reklam

Serhan Ada
Köşe Yazısı
> Serhan Ada

03 Temmuz 2004

İstanbul'un Avrupa Kültür Başkenti Adaylığı: Eksik Bir Proje

Yaz gelince Beyoğlu'nun her köşesi farklı kapsam ve sürelerle sanat - kültür olayları ve gösterilerine sahne oluyor. Kentin geri kalanını etkilemeyen bu hareketlilik, giderek bölgedeki tüm mekânları içine ve etkisine alarak bir doyma noktasına doğru ilerliyor. Haziran ayının son haftasında yapılan Galata - Cenova Buluşması da bu kapsamda. Ancak yine de buluşma, bildiğimiz Beyoğlu etkinliklerinden farklı bir anlam taşıyor.

Buluşma, Avrupa Birliği (AB) tarafından (Fransa'da Lille'le birlikte) 2004 Avrupa Kültür Başkenti ilan edilen Cenova'da yürütülen kültür programının bileşkelerinden biri.

Galata - Cenova Buluşması, Galata'nın Ceneviz geçmişine göndermeler içeriyor. Öte yandan İstanbul'un Avrupa Kültür Başkenti adaylığına ilişkin çağrışımlar da taşıyor.

Tüm değerlerin, sermaye girdisi olarak küresel dolaşıma girdiği bir çağda kentlerin bu sürecin dışında kalması imkânsız. Kaydı kâğıt üzerinde tutulmayan küresel kıymetler borsasında kentlerin de bir tahtası var. Nasıl Kıbrıs'taki uzlaşma ihtimali İstanbul ve Atina borsalarınca "satın alınıyor" ya da Atocha'da patlayan bombalar Madrid borsasında kağıtların düşmesine yol açıyorsa, kentlerin başına gelen olaylar da kendi borsalarında dalgalanma yaratıyor.

En güzel örneklerden biri Guggenheim Bilbao'su. İşlemeyen limanı ve yüksek işsizlik oranıyla kentler borsasında adı bile geçmeyen Bilbao, Frank O. Gehry'nin projesi kendisinden önde giden müzesi sayesinde bir anda yüksek fiyattan kote edildi. İn - cin top oynayan havaalanına milyonlarca turist inmeye başladı. Avrupa'da ne zaman bir kentsel gelişim ya da daha şık ve moda deyimiyle "sürdürülebilir kentsel kalkınma" konuşulsa, Bilbao'nun adı anılmadan geçilmez oldu.

Böyle bakıldığında, 2004'ün kültür başkentlerinden Cenova'da düzenlenecek sergilerden birinin Cenova'daki Bilbao: Kültür Kenti Değiştiriyor başlığını taşıması da şaşırtıcı değil. Avrupa Kültür Başkenti payesi kentlerin değerini az ya da çok arttırabiliyor. Tıpkı olimpiyat, futbol şampiyonası ya da Formula 1 yarışları gibi.

Avrupa'da 20 yıldır kültür başkentleri belirleniyor. 1985'in ilk kültür başkenti Atina'da şimdi sırada Olimpiyat Oyunları var (Bu hesapla, 2010 yılının başkent adayı İstanbul'a olimpiyat sırasının 20 yıl sonra, 2030'da gelmesi umulabilir!). Şimdiye dek kültür başkentliği yapan kentlere bakıldığında ortaya ilginç bir tablo çıkıyor. Bir yanda Atina, Floransa, Dublin, Lizbon (1994 yılında kültür başkenti ; 2004'de Avrupa Futbol Şampiyonası ev sahibi), Stokholm, Kopenhag gibi kentler. Öte yanda, Anvers, Selanik, Weimar(Almanya), Graz, Salamanca (İspanya). Bunlar arasında Weimar ile Salamanca'nın kentlik statüsü bile tartışılabilir.

O arada, AB'nin 1999'da aldığı bir kararla aday ülkelerin kentleri de - AB üyesi ülkelerden bir kentle birlikte - kültür başkenti olabiliyor. Böylelikle, Krakov, Rejkjavik ve Prag 2000 yılında Avignon, Santiago de Compostela ve başka kentlerle birlikte başkent olabildiler.

Metropolllerden de kültür başkenti olanlar yok değil. Ama hep bir yıl dönümü, kutlama vb. dolayısıyla. Örneğin Paris Fransız İhtilali'nin 200. yılında, 1989'da; Berlin, birleşmesi nedeniyle 1988'de kültür başkenti oldular.

Cenova'ya gelince, kabuğunu kırmak üzere kültür başkenti seçildiği anlaşılıyor. Kentte bu yıl yapılacak etkinliklerin süpervizörü, Venedik Bienali'nin küratörlerinden Germano Celant, başkent olmadan önceki Cenova'yı "geleneksel olarak içine kapalı ve tecrit edilmiş olarak bilinen, kimliğinin içi ve dışıyla iletişimde olmayan bir kent" olarak betimliyor. Bir yıl sürecek etkinliklerin Cenova'da bir canlılığı tetiklemesi bekleniyor.

Bu bilgiler ışığında, İstanbul'un adaylığı daha doğru değerlendirilebilir. Geçen 20 yılın uygulamasına bakıldığında, kültür başkenti payesinin, kalın çizgileriyle, Avrupa'daki orta büyüklükteki kentleri "ortak" pazarla bütünleştirme amacıyla verildiği söylenebilir. Oysa, İstanbul çoktan bu aşamaya ulaşmıştır. İstanbul ekonomik ve mali piyasaları, toplumsal hareketliliği, kültür ve sanat alanındaki canlılığıyla orta büyüklükte, entegrasyon sıkıntıları olan kent nitelemesini haketmemektedir. Büyüsü, karmaşası, belirsizliği, sefaleti, kural tanımazlığı ile orta halli, halim selim kültür başkentleriyle aynı sıraya sokulamaz.

İstanbul, adaylığı kabul edilirse, Selanik'den 13, Glasgow'dan 20, Atina'dan ise tam 25 yıl sonra kültür başkenti olacaktır. Bu durum kabul edilemez. Kaldı ki, 2010 yılında AB üyeleri arasında Almanya'nın kültür başkentliği sırasıdır. İstanbul'un adaylığı kabul edilse bile, hangi orta - küçük Alman kentiyle birlikte başkent olacağı belli değildir. (Akla gelen bir çözüm, Almanya ile Avusturya'nın sıralarının değiştirilerek İstanbul'un Viyana ile birlikte başkent olmasıdır.)

Özetle, İstanbul'un kültür başkenti adaylığı Türkiye'nin sayısız (NATO, AET/AB üyeliği, olimpiyat ev sahipliği türünden) geç kalmış entegrasyon projelerinden biri olarak görünmektedir. Bu haliyle de eksik bir projedir. Hep arka grupta koşma kısır döngüsünün kırılması yönünde bir atılımı temsil etmemektedir. Adaylık geri çekilemeyeceğine göre, gözden geçirilerek ince ayarı yapılmalıdır. (Örneğin İstanbul'un kendisi değil, Beyoğlu dışındaki bölgelerinden biri kültür başkenti mekânı olarak saptanabilir. En son gelişmelerle kültür sanat alanındaki bir büyük sıçramanın sahnesi olacağı anlaşılan Haliç iyi bir örnek olabilir.)

Bu arada kültür başkenti olma sürecinin ve sonrasının en az 12 aylık başkentlik sefası kadar önemli olduğu vurgulanmalıdır. AB'nin kültür başkentlerinden beklediği iki ölçüt de bu görüşü doğrulamaktadır. İlk ölçüt, yapılacak etkinliklerin süreklilik taşıması yani geleceğe uzanan bir boyutu olmasıdır. İkinci ve en önemli ölçüt de "olabildiğince çok sayıda kentlinin harekete geçirilmesi ve katılımının sağlanmasıdır". Oysa şimdiye kadar yürütülen adaylık çalışmalarında, kendi kurumları dışında İstanbul'luları pek temsil etmeyen kültür elitlerinin projede söz sahibi oldukları görülmektedir. İstanbul'un başkent adaylığı hızla açık ve paylaşımcı bir örnek projeye dönüştürülmelidir.

Cenova'yla ilgili hazırladığımız dosyayı incelemek için tıklayın.

Yazarla yazı ile ilgili görüşlerinizi paylaşmak için aşağıdaki formu kullanabilirsiniz. 

Ad : *

Soyad : *

Email : *

Meslek :   

Mesaj :   *

   

 
  

 

Köşe Yazısı

Cenova'nın Avrupa Kültür Başkenti olarak başladığı yolculuğu Cenova 2004 dosyasında inceleyebilirsiniz.

Arkitera.com/gündem

 

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz