reklam

17 Kasım 2004 Çarşamba
Ana Sayfa > Haberler

Tasarımda Türk imzası

Mobilyadan aydınlatma elemanına ürünler tasarlayan Derin, Uluslararası Tasarım Yıllığı 2004'te yer almayı başaran ilk Türk tasarım firması oldu

Tasarım, son birkaç senedir çok daha fazla duyduğumuz bir sözcük. Türkiye, İtalya gibi bir tasarım devi olmasa da son dönemlerde tekil başarılarla tasarım dünyasında adını duyurmaya başladı. Bu alanda öne çıkanlardan biri de Derin firması. Aziz Sarıyer'in yaklaşık 30 yıl önce kurduğu Derin, oğlu Derin Sarıyer'in de desteğiyle koltuktan sehpaya tasarımlarını dünya çapında tanıtıyor. Baba- oğul, en son olarak isimlerini International Design Yearbook 2004'e (Uluslarası Tasarım Yıllığı 2004) yazdırdılar. Her yıl başarılı ve ünlü bir tasarımcının editörlüğünü yaptığı kitabın sorumluluğunu bu yıl Tom Dixon üstlendi. Dixon, Sarıyerlerin Derin için yaptığı altı tasarıma yer verdi. Tasarım literatürü için çok önemli olan bu kitapta ilk defa bir Türk firması yer aldı. Derin Sarıyer'le Türk tasarımının gelişimini ve Derin'in başarısını masaya yatırdık.

International Design Yearbook 2004'e nasıl seçildiniz?
International Design Yearbook'un bu yılki editörü Tom Dixon, yeni ürünlerimizi yayıncısı aracılığıyla bizden talep etti; bu ürünler arasından en beğendiklerini seçti. İlk defa Türkiye'yi temsilen bir firma Türk tasarımcılarıyla bu kitapta yer aldı. Biz de çok gururlandık. International Design Yearbook senede bir kez yayınlanıyor ve tasarım konusunda çok önemli bir kaynak. Sadece mobilya değil, tekstil ürünlerinden dijital çalışmalara dek birçok ürün var. Daha önce de Karim Rashid, Philippe Starck, Ingo Maurer gibi tasarımcılar editörlüğünü yaptılar.

Başarınızı neye bağlıyorsunuz?
Firmanın hem tasarım hem de üretim anlamında çok iyi bir altyapısı vardı. Bu birikim, benim de firmaya katılmamla daha üst bir noktaya taşındı. Aynı noktaya istikrarlı bir şekilde odaklanarak yol aldık. Evet, başarılarımız oldu, ama şimdi onları devam ettirmeye çalışıyoruz.

Tasarımların başarısı sizce neyle ölçülüyor?
Bence, tasarlandığı güne kadar diğer ürünlerden olan farklılıkları ve zamana dayanabilmesi ile ölçülür. Yapılmamış bir formu ya da fonksiyonu doğru şekilde doğru malzemelerle ortaya koyabilmek çok önemli. Bunun da kalıcı olması gerekli.

Türk üreticiler ve tüketiciler, tasarımın gücünü yeni fark ediyorlar. Süreç çok mu yavaş ilerliyor?
Bu konuda iyimserim. Dünyada tasarımın geçmişi 20. yüzyılın başına dayanıyor. Fakat Türkiye'ye 1980'lere kadar mobilyaların ithali yasaktı. 1990'ların ortasından itibaren tasarımdan bahsedilmeye başlandı. Daha önce konuşulmuyordu bile. Sadece son beş-altı yılın ivmesine baktığımızda dünyada bu konuda en hızlı gelişen ülkelerden biriyiz. Gelinen nokta, elbette yeterli değil. Bu soruyu sormanız dahi bu kaygıyı ifade ediyor. Büyük bir üretim gücümüz var, fakat bu gücü ya fason ya da taklit üretimlerde gösterdik. Artık ihracat yapabilmek için bu konuda profesyonel tasarımcılarla çalışmanız gerek.

Dışarıdan bakınca Türkiye nasıl gözüküyor?
Beş sene önceye kadar gözükmüyordu. Fakat artık bu konuda gelişmiş ülkelere baktığımızda aynı şeyi tekrarlamaktan dolayı bir monotonluk oluştu ve o nedenle gözlerini çevreye yönelttiler. İletişimdeki yeniliklerle sınırlar da ortaya kalkmaya başladı. 20 yıl sonra dünya tek bir toplum olmaya doğru gidecek. İnsanlar farklı şeylere çok ilgi duyuyorlar ve Türkiye de bu konuda önce gidenlerden. Bu yıllar, Türkiye'nin adını ilk kez duyurduğu ve başarılar kazandığı yıllar olarak tarihe geçecek.

Milano tasarım üssü

Tasarım deyince akla İtalya geliyor.
İtalya'daki bu oluşumun en önemli özelliği, onların üretim kapasitelerini tasarımla çok iyi birleştirmeleri. İtalya, hâlâ geçmiş tecrübeleriyle bu konuda en gelişmiş ülke; fakat İtalyan firmalarına baktığınızda, İtalyan tasarımcılarından çok farklı ülkelerden tasarımcıların yer aldığını görüyoruz. Tabii ki İtalya dünyadaki üretim payını bir anda kaybetmez. Fakat Türk tasarımcılar da dahil olmak üzere birçok tasarımcı Milano'yu üs edindi. Böylece birbirleriyle dirsek temasında bulunuyor ve yaptıkları tasarımları İtalyan üreticilere sunabiliyorlar. Önümüzdeki dönemlerde sadece İtalya'dan bahsedilmeyecek. Örneğin, Aziz Sarıyer'in bazı İtalyan firmalarında tasarımları yer alıyor. Böyle bir şey on yıl önce mümkün değildi. On yıl sonra tasarıma bakarsak, tasarım çeşitli ülkelerin hegemonyası olmaktan çıkacaktır.

Günümüzde evrensel tasarım anlayışları yerellikle birleşiyor. Bu anlayışın uygulandığı ürünler daha fazla mı talep görüyor?
Bence, hayır. Tasarımcı, yaptığı ürünlerde o güne kadar yaşadıklarından yola çıkıyordur. Hayat tecrübeleri ve eğitimini yansıtıyordur. Yaptıklarının birebir yaşadığı topraklarla özdeşleşmesini beklemek yanlış olur. Mutlaka ülkesinden etkileniyordur, fakat bu etkileri birebir dekoratif unsurlar olarak tasarımın üzerinde görmemiz şart değil. Çalışmalarımızın ruhuna indiğinizde ve kodlara ayırdığınızda Türk kültürünün etkilerini görebilirsiniz.
Radikal - Deniz Alayat

 

Kasım 2004 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04 05 06 07
08 09 10 11 12 13 14
15 16 17 18 19 20 21
22 23 24 25 26 27 28
29 30
diğer aylar için tıklayın

Etkinlik

Baucon Yapex 2004

25 - 28 Kasım 2004,
Antalya Expo Center Kongre ve Fuar Merkezi

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz