Münih yüksek binalara
"Nein" diyor!
Hergün kızışan küresel bir yarışla
kentler, yatırımcıların yüksek yapı yapma taleplerini yeni iş alanları kazanmak
ve “kutsal yapı” elde etmek için bir fırsat olarak görüyor. Çoğu kez bu tür
planlar tarihi kentlerin silüetini bozduğu için Londra, Viyana ve Köln’de olduğu
gibi engelleniyor.
Almanya’da Bavyera eyaletinin başkenti
Münih’de, seçmenler gelecekte yapılacak yüksek yapılar hakkında söz söyleme
şansına sahipler. En son yapılan oylamada yeni yapıların kentin ünlü yapısı
Frauenkirche Kuleleri’nden (99m) yüksek olmaması yönünde bir karar çıktı.
BMW Müzesi
Oylamadan daha önce uzun bir tartışma
gerçekleşti. Yıllar boyunca Münih sadece iki yüksek binası ile bilindi:
1970’lerin modern yapısı, olimpik merkeze uygun olan BMW kulesi ve
HypoVereinsbank’ın yönetim merkezi; her ikisi de kentin dışında ve kuzey
sınırındaydı. Ancak son birkaç yıldır, yeni nesil yüksek yapılara oylamalarda
onay çıkmaya başladı.
Geçmişten süregelen kraliyet havasıyla
şekillenen Münih’te kent merkezi her zaman korunmuş olmasına rağmen, yüksek
yapılar meydanlar ve çeşitli akslardan görülebiliyor. Dahası mimarlık Münih’te
basit “cam-çelik” ve “dört köşeli civata” seklinde eleştirilmiştir. Fakat Helmut
Jahn tarafından tasarlanan Ludvigstrasse aksının bölen binanın affedilmez bir
hata olduğu bir gerçektir.
Yeni projelere karşı ilk kampanyayı
başlatan belediye baskani Kronawitter oldu. Onun bu adımı özel konularda direkt
demokrasiyi sağlayan “halkın kararı” adı altında bir yasa kazandırdı.
Frauenkirche Kuleleri boyunda önerilen
yükseklik limiti konusu tartışmalı ancak büyük partileri, yatırımcıları ve
ticaret odasını biraraya getiren yüksek yapı savunucuları, halkı ikna edici
başka bir alternatif bulamadılar. Bunun yerine masraflı bir kampanya başlattılar
ve Almanya’nın en varlıklı kentinin ekonomik bir düşüş içerisinde olduğuna dair
halkı ikna etmeye çalıştılar. Ama 21 Kasım’daki oylamada çoğunluk 2 yeni projeyi
de reddetti ve 99m yükseklik limitini onayladı. Çoğu yeni yapılmış iş merkezi
alanları hala kiracılarını beklerken, iş merkezi piyasasının bu karardan
etkilenmeyeceği düşünülüyor.
Yasa gökdelenleri düşünen diğer Avrupa
şehirleri için bir demokratik meydan okuma: Örneğin Londra’nın gökdelenlere
tutkun olan belediye başkanı Ken Livingston’u, genelde alçak katlı binalardan
oluşan şehre yeni gökdelenleri eklemeden önce yapacağı bir referandum çok
endişelendirebilir.
Interbau - Çeviren: Alev Özkan |