Türk Budun’un başı
İsviçreli Bodum’la dertte
Türk
tasarım firması Budun Design Company, yurtiçinde olduğu kadar dünyada da adından
söz ettirmeye başladı. İki aydınlatma tasarımı, modanın yönünü belirleyen trend
ajanslarından Nelly Rodi’nin 2005 Sonbahar Lifestyle kataloğuna girdi.
San Francisco’daki Modern Sanatlar Müzesi MOMA’nın hediyelik reyonu dahil
yurtdışında 50, Türkiye’de 150 mağazaya tasarım ürünleri veriyor. Budun’un
yurtiçindeki mağazalarının sayısı ise 11’i bulmak üzere. Ancak, hızla gelişen
firmanın şu sıralar ciddi bir sorunu var: İsmini Özbudun Ailesi’nden alan Budun Design, isim benzerliği gerekçesiyle, mutfak ürünleri tasarlayan
İsviçre firması Bodum’la mahkemelik. Bodum, 2003’te İstanbul’da mahkemeye
başvurarak marka iptali talebinde bulundu. Özbudun’un sahiplerinden Hasip
Özbudun, mahkemenin atadığı bilirkişinin aleyhlerinde rapor verene kadar konuya
komik bir iddia olarak baktıklarını, şimdi ciddiye almaya başladıklarını
söylüyor: ‘Bodum’u biliyorduk ama başımıza böyle bir şeyin geleceğini hiç
düşünmedik’ diyor.
Altan Özbudun tabelacı mimar olarak tanınırdı Beyoğlu’nun
Yüksekkaldırım’ında. 1966’da başladığı tabelacılık işini geliştirirken oğulları
da büyüdü, üniversitelerin tasarım bölümlerinde okudu ve işin başına geçti.
Çoğunlukla otellere projeler, tabela ve dekorasyon tasarımları yaptılar. Bir
yandan bu işi sürdürürken bir yandan da 1998’de Budun Design Company adıyla ilk
tasarım mağazalarını açtılar. Mağazalarında küçük mobilya, aydınlatma,
kırtasiye, hediyelik eşya ve aksesuvar alanında çoğu eğlendirici yüzlerce özgün
tasarım ürünü satıyorlar.
Budun Design Company’nin şu anda İstanbul’da Nişantaşı, Bağdat Caddesi,
Kemerburgaz ve Etiler’de, ayrıca Antalya’daki G-Mall’da birer mağazası
faaliyette. 2005’in başından beri başladıkları franchising yöntemiyle mağaza
sayısını İstanbul Olivium ve Şişli, İzmir Alsancak, Adana, Denizli, Kuşadası ile
11’e çıkarmayı hedefliyorlar.
Bir ürünleri ABD’de müze mağazasına girdi
Tekstil tasarımı bölümü mezunu olan büyük oğul Hasip Özbudun (40) Budun Design
Company’yi açtıklarında iç mimar olan kardeşi Sertan (37) ile birlikte birçok
tasarım yaptıklarını anlatıyor: ‘O zaman Budun Design, özellikle ikimizin ve
dönem dönem bizimle çalışan tasarımcıların ürünlerinin satıldığı bir mağazaydı.
Hediyelik eşya sektörünün her alanına yayılınca biz yönetim alanına geçtik,
yurtdışından tasarımcılardan destek almaya başladık. Şimdi neşe, eğlence ve
farklılık unsuru içeren, tasarım değeri taşıyan ürünleri seçiyoruz.’
Firmanın çalışmasında en çok dikkat ettiği konu sürat. ‘Çok iddialıyız.
Bizden çabuk iş çıkaracak ekip olamaz. Çok çabuk sonuca gidiyoruz. Bazen tek
toplantı süresinde yeni bir ürünü biçimlendirip, üretim sürecine hazır hale
getirebiliyoruz. Çünkü tasarım süreçlerinin uzamasından dolayı maliyetler çok
artabiliyor.’
Yurtiçinde kendi mağazaları dışında 150 mağazaya ürün satıyorlar. Yurtdışında
da Fransa, İtalya, İngiltere, Kanada, Hollanda, Kore, Japonya gibi 50 mağazada
Budun markalı ürünleri satılıyor. Bunlardan Budun için tasarlanan Erdem Akan’ın
hayvan başı şeklindeki aynaları San Fransisco’da Modern Sanat Müzesi’nin (MOMA)
mağazasında, Murat Karadağ’ın bir aydınlatma tasarımı da Japonya’da Details
isimli bir mağazalar zincirinde satılıyor.
İsim davasını başta ciddiye almamıştık
İsmini Özbudun Ailesi’nden alan Budun Design, isim benzerliği gerekçesiyle,
2003’ten beri mahkemelik. Mutfak ürünleri tasarlayan İsviçre firması Bodum,
İstanbul’da mahkemeye başvurarak marka iptali talebinde bulundu. Bodum daha çok
cam üzerine çalışan ve mutfak ürünleri yapan bir marka.
Hasip Özbudun ‘Biz tasarımın değerine inanan bir firmayız. Öncelikle bu
yüzden üzüldük. Az mutfak ürünü satardık ama dava açıldığından beri hiç
satmamaya başladık, mutfak bizim alanımıza da çok uygun değildi. Mahkemenin
atadığı bilirkişi aleyhimizde rapor verene kadar konuya komik bir iddia olarak
bakıyorduk. Şimdi ciddiye almaya başladık. Çünkü bütün yatırımımızı bu markaya
yapıyoruz. Elimizden giderse büyük zarar görürüz.’
Hasip Özbudun, marka ismini seçerken altı ay farklı alternatifleri
tartıştıklarını anlatıyor ‘Bodum’u biliyorduk, ama başımıza böyle bir şeyin
geleceğini hiç düşünmedik. Türk Patent Enstitüsü de uyarmadı. Üstelik patent
alındıktan sonra yasal askı süresi olan altı ayda da bize hiçbir itiraz
gelmedi.’
Davanın kesin sonucunun temyiz olasılığıyla beraber 1.5 yıla uzayacağını
tahmin ediyorlar.
Hürriyet - Ayten Serin |