Platform Ankara'daydı
Arkitera Mimarlık Merkezi tarafından Kale Grubu
sponsorluğunda gerçekleştirilen Platform toplantılarının 2004 – 2005 dönemindeki
üçüncüsü 25 Aralık 2004 Cumartesi günü Ankara’da Çankaya Belediyesi Çağdaş
Sanatlar Merkezin’de gerçekleşti. “Mimarlık
Kentleşmenin Neresinde” sorusunun cevaplarını Ankara örneği üzerinden
tartışıldığı toplantı, yönetici İhsan Bilgin ve tartışmacılar Abdi Güzer, Tansel
Korkmaz, Can Çinici, Ali Cengizkan, İlhan Tekeli’nin katılımı ile gerçekleşti.
Platformda izleyicilerin de katılımcılara soru sorma ve görüş belirtme
fırsatları oldu.
Ankara’da Kentleşme
Ankara Cumhuriyet’in kurulmasıyla yeni başkentin inşaasına başlanır. Herman
Yansen’in tasarımını yaptığı şehir ana bir arter üzerinde modern Türkiye
Cumhuriyet’in temsil eden kurumlarını yapılandırır. Ancak, kent 1950’li yıllarda
çok hızlı bir göçe uğrar. Bu yoğunluğu karşılamak için yeni planlamalar yapılır
ve uygulanır. Böylece Ankara’da yeni yerleşimler kente adapte olmakta zorlanır.
Kentteki yeni yerleşim bölgelerinin eski dokudan kolayca ayırt edilebildiği yeni
dokunun kent ile kurduğu ilişkide Ankara’nın bugün bir tıkanıklık yaşadığından
bahseden Abdi Güzer, şehrin kendi kişiliğini ortaya koyan mekânlardan yoksun
olduğunu dile getirdi. Kentin, kent olduğunun hissedilebildiği kamusal
mekânlardan yoksun olduğunu, kentle ilişki kurabilecek yapıların eksikliğini ve
bu ilişkiyi kurabilecek mekânların yerini tüketim mekânlarının aldığına da
değinen Güzer, “Gerçek Ankara” kentinin olup olmadığını da tartıştı. Ankara’nın
devlet merkezi olmasının avantajları ve dezavantajları olduğunu, Yansen ile
başlayan planlamanın Ankara’da devam ettirilemediğini, kentin hala işlevini ve
kişiliğini bulamadığını ifade etti.
“Ankara’da ana
bulvarın üzerinde modern ulus devletinin imgelerini barındırmayla başlar ve bu
bulvarın bir başı ve sonu vardır. Türkiye Cumhuriyeti devleti burada bir
“mikrokosmos” oluşturmuştur. Yansen eski Ankara şehrini bir panaroma olarak
algılar ve modern dünyada bu tarihe yer vermeden her şey sıfırdan
yapılandırılır”, diyen Tansel Korkmaz, “Ankaralılık nedir?” sorusu üzerine
Ankaralılık kültürünü bulvarın yarattığını belirtti. Korkmaz’a göre bulvar
Ankara için “yitik kentsel mekân”dır ve yaşantı 1970’lere kadar bu kamusal
mekanda geçer ancak 1970-80’lerden sonra kırılmanın yaşandığı Ankara kendi
yarattığı modern “mikrokosmos”a hapsolur ve kent ile ilişkisini kesmektedir. Tansel
Korkmazdan sonra söz alan Can Çinici ise Ankara’nın modern kenti garden
city imajı ile kurduğunu belirtti ve Ankara’daki ana arterler ve ana arterlerin
yeşil alanlarla ilişkisine değindi. Bu sene Sedat Simavi ödülü’nün sahibi olan Ali Cengizkan ise Ankara’yı tarih,
değişim ve kalite eksenlerinde tartıştı ve Ankara’nın kötü anlamda “Numune kent”
olduğunu belirtti. Arkitera Ankara’da mimarlık
pratiğinin neden kentsel dönüşümde yer edemediği ve bu dönüşümde neden aktif rol
bulamadığı sorularını irdeleyen İlhan Tekeli, Ankara’nın aniden göçe uğraması
sunucunda hızla kentleştiğini, kentleşme döneminde başarılı olmak için bu
kitleye iş, barınma sağlanması gerektiğini ancak Türkiye’nin bu işi sınırlı bir
anaparayla yapmak zorunda kaldığına değinir. “Çarpık Kentleşme”, Betonlaşma”,
“KentKişiliksizliği”, “Kompakt Şehir” kavramlarına da değinen Tekeli, mimarlık
söylemlerinin başarısızlık üzerine yapılmaması gerektiğini vurguladı.
“Mimarlık Kentleşmenin Neresinde” sorusuna, Ankara’nın kendi içine kapanmış,
kentsel planı olan bir başkentten zaman içinde planlı büyümesini
gerçekleştirememiş bir yanıt geldi.
Platform Toplantısı’nın ardından AMV Genç Mimar Ödülü Segisi’nin açılış kokteyli
düzenlendi. Sergi 1 Ocak 2005 tarihine kadar açık kalacak
Bir sonraki Platform hakkında bilgi için
tıklayın.
Arkitera - Çağda Özbaki |