Dalganın öldürücü gücü
100
binin üzerinde ölü... Bu inanılmaz bir sayı ve insanlığın tsunamiye ve depreme
yenik düştüğü en büyük felaketlerden biri. Güney Asya’da geçen pazar günü
meydana gelen 9 büyüklüğündeki deprem ve ardından sahilleri vuran tsunaminin yol
açtığı felaket, 1900 yılından bu yana en büyük beşinci, son 40 yılınsa en büyük
depremi.
Kuzey Sumatra açıklarında, Hint Okyanusu’nda yerin
40 kilometre altında meydana gelen depremin yarattığı 5-10 metre yüksekliğindeki
dev dalgalar, Güney Asya ülkelerinden Endonezya, Sri Lanka, Hindistan, Malezya,
Tayland, Bangladeş, Myanmar, Maldiv Adaları ve Seyşel Adaları’nı vurdu.
Korkunç tsunami dalgaları inanılmaz bir süratle
sahil şeritlerini süpürdü. Plajlardaki insanları sürükleyip attı, binaları
yıktı, otomobilleri devirdi, tekneleri kağıt gibi savurdu.
Okyanusun gücü başka. Yeraltında büyük levhaların
hareketi sonucu oluşan 1000 kilometrelik kırılmalar ve kıtaların yer
değiştirmesinin yarattığı korkunç enerji, okyanuslarda oluşan ekstra devasa
enerjiyle birleşip tsunamileri yaratınca, sonuçları asla öngörülemez böyle bir
felaket tablosu ortaya çıkıyor.
Üstelik, hepimiz, bütün dünya, 9 büyüklüğünde ve
1000 kilometrelik bir kırılmaya yol açan depremi unuttu ve tsunamiyi
konuşuyoruz.
Çünkü ölümlerin büyük çoğunluğunu, okyanusların
inanılmaz enerjisi yarattı!
Tsunaminin yarattığı dalgaların etkisinin depremin
etkisinden çok daha zarar verici olması, ilgiyi yeniden, adını Japonca ‘liman
dalgası’ sözcüklerinden alan tsunamiye çevirdi.
Dehşeti yaşayanlar ‘O her zaman duyduğunuz
dalgaların sesinin 1000 kat fazla olduğunu gözünüzde canlandırın’ diyerek,
müthiş bir uğultuyla kıyılardaki otellerin, evlerin içine giren, insanları,
araçları ağaçların tepelerine savuran suyun o inanılmaz gücünü tanımlamaya
çalıştılar.
Peki nedir tam olarak tsunami? Nasıl oluşur?
Korunmanın yolları nelerdir?
Açıklarda 800 km hızla giderken fark edilmiyor
kıyıya doğru hızı azalıyor ve iyice devleşiyor
Tsunami adını, Japonca liman dalgası anlamına gelen
‘tsoo nah mee’den alıyor. Güney Amerika’da ise bu sismik deniz dalgalarına
‘maremoto’ adı veriliyor. Yine de gerek bilim insanları gerekse Pasifik halkları
için en yaygın kullanılan isim, tsunami.
Tsunami, ayın hareketlerinden kaynaklanan gelgit
dalgalarından farklı. Depremlerle ya da su altındaki plakaların kayması sonucu
oluşuyor. 800 km hızla hareket ediyor. Milyarlarca ton suyu harekete geçiyor.
Sığ sulara girdiği zaman hızı düşüyor, ancak boyu yükseliyor. Pasifik’te sık sık
volkanik patlamalar sonucu daha az etkili tsunamiler oluşuyor.
Tsunami, yerel, bölgesel ve Pasifik kapsamında olmak
üzere sınıflandırılıyor. Yerel tsunamiler volkanik patlamalar yada deniz
altındaki plaka kaymaları sonucu gerçekleşiyor. Bölgesel tsunamiler en sıklıkla
karşılaşılan tür. Gerek ortaya çıkan enerji tüm Pasifik’i kapsayacak güçte
olmadığından gerekse alanın jeomorfolojik özelliklerinden dolayı bu tür
tsunamilerinin verdiği hasar da yerel kadar dar kapsamlı olmasa da yine de
sınırlı kalabilir.
Tüm Pasifik’i etkisi altına alan tsunamiler çok daha
ender meydana gelmesine karşın tahmin edilebileceği üzere tahrip ettiği alan son
derece geniş. Buna da 22 Mayıs 1960’ta meydana gelen ve tüm Pasifik boyunca
Şili’den Hawaii’ye, Japonya’ya ve Filipinler’e kadar birçok ülkeyi etkileyen
tsunamiyi gösterebiliriz.
Deniz dengelensin diye oluyor
Tsunami, deniz yüzeyinin kısa bir zaman dilimi içinde geniş ölçekli olarak
karışmasından, altüst olmasından kaynaklanan dalgaların oluşturduğu bir sistem.
Denizin eski dengesini bulması için meydana gelen bir seri dalgalanma.
Tsunaminin oluşmasına neden olacak etmenler
arasında, deniz altındaki volkanik patlamalar, deniz altında yer katmanlarının
yer değiştirmesi, bir körfez ya da doğal limanda kıyısal toprak kaymaları,
meteor etkisi ve yer kabuğundaki kırılmaların okyanusun altından geçecek şekilde
olması sayılabilir.
Bunların arasında en yaygın olanı yer kabuğundaki
kırılmalardır ki, depremlerin de oluşmasına en çok bu kırılmalar sebep olur.
Ancak denizde ya da deniz kıyısındaki depremlerin hepsinin tsunami ile
sonuçlanacağını söylemek doğru olmaz.
Büyük bir deprem olduğunda, ortaya çıkan enerji çok
farklı hız ve sıklıklarda olur. Tsunami Uyarı Sistemi, 3 belirleyici sismik
dalga fazı üzerinde yoğunlaşır. İlki P-dalgası diye tanımlanır. Bir sismik
istasyonda ilk kaydedilen fazdır ve depremin ilk işaretini verir. İkinci faz,
S-dalgası diye tanımlanan ikincil dalgalardır. Depremin yerinin daha iyi
belirlenmesine yardımcı olur. Üçüncü sismik faz, yer değişiminden kaynaklanan
deniz yüzeyindeki dalgalardır. Richter ölçeğindeki büyüklüğün tam olarak
ölçülmesinde temel alınır.
Tsunami, oluştuğu alan içinde farklı yönlerde
hareket eder. Ana enerjinin dağılma yönü ortogonaldır. Hızı suyun derinliği ile
orantılıdır. Derin ve açık okyanus bölgelerinde saatte 500-1000 kilometre hızla
hareket eder. Birbirini takip eden iki dalga arasındaki uzaklık 500-650
kilometre uzunluğunda olabilir. Okyanus açıklarında dalga yükseklikleri 30-60
santimetre arasındadır. Ve dalgalar fazla fark edilmez.
İlk belirtisi suyun çekilmesi
Ancak daha sığ sulara doğru yaklaştıkça, dalgaların hızı azalır, dalgalar arası
mesafe kısalır buna karşın dalga yükseklikleri çok fazla yükselir.
Yaklaşmakta olan tsunaminin ilk gözle görülür
belirtisi suların kısa bir zaman dilimi için çekilmesi olur. Ancak kimi
durumlarda su seviyesinde bir yükselme de gözlendiği olmuştur. (1960 yılında
Şili’deki tsunamide olduğu gibi.)
Tsunami tek bir dalga değil bir dizi dalgadan
oluşur. En şiddetli dalgalar ilk 10 ila 45 dakika arasındadır. Bazen tahrip
edici dalgalar saatler boyu sürebilir. Denizin normal halini alması ise birkaç
gün alabilir.
Marmara'da tsunami senaryoları
Marmara’da muhtemel büyük bir depremin dev dalgalara yol açıp açmayacağını, Türk
bilim adamları da araştırdı. Bu konuda üç ayrı araştırma dikkat çekiyor.
Birincisi, ODTÜ öğretim üyesi Prof. Dr. Ahmet Cevdet Yalçıner ve arkadaşları,
Marmara’da tsunami olabileceğini gösterdi. ODTÜ ve Güney Kaliforniya
üniversiteleri işbirliğiyle yapılan araştırmalarda ortaya konan senaryolara
göre, Marmara’da 4 metre ve daha yüksek tsunami dalgaları oluşabilir ve bunlar 5
dakikada karaya ulaşabilir. Son bin yılda Marmara’da 11 tsunami olayının meydana
gelmiş olduğunu anlatan bilim adamları, ‘17 Ağustos’ta meydana gelen 2.52
metrelik tsunami ile bu sayı 12’ye yükseldi’ görüşünde.
İkinci olarak İTÜ’den Dr. Sinan Özeren ve Nazmi
Bostancıoğlu’nın, Deniz Harp Komutanlığı’nın talebi üzerine yaptıkları ilginç
araştırma da benzer sonuçlar verdi: ‘Marmara’da fayların kırılmasıyla tsunami
dalgaları tahminen 5-7 metreye yükselebilir.’
Son olarak Yıldız, Boğaziçi, İstanbul Teknik ve yine
Ortadoğu Teknik üniversitelerince hazırlanan ‘İstanbul Deprem Master Planı’
raporunda da, tsunaminin risk alanları içinde Harem Otogarı, Doğu Marmara Sahil
Yolu’nun Maltepe - Kartal arasında kalan bölümü ve Tuzla Tersanesi sayılıyor.
Raporda Marmara’da yaşanacak tsunami ve etkileriyle
ilgili senaryolar şöyle sıralanıyor:
1) Ana fay kırılırsa dalgaların Yenikapı’ya erişme zamanı 5 dakika, Armutlu’ya
erişme zamanı ise 10 dakika. Dalgaların yüksekliği, kuzeyde 8 kilometreden uzun
sahil şeridinde 3 metreyi, güneyde ise Armutlu Yarımadası’nın kuzey kıyılarında
2.5 metreyi geçer.
2) Ana fayın kırılması durumunda, dalganın kuzey
kıyılara (Silivri ile Marmara Ereğlisi arası) erişme zamanı 5 dakika, güney
kıyılara (Kapıdağ Yarımadası) erişme zamanı ise 12 dakika. Dalganın tırmanma
yüksekliği, kuzey kıyılarda uzun kıyı şeridinde 3 metreyi, güneyde ise Kapıdağ
Yarımadası’nın kuzeyinde 2.5 metreyi geçer.
3) Normal atımlı fay olan Armutlu fayının kırılması
halinde tsunami etkisi daha fazla olup kuzey ve güney kıyılarda dalga tırmanışı
4 - 6 metreyi bulur.
7 soruda Güney Asya felaketi
Güney Asya’yı vuran son felaket nasıl meydana geldi?
Endonezya’nın Banda Aceh kentinin 245 kilometre güneydoğusunda, okyanus
tabanının 40 kilometre derininde gerçekleşen dev sarsıntı, bin kilometrelik fayı
harekete geçirdi. Fayın harekete geçmesi ve okyanus tabanında meydana gelen
çökme sonucunda, milyarlarca tonluk su kütlesi harekete geçti. Saatte 800
kilometre hızla ilerleyen dalgalar, 1.5 saat sonra ulaştıkları Sri Lanka
açıklarında aniden yavaşladı. Ancak dalgalar, hız kaybının etkisiyle 6-10 metre
yüksekliğe ulaşarak 150 kilometre süratle kıyıya vurdu. Dalgaların 4 bin 600
kilometre uzaklıktaki Afrika’ya ulaşması ise 5 saati buldu.
Bölgedeki sarsıntılar devam etti mi?
9 şiddetindeki depremin ardından artçı şoklar oldu ve halen de devam ediyor. İlk
iki gün yaklaşık 5 ve üstü şiddetlerinde 40’a yakın artçı deprem gerçekleşti. En
büyükleri 7.5 şiddetinde oldu ve asıl depremden 3 saat sonra meydana geldi.
Artçı şoklardan kaynaklanan tsunamilerin oluştuğuna ilişkin bir veri yok. Geçmiş
deneyimlerden artçıların sayısının zaman içinde azalacağı biliniyor.
Bu deprem yeni büyük depremlerin oluşma
olasılığını nasıl etkiliyor?
Bu deprem Hindistan levhası ve Burma levhası arasındaki sınırda ve boylu boyunca
tektonik gerilimi yeniden dağıttı. Bazı bölgelerde bu gerilimin yeniden dağılımı
yeni büyük bir depremin meydana gelme süresini kısaltacaktır. Ancak bazı
bölgelerde yine bu yeni dağılım sonucu büyük bir depremin oluşma süreci daha da
uzamış olacak. Bunun için önce bu oluşan depremin detaylı incelenmesinin
sonuçlanması gerekmektedir. Yeni veriler ışığında hangi bölgelerin daha tehlike
altında olduğunu tahmin etmek söz konusu. Ancak teknoloji bu tahminlerin ne
denli gerçeğe yakın olduğunu söylemek için henüz yeterli değil.
Makari Adaları’nda meydana gelen 8.1
büyüklüğündeki depremden 3 gün sonra bu deprem oluştu. Aralarında herhangi bir
bağlantı var mı?
Bu kadar kısa zaman dilimi içinde bu kadar iki büyük depremin meydana gelmesi
gerçekten şaşırtıcı. Ancak ikisi arasında bir bağlantı kurmak zor görünüyor.
Çünkü birbirlerinden çok uzak mesafedeler ve farklı fay hatları üzerinde
bulunuyorlar. Mackari sırtı Pasifik-Avustralya fay hattı üzerinde ve sağa doğru
eğimli (right lateral). Sumatra depremi ise Hindistan ve Burma faylarının
kesiştiği noktada oluştu.
Bu depremin dünyanın yörüngesi üzerinde nasıl bir
etkisi oldu?
Dünyanın yer kabuğunun kütlesinin deprem sonucu yeniden dağılımının yörünge
üzerinde son derece küçük bir etkisi oldu. (Günde saniyenin çok küçük bir dilimi
kadar)
Tsunaminin meydana geleceği konusunda halkı
uyaracak bir sistem yok mu?
Pasifik Tsunami Uyarı sistemi Pasifik bölgesinde oluşacak tsunamileri
gözlemekten sorumlu bir sistem. Ancak ne yazık ki Bengal Körfezi’nde böyle bir
sistem yok. Hem de bir önceki felaket de bu bölgede yaşanmasına karşın.
Bölgede meydana gelen 8 şiddetinden daha büyük
hangi depremler var?
1900 yılından 26 Aralık gününe kadar geçen zaman zarfında en büyük deprem 2000
yılında Sumatra’nın güneyi ile Andaman Adaları arasında meydana geldi. Büyüklüğü
7.9 idi. 1797 yılında 8.5, 1861 yılında 8.5, 1833’te ise 8.7 şiddetinde de
depremler oldu. Bunların üçü de son depremin güneyinde gerçekleşti. Paleoseismik
veriler büyük depremlerin her 230 yılda bir meydana geldiğini ortaya koyuyor.
Hürriyet |