizmi için geniş kapasiteli tesisler kurulmalı. UNESCO’nun Dünya Kültür
Mirası’na dahil edilmesi gündemde, çalışmalar henüz tamamlanabilmiş değil. Geçen
yıl dosyadaki eksikler son anda fark edilmiş ve başvuru dosyası geri çekilmişti.
Mardin Müzesi Güneydoğu Anadolu’nun en güzel müzelerinden biri; temiz ve iyi
bakılıyor. Ancak yeterince tanınmıyor. Yöredeki Mor Gabriel ve Anıtlı Meryem Ana
gibi Süryani manastırları büyük ilgi görüyor. Ziyaretçi sayısı artan bu
manastırların binaları, yeni eklentilerle çok daha iyi duruma getiriliyor.
Mardin kent merkezine yaklaşık 30 km uzaklıkta bulunan ve adını Pers
İmparatorluğu’nun büyük imparator Dara’dan alan, Güneydoğu’nun Efes’i olmaya
aday Dara Antik Kentinde ise çevre düzenlemesi ve gelen turistlerin ihtiyacını
karşılamaya yönelik altyapı bulunmuyor.
Adıyaman
Adıyaman’da bulunan Nemrut Milli Parkı, yüksekliği on metreyi bulan
büyüleyici heykelleri, metrelerce uzunluktaki kitabeleri ile UNESCO Dünya Kültür
Mirası listesinde yer alıyor, daha önce neredeyse yalnızca yabancı turistlerin
uğrak yeri iken son yıllarda buraya gelen yerli grup sayısında büyük bir artış
yaşanıyor. Yakın zamanlara kadar turistler heykellere sarılıp fotoğraf
çektirirlerdi. Heykellerin çevresine konan zincirler koruma sağlamakla birlikte
görüntüyü bozmuş. Çevre düzenlemesine ihtiyaç var. Ören yerine mitolojik tanrı
ve tanrıçalar hakkında bilgi konmalı. Yapılan baraj nedeniyle yüzlerce kişi
seyretmeye gelse de, artık ne yazık ki güneşin doğuşu ve batışı eskisi kadar
etkileyici değil. Uruk kaselerinin, mozaik ve stellerin bulunduğu Adıyaman
Müzesi ise temiz ve bakımlı. Bahçesi çiçeklerle bezeli. Doğu ve Güneydoğu’da
turizmin yüzünü ağartan yapılardan biri.
Ağrı
Ağrı ili, yazın dağcılık ve doğa yürüyüşüne, kış mevsiminde kayak sporuna
elverişli parkurlara sahip. Ancak Ağrı dağına çıkışta izin işlemleri çok uzun
sürmekte. Doğubeyazıt yakınlarında bulunan İshak Paşa Sarayı bu ilde en çok
turist çeken tarihi yapı. Yeterince korunamıyor, örneğin uzun süredir sarayın
kapısının önünde hafriyat bulunuyor.
Şanlıurfa
Temiz ve bakımlı olan Şanlıurfa müzesinin en önemli sorunu personel
yetersizliği nedeniyle cumartesi ve pazar günleri açık olmaması. Profesyonel
rehberler bu durumu turistlere açıklamakta güçlük çekiyorlar. “Gönüllü rehber”
kimliği verilmiş olan küçük yaştaki öğrenciler, rehbersiz grup ve kişilere
Balıklı Göl ve civarını gezerken, alışveriş yaparken yardımcı olacaklarını
söylüyorlar. Bu durum turistler tarafından bir tür duygu sömürüsü olarak
algılanıyor. Böyle bir “iş” verilmeksizin, bu çocukların bakımı ve korunması
sağlanmalı. Urfa’ya 44 kilometre uzaklıkta olan ve her yıl binlerce turist çeken
Harran’da pazar günü sağlık ve turizm konusunda hiçbir nöbetçi birim yok. İlçe
sağlık ocağı, belediyenin, il müdürlüğünün turizm birimleri kapalı.
Kahramanmaraş
Kahramanmaraş’ın hemen girişinde bulunan müzeye gelen ziyaretçi otobüsleri
park yeri bulamıyor. Mamut iskeleti, mozaikler, Hitit eserleri görülmeye değer
yapıtlar arasında. Temiz ve bakımlı olmakla birlikte vitrinler aydınlatılmamış,
ışıklandırma sorunları bulunuyor.
Diyarbakır
Diyarbakır Müzesi, çok kötü durumda. Müzeye varıldığında yanlış bir yere
geldiğiniz izlenimine kapılıyorsunuz. İnşa edildiği zemin bataklık olduğu için
binada kayma ve çatlaklar gözleniyor. Bahçe duvarı ise yandaki inşaat nedeniyle
yıkılmış. Bahçedeki çöpler toplanmıyor. Ödenek yetersizliği nedeniyle
ışıklandırma yapılmıyor. Kısacası müzesi kente hiç yakışmıyor. Çünkü
Diyarbakır’ın Güneydoğu’nun Paris’i olduğu, kente 300 bin turist beklendiği vb.
yönünde açıklamalar var.
Bitlis
İÖ 2 bin ve Erken Demir Çağına ait mezar buluntularının, Urartu, Roma,
Bizans, Selçuklu dönemine ait eserlerin bulunduğu Ahlat Müzesi tadilat nedeniyle
bir yıldır kapalı.
Van
Van müzesi, çok küçük olmakla birlikte görülmeye değer, ancak ışıklandırma
sorununun çözülmesi gerekiyor. Akdamar adasına turist taşıyan motorlar çok
ilkel. Adadaki Ermeni kilisesi restore edilmeyi bekliyor, şu ana kadar hiç el
sürülmemiş. Van Kalesinde kazı çalışmaları sürüyor. Ancak düzenli bir temizlik
yapılmıyor. Yetersiz sayıda personel var. Kimi zaman örneğin Argiçlinin mezar
odası gibi bölümler kapalı olduğu için, bekçiye ulaşamazsanız gezilemiyor.
Kars
Kars sınırları içinde yer alan en önemli ören yerlerinden biri, Ermenistan
sınırında bulunan Ani harabeleri. Ortaçağ’da bir kent kale olan Ani, 1044’te
Bizans, 1064’te Selçuklu egemenliğine girmiş. Manucehr Cami, kervansaray, hamam,
Süryani, İran, Arap etkileri taşıyan diğer yapılar antik kenti çekim merkezi
yapıyor. Son aylarda yaşanan olumlu bir gelişme eskiden özel izinle girilebilen
harabeleri, bu yıl rahatlıkla gezilebilmesi. Ayrıca rahatlıkla fotoğraf
çekilebiliyor. Ancak Ani’de de alan temizliği ihmal ediliyor. Ziyaret edenlere
askerlerin abartılı müdahalesi söz konusu olabiliyor.
Erzurum
Çifte Minare Medresesine giriş ücretsiz. Yabancı ziyaretçilerden az da olsa
ücret alınabilir ve bu para yerel yönetim tarafından yine turizm amaçlı
değerlendirilebilir. Polat Rönesans çoğu Amerikalılardan oluşan yabancı
konuklara karşı göğsümüzü kabartacak kadar mükemmel. Ancak yarım litrelik bir
şişe pet suyun, 2 milyon 500 bin liradan satılmasını açıklamak kolay olmuyor.
Sonuç
Türkiye’de yerli ve yabancı turistleri kapsayan turizm hareketini ortaya
koyacak konaklama rakamları incelendiğinde 2002 yılında yaklaşık her 17 kişiden
1’inin Doğu ve Güneydoğu’da konakladığı görülüyor. Bunların çok büyük bir
çoğunluğu yerli turistlerden oluşuyor. 2002 yılında bölgede konaklayan
yabancıların sayısı ise yaklaşık 47 bin kişi. Henüz açıklanmayan 2003 ve 2004
yılına ilişkin resmi rakamlar kuşkusuz bunun çok daha üzerinde. Her iki bölgenin
en çok turist çeken merkezleri arasında sırasıyla Erzurum, Şanlıurfa, Van,
Diyarbakır, K.Maraş, Malatya, Gaziantep, Bitlis, Kars ve Adıyaman bulunuyor.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun Sümer ve Asurlulara uzanan tarihi, Urartu, Pers,
Kommagene, Roma, Bizans, Selçuklu, Osmanlı gibi çok sayıda uygarlığa yurt oluşu,
her iki bölgeyi de dünya ölçeğinde öne çıkarabilecek bir potansiyel. Her iki
bölge ayrıca barındırdığı farklı inançlar yönünden dini turlar için çekim
merkezi olmakta. Altyapı eksiklerinin tamamlanması, turistik yatırımların
hızlanması, tanıtıma önem verilmesi, turizm faaliyetlerinin önünü açıp ülke
ekonomisine katkı sağlarken, bölge halkına daha fazla iş olanağı yaratacaktır.
Arkitera |