reklam

09 Aralık 2004 Perşembe
Ana Sayfa > Haberler

'Proje mühendislik açısından yüz karası'

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) İnşaat Mühendisliği Bölümü Ulaştırma Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Fazıl Çelik , Cumhuriyet' in sorularını yanıtlarken Karadeniz Sahil Yolu'nu ''Otoyolsuzluğu'' olarak adlandırmasının nedenlerini şöyle açıkladı:

''Şehir yerleşimlerinin önünden geçen bu yolun transit yol olma özelliği de yoktur. Çünkü Samsun-Sarp arası tamamen yerleşik bölge olup Karayolları Trafik Kanunu'nun izin verdiği hız sınırı 50 kilometredir. Bu yolun şehir geçişlerinde yaya kaldırımları vardır. Bu yol Doğu Karadeniz'in turizm potansiyelini de sıfırlamıştır. Çünkü deniz tarafında turistik tesis yapmaya elverişli hiçbir alan bırakılmadığı gibi, yolun güneyinde yani içerideki bölgelerde yapılacak turistik tesislerden deniz tarafına geçiş verilmemiştir. Zaten taş dolgular üzerinde turizm yapılması olanaklı değildir ve gülünçtür. Denizden geçen bu yolun bölgeye hiçbir faydası yoktur. Pahalıdır, emniyetsizdir, doğa katliamı yapılmıştır, estetik değildir.''

Tahsin Ocaklı: 'Müteahhit lobisi gerçekleri çarpıtıyor'
''Sivil toplum kuruluşları olarak etkileri 500 yıl ortadan kaldırılamayacak sahil yolu inşaatının durdurulmasına çalışıyoruz. Yolun sahil yerine kentin güneyinden geçirilmesinin daha pahalı olacağı iddiaları bence 'müteahhit lobisi' tarafından ortaya atılıyor.

Prof. Yılmazer'in projesi ekonomik kazanç sağlarken 'kıyı dolgu yolu' diye diretilmesinin 'ranta ortak olmak sevdasından' kaynaklandığını düşünüyorum. Fırtına Vadisi'nden sırtında sepetle kum çıkaran bir kadına 1 milyara kadar ceza yazıldığına tanık oluyoruz da dağların yıkılması, derelerin katledilmesi yoluyla yapılan bu kıyım yolunda hukukun gereklerinin yerine getirilmesini dahi sağlayamıyoruz. Konuyla ilgili bilgilendirilme çalışmalarımız sürüyor. 12 Aralık Pazar günü Altunizade Kültür Merkezi'nde bilim adamlarının katıldığı panelle konuyu bir kez daha gözler önüne sereceğiz.''

Avukat Cihan Eren: 'Yol, uluslararası sözleşmelere de aykırı'
''Doğu Karadeniz'de yalnızca anayasa ve kesin mahkeme kararlarını uygulamayarak TCK'nin ilgili maddeleri ihlal edilmiyor. Türkiye'nin taraf olduğu Stockholm Deklarasyonu, 1990 Paris Şartı, 1992 Rio Çevre Deklarasyonu ve 'Karadeniz'in Kirlenmesine Karşı Korunmasına Dair Sözleşme' hükümleri de ihlal ediliyor.

Dağlarımızı yıkıyorlar, denizimizi dolduruyorlar. Doğu Karadeniz dağ, dere ve deniz demektir, Karadeniz'in üç öğesinden ikisini yok ediyorlar. Dünyanın hangi yerinde aynı anda dağdaki karı, ormanı, denizi bir arada görürsünüz. Deniz, ayak sokacak yer bırakılmayacak şekilde kapatılmak isteniyor. İnsanlara değer vermiyorlarsa dünyada sadece bu bölgede yaşayan denizalası balığının hatırı için katliamı durdursunlar.''
Cumhuriyet 

 

Aralık 2004 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04 05
06 07 08 09 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31
diğer aylar için tıklayın

Koruma, restorasyon, sanat tarihi ve arkeoloji sorunlarını, düşüncelerinizi Koruma ve Restorasyon forumuna yazabilirsiniz. 

Arkitera.com/forum

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz