reklam

Kaya Arıkoğlu
Köşe Yazısı
> Kaya Arıkoğlu

24 Eylül 2004

"Mekansal Tercihlerimiz"

Mekan değiştirdikçe yaşamımı sürdürdüğüm ortamı değerlendirmem daha kolay oluyor. Yurtdışı seyahatlerimde "Dünya nereye gidiyor ve ben bu gelişim içinde neredeyim?" diye sorgulama fırsatını buluyorum.

Bu yaz sıkıştırılmış bir süre içinde Roma, Londra ve Miami'de bulundum. Belki de çoğumuzun ziyaret ettiği ama fazla egzotik saymadığı bu kentlerdeki son değişimler dikkatimi çekti. Hepimizin yaptığı gibi, bende diğer kentlerde gördüğüm yaşamları Türkiye'deki yaşamımızla mukayese etmekten kendimi alamadım. Aramızdaki yaşam farklılığının, sadece ekonomiden kaynaklanmadığını, öncelikle değişik toplumsal tercihlerimizin yansıması olduğunu düşünmeye başladım.


Roma'da çağdaş yapı

Mesela, günümüzün Romalıları yaşam tarzlarında bazı kesin tercihler yapmışlar. Kent içinde çoğunlukla "Mini" veya "Smart" gibi küçük ama kaliteli tasarlanmış otoları kullanırken, çok sade ve şık giyiniyorlar. Küçük porsiyonlu "gurme" özel yemekleri acelesiz ve zevkle yiyorlar. İtalyanlar bilinçli bir tercihle tüketimlerini sınırlayıp kalitesini yükseltmişler. Yüksek kaliteyi yansıtan detaylara önem vermeleri tabiatıyla mimarilerine de yansımış. Roma içindeki mevcut tarihi yapılar titizlikle korunurken yeni yapılar, kitle ve ölçek olarak, çevreleriyle uyumlu ama ayrıntılarında çağdaş ve modern. Roma'nın kent mimarisi, geçmişiyle barışık insanların, çağdaş yaşama verdiği önemi yansıtıyor.


Londra silüeti

Londra, New York ve Hong Kong ölçeğinde bir dünya kenti olmuş. "London Eye" döner dolabından tüm kente bakınca, Londra'nın geleneksel siluetinin birçok yeni kuleyle delindiği görünüyor.

Foster'in yeni kulesi "Gherkin" (Salatalık) çevresindeki kent dokusuyla uyum sağlamayı reddediyor.

Hemen yanındaki, rafineri görüntülü, "Lolyd's of London" binası kadar bile çevresiyle barışık değil. Londra çağdaş yapılarını tarihi kent dokusunun içine, kontrast yaratacak şekilde, "cesurca" yerleştiriyor. Kentin kozmopolit nüfusu bu ölçeği ve bu yoğunluğu kabul edebiliyor. Bu liberal hoşgörü İngiliz monarşi düzeninin parlamenter demokrasi içinde barınabilmesini andırıyor.


Miami silüeti

Bahsettiğim diğer iki kentle mukayese edilince, Miami'nin adeta yapılaşma patlaması geçirdiği fark ediliyor. Bir çok ABD kentlerinde olduğu gibi, tüketimin hacmi hızlı değişimi körüklüyor.

Her şeyin daha yenisi, daha büyüğü ve daha hızlısı sorgulanmadan tercih ediliyor.

Kentin güneyinde 1930'lardan kalan "South Beach" sanal bir eğlence bölgesi olarak korunurken, bunun yanında, kuzey sahildeki yeni devasa gökdelenlerin mimari kalitesi ve ölçeği İstanbul Maslak'taki kuleleri aratıyor. Miami arkasına bakmadan geleceğe doğru koşuyor. İki asırda, koca Kuzey Amerika kıtasını, Atlantik'ten Pasifik Okyanus'una kadar ıslah eden bir toplumun geleceğe iyimser bakması tartışılmaz görünüyor.

Roma, Londra ve Miami kentleri aralarındaki yaşam farkları şöyle özetlenebilir: Romalılar geçmişi geleceğe entegre eden bir kent yaşamı tercih ediyorlar; Londralılar geçmiş ve gelecek arasındaki kontrastı kabul ederek, her ikisinden de taviz vermeyen bir tutum sergiliyorlar; Miamililer kent yaşamlarında sadece geleceği önemseyip yakın geçmişlerini sanal olarak korumakla yetiniyorlar.

Gezimin sonunda İstanbul'a döndüğümde, bizim toplumsal yaşam tercihleri yapmadığımızı fark etmeye başladım. Ne yazık ki İstanbul, Roma gibi tarihi kent dokusunu koruyamıyor; Londra gibi, mevcut kent dokusu içinde yüksek katlı ve uyumlu bir yoğunlaşmayı beceremiyor; ve Miami gibi, cesurca, tereddütsüz geleceğin mimarisini inşaa edemiyor.

Kent karakteri, kentlilerin toplumsal tercihlerini belirlemesiyle yapılaşır ve olgunlaşır diye düşünüyorum. Biz toplum olarak yaşam tercihlerimizi yapmadığımız için mimari tasarım hedeflerimizi belirlemekte zorlanıyoruz. Bilim ve teknik alanlarındaki geri kalmışlığın şaşkınlığı ve paniği içinde kendi yaşam kalitemizi önemsemeden materyal zenginliğe erişmeye çalışıyoruz. Böylece sürekli ötekilerini kopyalamaya mecbur kalıp tasarımda kısırlaşıyoruz.

Yaşamımızda tercihler yapmamızı teşvik etmek amacıyla aşağıda iki ayrı görsel liste hazırladım. Kontrastları vurgulamak için "A" ve "B" listelerini kutuplaştırarak abarttım. İki listede aynı kullanım amaçları olan nesneler değişik tercihlerle tasarlanmışlar. Bu listeyi genişletmeniz mümkündür.

Liste A

Liste B

Bizim coğrafyamızda, mevcut sosyal yapımızla "Liste A" daki "mega" görüntülü nesnelerin tercih edilmesi beni endişelendiriyor. Tercihlerimizin "Liste B" deki gibi daha ekonomik, daha leziz, daha kullanışlı, daha kaliteli, daha ölçekli ve daha insancıl nesneler olmasını arzu ederdim.

Türkiye de üretilen tasarımlara bakınca toplum olarak iki liste arasında kararsız kalmış görünüyoruz. İstanbul da üçüncü köprünün hala gündemde kalmasıyla Beyoğlu'nda "Fransız Sokağı" uygulamasını dengesiz tercihler olarak algılıyorum.

Yazarla yazı ile ilgili görüşlerinizi paylaşmak için aşağıdaki formu kullanabilirsiniz. 

Ad : *

Soyad : *

Email : *

Meslek :   

Mesaj :   *

   

 
  

Kaya Arıkoğlu ile ilgili detaylı bilgiye Diyalog ve AMV sayfalarından ulaşabilirsiniz.

 

Köşe Yazısı

Diyalog

Kaya Arıkoğlu 07 Ekim 2003 tarihinde Diyalog bölümümüze konuk oldu.

Kaya Arıkoğlu hakkında daha fazla bilgi edinmek için  tıklayın. 

Diyalog buluşmasını soru cevap şeklinde okumak için  buraya tıklayın...

 


Vitra - Artema'nın katkılarıyla

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz