Arsa Ofisi'ni 'Yok Etmek'(!)
Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü 'nün (AOGM) kapatılarak
görev ve yetkilerinin Toplu Konut İdaresi 'ne (TOKİ) devrini öngören yasa
tasırısı TBMM gündeminde...
Tasarıya göre AOGM'nin taşınmaz mallarıyla birlikte
tüm personeli Bayındırlık ve İskân Bakanlığı 'na, araçları ve tüm hakları da
TOKİ'ye veriliyor. Mevcut paralarının ise ''duble yol'' yapımında kullanılması
öngörülüyor...
Yani, 35 yaşındaki Arsa Ofisi ''dağıtılarak'' yok
ediliyor...
Peki bu ne anlama geliyor?
Yağmaya karşı kurulmuştu
Sorunun yanıtı için hangi amaç için kurulduğuna ve neler yapıldığına bakmak
gerekiyor...
1969'da o yılların ''İmar İskân Bakanlığı'' na
bağlanarak kurulan AOGM'nin amacı özetle şöyle: ''Türkiye genelinde, planlı
kentleşme için kamusal amaçla ihtiyaç duyulan arsaları üretmek; arazilerin aşırı
fiyat artışlarını önlemek; bu amaçla tanzim alış ve satışı yapmak, ayrıca konut,
sanayi, eğitim, sağlık ve turizm yatırımları ile kamu tesisleri için arazi ve
arsa sağlamak...''
Yani ''yağmaya'' karşı ''kamusal güvenceyi''
sağlayarak arazilerin ''topluma'' sunulmasını düzenlemek...
Ofis bu amaçla, özellikle Hazine arazilerinin planlı
kent parçalarına dönüştürülmesi yoluyla ''kamu'' ya arsa kazandırmak; böylece
topluma ait arazilerin ''yağmalanmadan'' ve en akılcı yönde kullanımını sağlamak
yönünde yıllarca etkin oldu.
Ankara 'daki merkez teşkilatı ile İstanbul, İzmir ve
Antalya 'daki taşra teşkilatlarında çok sayıda mimar, plancı, mühendis aynı
yönde hizmet vredi; belediyelere ve tüm kamu kuruluşlarına destek olundu...
Bu hizmetin rakamlarla özeti şöyle: 1969-2003
yılları arasında yaklaşık 300 milyon m2 arsa üretimi; ihtiyaç sahibi kuruluşlara
225 milyon m2 alan sağlanması ve 65 milyon m2 'ye yakın alanın ise halen ''stok
arazi'' olarak elde tutulması...
Aynı alanlarda gerçekleştirilen projelerden bazı
tanınmış olanları ise şunlar:
''Konut alanı'' olarak Ankara'da Eryaman-Susuz,
Etimesgut-Elvankent, İstanbul'da Küçükçekmece-Halkalı, İzmir'de Gaziemir,
Bornova-Evka 4 yerleşmeleri...
''Organize Sanayi Bölgeleri'' (OSB) olarak da
İstanbul'da İkitelli, Tuzla Deri ve Tuzla; İzmir'de Atatürk, Bursa'da İnegöl
OSB'leri...
İşte, hem kamu yararı hem de sosyal devlet ilkeleri
açısından böylesine önemli hizmetler veren AOGM'yi ''devralacak'' TOKİ ise yine
yasal düzenlemelerle artık sadece ''konut üretmekle'' yükümlü değil...
''İmar ve planlama'' yetkisini birkaç ay önce elde
eden TOKİ'ye şimdi ise bu yasayla ''inşaat ruhsatı'' verme hakkı da tanınıyor.
Üstelik ''özel firmalarla'' da ortaklıklar kurabildiği yeni bir statü içinde...
Yani, Hazine ve kamu arazileri artık ''TOKİ ve özel
ortaklarınca'' parsellenerek pazarlanabilecek. Bu parseller için üretilecek imar
planlarına ne belediyeler karışabilecek, ne de valilikler. Böylesi bir
''özgürlük'' içinde imara açılacak topluma ait alanlarda ''şirketlerce''
yapılacak inşaatlara ruhsatı bile TOKİ verecek; hatta tasarıya göre ''inşaat
denetimini'' de yine TOKİ üstleniyor...
CHP ne diyor?
Neresinden bakılırsa bakılsın, Türkiye'de planlı kentleşme hedefinin ''son
güvencelerini'' de ortadan kaldırmayı hedefleyen ve kamu arazilerinin ''devlet
eliyle yağmasını'' doruğa çkartacak bu tasarıya CHP'nin ''muhalefeti'' (!) ise
evlere şenlik..
Meclis komisyonlarındaki görüşmeler sırasında söz
alan CHP İstanbul Milletvekili Birgen Keleş, tasarının sadece ''kanun tekniğine
aykırı olduğunu'' söylemiş... Oysa, tasarı, bir anlamda yine CHP'nin şehircilik
anlayışını da tarihe gömüyor; çünkü 35 yıl önce AOGM'yi bu ülkeye kazandıran,
dönemin İmar ve İskân Bakanlığı'nı da efsanevi kılan ''ortanın solundaki''
kentleşme anlayışıydı...
Şimdi aynı anlayışın mirasçıları için yapılması
gereken, kanun tekniği açısından falan değil, ''ulusal çıkarlar'' açısından bu
tasarıya karşı çıkmak ve Arsa Ofisi'ni yok etmek yerine daha da güçlendirici
seçenekleri savunmak değil mi?
Cumhuriyet - Oktay Ekinci |