reklam

17 Kasım 2004 Çarşamba
Ana Sayfa > Haberler

İlk Tiyatro Binasının Dramı

İstanbul'daki İnönü Stadı'nın yerinde daha önce ne vardı bilir misiniz? Ben de bilmiyordum. Yıllar önce Oktay Ekinci bir fotoğraf göstermişti. Güzel bir tiyatro binasıydı. O tiyatro binasının yıkılıp yerine İnönü Stadı'nın yapıldığını söylemişti. Bu yıkım içime oturmuştu. Ne olmuştu da bu güzelim bina yok olup gitmişti. Öykünün peşine düştüm.

Refik Ahmet Sevengil 'in 'Türk Tiyatrosu' başlıklı kitabı, arşivi karıştırırken karşıma çıktı. Sevengil bu kitabında 'Opera Sanatı ile İlk Temaslarımız' ı incelemişti. İlk temaslar için şunları yazmıştı: ''Yeniçerilerin kaldırılması hakkında 1826 tarihli hat ile 1839 tarihli Gülhane Fermanı arasında geçen zaman içinde Beyoğlu'ndaki Avrupa Kolonisi, kendi salonlarında Fransız repertuvarından dram ve komediler temsiline başlamışlardı. Türk yüksek şahsiyetleri bu temsillerde davetli olarak bulunuyorlardı. Bütün bu paşalar tiyatroyu çok seviyorlardı. Bu temsiller Beyoğlu'nun yüksek sosyetesi ve Türkiye'nin tanınmış şahsiyetleri içindi.''

İkinci Mahmut döneminde başladığı söylenen tiyatro faaliyetlerinin asıl olarak toplumsallaşması Tanzimat dönemindeydi. Daha sonra ise bilinen ilk önemli tiyatro Beyoğlu'ndaki Naum Tiyatrosu'ydu. ''Osmanlı Devleti tebaasından fen ve marifet sahibi Tütüncüoğlu Mihail Naum isimli Hıristiyan'' iyi işletilemeyen bir tiyatro binasını alıp tamir ettirdi, Avrupa'dan usta oyuncular getirerek temsillere başladı. 1844 yılında kurulan bu tiyatro, tam 25 yıl İstanbul'da faaliyetini sürdürdü. Bu tiyatro binası da 1870 yılında bir yangınla yok oldu.

Yerine İnönü Stadı'nın inşa edildiği Dolmabahçe tiyatro binasının yapımının tarihi 1859'du. Dönemin padişahı Abdülmecit tiyatro ve operaya ilgi gösteriyordu. Bu amaçla Dolmabahçe Sarayı'nı yaptırırken yanı başına da bir tiyatro binası yaptırdı. Tiyatronun süslü tavanının sahneye yakın bir yerinde 1274 tarihi (1858) göze çarpıyordu. Dönemin gazetesi Ceride-i Havadis, 11 Ocak 1859 tarihli sayısında tiyatronun açılışı için şunları yazmıştı: ''Padişahımızın emriyle kendilerine mahsus gayet süslü, eşsiz bir tiyatro yeri düzenlenmiştir. Lazım olan her şeyi de tamamlanmış olduğundan... Padişahımız orayı şereflendirmişlerdir. Bir lütuf olarak izin verdikleri için hükümet adamları da gelmişlerdir.'' Açılışta önce Ricci 'nin bir operasının iki perdesi, arada kısa bir keman konseri ve en son bale gösterisi sunuldu.

Bu binanın açılışı Batı başkentlerinde de ilgiyle karşılanmıştı. Paris'te yayımlanan Illustration dergisinin 25 Haziran 1859 tarihli sayısında bina övülüyor ve Versay Sarayı tiyatrosuyla rekabet edecek kadar güzel olduğu söyleniyordu: ''Dolmabahçe Sarayı tiyatrosunun geniş bir parterden başka üç sıra locası sahnenin içine bakıyordu. Hünkâra mahsus loca gibi harem kadınlarının gelip oturacakları localar da kafesli idi. Salon üç yüz kişi alabilecek genişlikte idi.''

Bu tiyatro binasının şanssızlığı ilk yıllarında başlamıştı. Abdülmecit 1861 yılında ölünce, yerine opera ve tiyatrodan onun kadar hoşlanmayan, alaturka müziği seven Abdülaziz geçti. Abdülaziz önce ''kızlar orkestrası'' nı ve ''bale heyeti'' ni dağıttı. Buna rağmen 1863 yılına kadar bu binada tiyatro temsilleri sürdürüldü. Sonra ilgisizliğe terk edildi, ardından iç kısmında bir yangın çıktı.

Abdülhamit ise bu binayla ilgilenmeyip, Yıldız'da başka bir tiyatro sahnesi yaptırmayı tercih etti. Dolmabahçe Tiyatrosu'nun arşivlerde kalmış gravürü, ihtişamını çok iyi gösteriyor. 1900'lü yılların başındaki fotoğraflarda da binanın ayakta olduğunu görüyoruz. Bu güzelim bina ilgisizlik ve bakımsızlık nedeniyle uzun süre, depo, saray ahırı vb. gibi amaçlarla kullanıldı.

1939 yılında İstanbul'a büyük bir stat yapma fikri gündeme gelince bu binanın yıkılmasına karar verildi. Yıkım yapıldı, stat inşası ise İkinci Dünya Savaşı nedeniyle ertelendi. Savaşın bitiminden sonra inşaat sürdü. 1947 yılında stadın yapımı tamamlandı ve ilk maç 1948 yılında oynandı. İsmet Paşa, Mithat Paşa isimleri alan stada son olarak İnönü Stadı adı verildi.

Şimdi gravürlerde kalan bu güzelim tiyatronun bulunduğu yerde otoyol ve stat bulunuyor. Avrupa'ya her gidişimde ihtişamlı saray tiyatrolarını görüp gıpta ederim. Bizim de böyle tiyatrolarımızın olduğunu ve bunları koruyamadığımızı öğrenince üzüntüm bir kat daha artıyor. Gelin bunların acısına hiç olmazsa kalanları koruyalım.

Not: Devrimci arkadaşımız Psikiyatr Dr. Serol Teber 'i yitirdik. Onu 15 Kasım Pazartesi saat 11.55'te Beylerbeyi Camii'nden uğurluyoruz. Anma toplantısı ise 16 Kasım Salı günü saat 14.00'te İstanbul Tabip Odası Toplantı Salonu'nda.
Cumhuriyet - Oral Çalışlar 

 

Kasım 2004 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04 05 06 07
08 09 10 11 12 13 14
15 16 17 18 19 20 21
22 23 24 25 26 27 28
29 30
diğer aylar için tıklayın

Etkinlik

Baucon Yapex 2004

25 - 28 Kasım 2004,
Antalya Expo Center Kongre ve Fuar Merkezi

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz