Türkiye’nin yeni
boğazı bürokrasiyi bekliyor
İstanbul Boğazı’nda her geçen gün artan deniz trafiği büyük bir felakete
davetiye çıkarırken bu duruma çare olacak yeni bir boğaz projesi yüzyıllardır
hayata geçirilmeyi bekliyor.
Proje son olarak 2003’te düzenlenen Türkiye Sorunlarına Çözüm Konferansı’nda
tartışıldı ve desteklenmesi kararlaştırıldı. Sakarya Valiliği de konuya önem
verirken, Sakarya Üniversitesi’ne bir fizibilite raporu hazırlattı. Raporda
Sakarya Nehri’nin taşımacılığa elverişli olduğu kanıtlandı. Rapor, ilgili
bakanlık ve kurumlara gönderildi. Ancak, bürokrasinin yavaş işleyen çarklarına
takıldı. Ulaştırma Bakanlığı, Devlet Planlama Teşkilatı bu konuda olumlu
görüşler bildirip, çalışma yapılması talimatı vermesine rağmen bugüne kadar
hiçbir adım atılmadı. Osmanlı’nın da rüyası olan proje için ilk kazmayı Mimar
Sinan vurmuştu. Yapımına daha sonra 6 kez teşebbüs edildi. Ancak bir türlü
başarıya ulaşamadı.
Projeye göre, İzmit Körfezi’nden Sakarya Nehri’ne kadar bir kanal açılacak.
Nehir yatağı genişletilerek taşımacılığa uygun hale getirilecek. Böylece
Karadeniz ile Marmara Denizi farklı bir güzergahtan birbirine bağlanacak. Proje
Sakarya, Kocaeli, Bilecik, Eskişehir ve Bolu’yu etkileyecek. İlk etapta Karasu
(Karadeniz)- Adapazarı arasında taşımacılık yapılabilecek. Sakarya Nehri
üzerinden Bilecik-Eskişehir’e ulaşılacak. Türkiye, üç tarafı denizle çevrili bir
ülke olmasına rağmen su yolu taşımacılığında yeteri kadar başarı sağlayamadı.
1970’li yıllardan bu yana Aşağı Sakarya Nehri’nde taşımacılığın geliştirilmesi
planlandı. Ancak hayata geçirilemedi. Nehirlerde su taşımacılığı genellikle
mühendislik çalışmasından sonra yapılabiliyor.1970'li yıllardan bu yana Aşağı
Sakarya Nehri'nde taşımacılığın geliştirilmesi planlandı, ama hayata
geçirilemedi.
Proje bürokrasiye emanet!
Polonya'da 3 bin 898, Hollanda'da 4 bin 387, Fransa'da 8 bin 568 kilometre su
yolu taşımacılık amacıyla kullanılıyor. Avrupa'da yüklerin yüzde 35'i karayolu,
yüzde 24'ü iç su yolu, yüzde 9'u demiryolu ve yüzde 32'si denizyolu ile
taşınıyor. Türkiye'de ise çeşitli vasıtalarla taşınan toplam yurtiçi yüklerin
yüzde 84,5'i karayoluyla, yüzde 6,8'i demiryoluyla, yüzde 2,2'si boru hattıyla
ve yüzde 6,5'i denizyoluyla taşınıyor. Türkiye, yurtiçi taşımacılıkta su
yollarını kullanma hususunda birçok ülkenin gerisinde bulunuyor. Avrupa
şartlarında 100 tonluk yükün 1 km için farklı sistemlerle taşıma bedelleri şöyle
hesaplanıyor: Karayolu (kamyon) 2,81 dolar, demiryolu 0,65 dolar, nehir yolu (iç
su yolu) 0,20 dolar. Karayolundan nehir yoluna geçecek yüklerdeki faydalar
sadece taşımacılık sistemleri olarak değil, aynı zamanda mesafe kısalması da
düşünülmüş, ayrıca enerji üretimi faydaları hesaplanarak sonuçta tesisten bir
yılda toplam 52,808 milyon dolar fayda sağlanacağı ortaya çıkmıştır.
5 yıl önce Sakarya Valiliği’nin, Sakarya Üniversitesi'ne yaptırdığı
fizibilite çalışmasında Sakarya Nehri'nin taşımacılığa elverişli olduğu
kanıtlandı. Rapor, Ulaştırma Bakanlığı'na sunuldu. Bakanlık; Başbakanlık, Devlet
Planlama Teşkilatı (DPT), Denizcilik Müsteşarlığı, Demiryolları Limanlar ve Hava
Meydanları Genel Müdürlüğü (DLH) ve diğer ilgili bakanlık temsilcilerinin de yer
aldığı bir komisyonda projenin değerlendirilmesinin uygun olacağı görüşünü
bildirdi. DPT, projeyi destekledi. Ancak somut bir adım atılmadı.
Sakarya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Durman, projenin mutlaka hayata
geçirilmesi gerektiğini kaydetti. Durman, "Bu heyecan verici proje nihai hedefte
İstanbul Boğazı'na alternatif bir yol teşkil ediyorsa, üzerinde ciddiyetle
durulması lazım." diye konuştu.
Zaman - Selim Kuvel |