reklam

Haberler
Ocak 2004

'Beton Denizi'nin sonu

Ressam Antonio Cosentino 'Beton Denizi' adlı sergisinde İstanbul'daki sıradan mekanları ve yarım kalan modernleşme projesini anlatıyor

Kırmızı bir Anadol'un deniz kıyısında turladığı 1978'ten kalma bir Yeşilköy manzarası, Boğaz'ın kıyısındaki Tarabya Oteli, boy boy şekil şekil yapıların birbirine girdiği Bomonti, Keçi Deresi ve diğerleri. Tüm bu resimler Antonio Cosentino'nun 22 Ocak'ta Evin Sanat Galerisi'nde açılan ve 21 Şubat'a kadar devam edecek olan 'Beton Denizi' adını verdiği sergisinden.

İstanbul'un fazla dikkat çekmeyen mekanlarını sergi salonuna taşıyan Cosentino aynı zamanda 'Mimari görüşün perspektifsizliği, kentin düzen düzensizliği, insanların düş kırıklığını özetliyor' diyerek bu mekanlara eleştirel bir bakış getiri-yor. Ancak 'Kentte yaşıyorum, kentte geziyorum, çevrem bu mekanlarla örülü, burası benim floram' diyen ressamın asıl eleştirdiği mekanların sıradanlığı, tıpkı İstanbul'daki yaşam gibi onların da yarım kalan modernleşme projesinin ürünü oldukları ve zamana yenilerek yok oldukları. Çünkü Cosentino sergisi için hazırlanan katalogda 'Bu değersiz mekanlar ve değersiz objeler abidevi değildir. Sıradan mekanlarda sıradan hayatlar yaşıyoruz. 

Bu mekanların oluştuğu gibi hızla yok olacak olmaları, gözümüzün alıştığı her mekanın parçalanması, boyutlarını bilmediğimiz travmanın asıl sebebidir' diyor. Resimleriyle bu travmaya dikkat çeken Cosentino uçacak olan bu kent görüntülerin insanda melankolik bir ruh oluşturduğunu söylüyor. 'Beton Denizi'nin sonunu için ise 'Bu mekanlar yarım kalan modernleşme projemizin hüzünlü tarihini yansıtıyor ve yok olacaklar, tıpkı hızla varoldukları gibi' diyor.
Akşam

 

 

 

Arşiv

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz