Çek bir 'yağma'
arkeolojik olsun
Samsun'da yol çalışması sırasında
bulunan 7 lahit mezar belediye işçileri tarafından yağmalandı. Lahitten çıkan
amforaları 'İçinde altın var mı?' diye paramparça eden işçileri denetlemek üzere
kazı alanında bulunan Kültür Müdürlüğü görevlileri ise yağmaya seyirci kaldı.
Dün bu sayfada Türkiye'deki kültür
varlıklarının ihmal, vurdumduymazlık, mesleki yetersizlik, ödeneksizlik gibi
nedenlerle korunamadığına ilişkin bir bildiri yayınlandı. Bildiriyi 'Bir Grup
Arkeolog ve Sanat Tarihçisi' kaleme almış ve yıllardır devlete anlatıp çözüm
bulamadıkları dertlerini kamuoyuna iletmek istemişlerdi.
Ancak bildirinin yayınlanmasının
üzerinden bir gün bile geçmeden Anadolu'dan bir başka 'katliam' haberi geldi:
Samsun'a bağlı Yeşiltepe Beldesi'nde otogar inşaatı çalışmaları sırasında
bulunan 2 bin 100 yıllık lahit mezarlar belediye işçileri tarafından paramparça
edildi; üstelik Kültür Müdürlüğü'nde görevli arkeologların gözü önünde...
İnanması güç ama olayın seyri ise aynen
şöyleydi: Kıran Mahallesi Demirci mevkiinde dozerlerle yapılan kazılar sırasında
yerin 15 metre altında tarihi kalıntılara rastlanınca Samsun Kültür ve Turizm
Müdürlüğü arkeolojik bulguları incelemesi için arkeolog Mehmet Salih ve Yaşar
Kepenek'i olay yerine gönderdi, bu arada Kültür Müdürlüğü'nün hiç personeli
olmadığı için Yeşiltepe Belediyesi de 'kazı'ya 5 işçi ile katıldı. Ardından kazı
çalışmaları başladı ve arkeologlarla belediye işçileri üst kısımları dozerlerle
parçalanan 7 lahitin etrafını kazmaya başladı. Kazma ve keserle yapılan kazı
sırasında lahitler paramparça olurken, işçiler içinde altın olabileceğini
düşündükleri amforaları kapmak için amansız bir yarışa girişti. Yarış sonunda
altın bulunamayınca, kırık parçalar bir kenara toplandı ve kazı sona erdi. Bu
duruma arkeologların getirdiği yorum ise şuydu: 'Kırık parçalar birleştirilerek
müzede sergilenebilir'!
Hoş şaşırtıcı olan sadece arkeologların
açıklaması değildi. Mezar katliamını 'Biz gidene kadar zaten parçalanmıştı'
sözleriyle açıklayan Samsun Kültür ve Turizm Müdürü Hikmet Diksu, arkeologların
olay anındaki tavrı içinse 'Arkeolog arkadaşlarımız işçiler eserlere zarar
verirken görmemiştir' yorumunda bulundu.
Geç Hellenistik döneme ait olduğu
sanılan ve M.Ö. 2'nci yüzyıla tarihlendirilen alanın bir aile mezarlığı olduğu
ve 'konklemera' denilen toprak tabakasına oyularak yerleştirildiği düşünülüyor.
Mezar alanında bulunan ve kazıdan sonra 'birleştirilmek üzere' Samsun Müzesi'ne
nakledilen eserler arasında ise amfora, gözyaşı şişesi, iki testi ve 4'ü kırık 8
koku şişesi yer alıyor.
'Bu tür kazılar için güvenlik
tedbiri gerek'
Çorum Alacahöyük Hitit Kazıları
Başkanı Prof. Dr. Aykut Çınaroğlu:
'Bu tür kazıların büyük güvenlik önlemleri altında ve titizlikle
gerçekleştirilmesi gerek. Fakat ne yazık ki Türkiye'deki birçok anıtmezar kaçak
kazı yapan definecilerin saldırı ve yağmalarına maruz kalıyor. Oysa bu şekilde
ortaya çıkarılan eserler derhal yetkili makamlara bildirilmeli. Çünkü bu ve
benzer mezarlar bilimsel kazı yapılmasına ışık tuttuğu gibi Türkiye'deki
müzelerin de değerini artırıyor.'
'Hem işçiler hem de kazı başkanı
suçlu'
İzmir Müzeler Müdürü Prof. Dr.
Mehmet Taşlıalan:
'Arkeologların yağmaya seyirci kalmadıklarını umuyorum, olay mutlaka
bilgileri dışında gelişmiştir. İşçiler de cahilliklerinin kurbanı olmalı. Ancak
yine de bu konuda hem işçiler hem de kazı yetkilileri hakkında yasal işlem
yapılması gerekir. 2863 no'lu yasa uygulanmaya konarak bu konuda cezai işlem
uygulanmalı.'
Akşam |