reklam

13 Kasım 2004 Cumartesi
Ana Sayfa > Haberler

Gökkafes’in Şişli tarafı

Şişli’de Gülay Aslıtürk’ten sonra Belediye Başkanlığı yapan Cüneyt Akgün, Gökkafes’le ilgili kendisine yönelik eleştirileri açıklarken ‘Gökkafes keşke baştan hiç yapılmasaydı. Ben başkan olduktan sonra bu bomba kucağıma verildi’ diyor.

Akgün kendisine yönelik dönemi şöyle anlatıyor:
‘Gökkafes’in idari sınırlarının Şişli’den Beyoğlu’na aktarılması konusu, tartışmanın odak noktası olarak gösteriliyor. Doğrudur fakat inşaatın sürmesi konusunda bizim bir girişimimiz yoktur. O zaman Vali Kutlu Aktaş’tı... İmzasıyla belediyemize 26.3.1998 tarihinde bir yazı tebliğ edildi. Sadece Gökkafes’in bulunduğu parseller değil, Maslak ve Kağıthane’deki bazı parsellerin de Şişli’ye aktarılması isteniyordu. (Bu iki yer o zaman aktarılamadı.) Bizim bu konuda Belediye Meclisi kararı almamız gerekiyordu. Ancak ben ilerde imar ve hukuki sonuçlar çıkabileceğini düşündüğüm için böyle bir karar çıkartmadım. Ancak, tapu, kadostro, harita gibi kurumlardan oluşan heyetlerin yaptığı ‘toprak üstü uygulama tutanağı’, bu değişime kaynak teşkil etti; bunu da valilikten bize gönderdiler. Bu tebliğ karşısında hiçbir seçeneğimiz yoktu.

İşlemler süratle yapılıyor
Süzer Plaza’nın sahibi Dolmabahçe Turizm A.Ş, (vilayetin yazısından üç gün sonra) 31.3.1998 günü belediyeye başvurarak, ruhsat talebinde bulundu. Ben bunun üzerine 2.4.1998’de Turizm Bakanlığı’na başvurarak, 31.7.1984’te turizm alanı ilan edilmiş olan bölgedeki imar durumunu sordum. Turizm Bakanı İbrahim Gürdal adına Yatırımlar Genel Müdür Vekili Hilmi Akar, 22.4.1998’de gönderdiği yazıda, 26.5.1989 onanlı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planının yürürlükte olduğunu, yani bölge için değişen bir durum olmadığını ve işlemlerin buna göre yapılması gerektiğini bildirdi. Bunun üzerine biz de önceden Beyoğlu Belediyesi’nin birkaç kez temdit ettiği ruhsat işlemini 2.6.1998’de temdit etmek zorunda kaldık.

Bu arada Bayındırlık Bakanlığı’nın 1/5000 ölçekli nazım planı onandı. Turizm Bakanlığı yasa gereği 1/1000 ölçekli uygulama imar planının 30 gün içinde meclisten geçirilmesini talep etti. Yaz ortasında meclisi olağanüstü toplayamadık. 30 günlük süre geçince Turizm Bakanlığı bu planları, 16.9.1998 tarihinde res’en onayladı.’

Erdoğan'ın tepkisi
Dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Erdoğan, ruhsatı temdit ettiğiniz için sizin hakkınızda savcılığa suç duyurusunda bulunmuştu.

Evet bulundu; mülkiye başmüfettişi İbrahim Kapaklıkaya ifademi aldı. Dosyasını gönderdiği İstanbul İl İdare Kurulu da (O zaman Vali Erol Çakır) men-i muhakeme kararı verdi, savcılık da dava açamadı tabii. Çünkü her şey yasalara uygundu. Ancak Tayyip Bey o dönemde bu işe çok tepkiliydi, hatta bana da gereksiz şekilde kırıldığını tahmin ediyorum.

Size partiniz ANAP’tan siyasi baskı yapıldı mı?
Makamınıza gelen yazılar karşısında direnemezsiniz ki... Siyasetçilerden telefon gelir, bazı şeylere gücünüz yetmez. Bugün Tayyip Bey, Kadir Topbaş’a bir konuda talimat verirse ‘hayır’ diyebilir mi?

Yani...

O dönemi diken üzerinde geçirdim. Ben günah keçisi oldum.
Sizin hakkınızda Maslak’ta belediyeye ait bir arsanın Çiftkurtlar’a değerinin altında satılması ile ilgili Ağır Ceza’da dava açılmıştı, ne oldu?

Gülay Aslıtürk burasını aylık 7 milyardan 25 yıllığına kiraya vermiş. Böyle şey olur mu? Kaçtıktan sonra belediye batmıştı ve Belediye Meclisi satma kararı aldı. Bunun üzerine encümen üyeleri ile yargılandık; ucuz satıldığı iddiaları fos çıktı ve beraat ettik.

Süzer: Şerhin anlamı kalmadı
Süzer Grubu’ndan, ‘Süzer Plaza gerçeği’ başlıklı bir kitapçık gönderildi. Gökkafes’in 1983’ten beri süren gelişmeleri özetleniyor. ‘Süzer Plaza bir hukuk abidesidir’ denilen açıklamada; bunun gerekçesi olarak da ‘Gökkafes’in 18 yıl boyunca bu kadar çok yargı denetiminden geçmiş, yargı kararları neredeyse tümü lehine bitmiş başka bir bina olduğunu bundan sonra da olabileceğini sanmıyoruz’ deniliyor.

Tapudaki şerhin kaldırılması ve yargı kararıyla yeniden konulmasını bir yana bırakarak açıklamaya dönelim:

Özetle... ‘Taşınmaz Sultan Mahmut Han Sani Vakfı’na aittir. 1306 tarihinde (1890) Vakıflar İdaresi’nce üzerinde inşaat yapılmaması konusunda ‘şimdilik’ kaydıyla şerh vardır. Bu şerhin kaldırılması dava konusu olmuş; Yargıtay mahkeme kararını onaylamıştır. Ancak tarafımızdan şerhin kaldırılması için yeniden yargıya gittik ve bu dava sürüyor. Bize bölgenin o günlerde ‘bir nevi askeri bölge olması nedeniyle’ o günkü koşullar nedeniyle güvenlik açısından taşınmaza kısıtlama getirilmiştir. Bölge turizm merkezi ilan edildiğinden kısıtlamalar kalkmıştır. Çünkü askeri kışla, silahane bu bölgeden kalktığı gibi yörede birçok otel, işyeri ve spor tesisi (İnönü Stadyumu, Hilton, Maçka, Swiss, Ceylan Otelleri’nin bulunduğu bölge) inşa edildi. Gazhane kaldırıldı. Yani bu bölge yıllardır tahsis ve kullanım amacını yitirdi ve şerhin de hukuki bir değeri kalmadı.’

Çözüm önerisi
BİR hukukçu, Gökkafes’in hukuki sorununa şu çözümü önerdi:
‘Bu bina artık yıkılamaz. Yargıtay’ın kararından sonra irtifa hakkından ötürü İTÜ, Hazine ve Büyükşehir hak sahibidirler. Bu nedenle Süzer bunlara ya sürekli ecrimisil ödemeli ya da hisseleri oranında kat vermelidir.’İstanbul Çevre Konseyi’nin dün Gökkafes önündeki gösterisinde binanın yakılması ve hukuksuzluk yapanların yargılanması istendi.
Hürriyet - Yalçın Bayer

 

Kasım 2004 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04 05 06 07
08 09 10 11 12 13 14
15 16 17 18 19 20 21
22 23 24 25 26 27 28
29 30
diğer aylar için tıklayın

Platform

Arkitera Platform 2004 - 2005, 27 Kasım 2004 tarihinde Antalya'da gerçekleşecek.

Yönetici: İhsan Bilgin
Davetli Tartışmacılar: 
Emre Arolat, Osman Aydın, Mert Eyiler, İsmail Kahyaoğlu


Kale Grubu'nun  katkılarıyla

  

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz