Heykel öyküsü
GEÇTİĞİMİZ günlerde heykeltıraş Gürdal
Duyar’ı yitirdik.
Duyar, Türkiye’de heykeltıraş olmanın faturasını yaşamı boyunca hep
ödedi.
Bunun bir bölümüne ben de tanık oldum. Duyar’ın ‘Güzel İstanbul’
adını verdiği heykelinin 30 yıl önce başına gelenleri bir gazeteci olarak
adım adım izlemiştim.
O heykelin çok ilginç bir öyküsü vardır.
1974 yılı başında cumhuriyetin 50. yıldönümü nedeniyle bazı sanatçılara
kent meydanlarına dikilmek üzere bazı heykeller sipariş edildi.
Bu sanatçılardan biri de Gürdal Duyar’dı. Sanatçıdan Karaköy Meydanı’na
dikilmek üzere İstanbul’u tasvir eden bir heykel yapması istendi.
Duyar, İstanbul’a áşık bir sanatçı olarak güzel, dişi bir kadın
heykeli yaptı.
Sanatçı, geriye doğru hafifçe uzanmış çıplak kadın figürüyle İstanbul’u
tasvir ediyordu.
‘Güzel İstanbul’ heykeli törenle Karaköy’e, tam Yüksek Kaldırım’ın
ağzına, meydana hákim bir yere dikildi.
Sonra da kıyametler koptu.
O sırada ülkeyi CHP-MSP koalisyonu yönetiyordu. Ecevit başbakan, Erbakan
da başbakan yardımcısıydı.
Yapıtı müstehcen bulan, bu nedenle de dini inançları rencide ettiğini
öne süren MSP’liler, başta Erbakan olmak üzere heykele taktılar ve kaldırılmasını
istediler.
Tartışmalar basına yansıyınca daha da büyüdü. Öyle bir noktaya
gelindi ki bu heykel yüzünden neredeyse koalisyon dağılacaktı.
Sonunda 21 Mart’ta bu ‘edep dışı!’ heykelin sökülüp atılmasına
karar verildi.
Heykel aynı günün gecesi balyozlu adamlar tarafından kaidesi parçalanarak
ve bir kolu koparılarak Karaköy’den söküldü ve bilinmeyen bir yere götürüldü.
22 Mart sabahı Karaköy’den geçenler ‘Güzel İstanbul’ heykelinin
yerinde yeller estiğini gördüler.
Ben o sıralarda Milliyet Gazetesi’nde muhabirdim ve heykel olayını
izliyordum.
O gün hiç unutmam, Yazı İşleri Müdürümüz Hasan Pulur beni çağırdı
ve şöyle dedi:
‘Bu heykeli bul.’
Heykeli Sahil Yolu’nda belediyenin deposu olarak kullanılan bir yerde
bulduk. Ama o gün oradan da kaldırıp götürdüler. Heykel sırra kadem basmıştı.
Hasan Ağabey yine çağırıp ‘Heykeli bul’ dedi.
Günlerce peşine düştük. Sonunda heykelin Yıldız Parkı’nın gizli
bir köşesine dikildiğini öğrendim.
Hemen parka gittik, hiç akla hayale gelmeyen bir köşede, ağaçların arasına
gizlenmiş heykeli bulduk, fotoğraflarını çektik.
Heykeltıraş Gürdal Duyar’ı görüşlerini almak için çok aradım ama
bir türlü bulamadım. Hiç kimse bulamadı; çünkü Duyar ortadan kaybolmuştu.
İşte Gürdal Duyar’ın yapıp İstanbul’a teslim ettiği heykelinin öyküsü
kısaca böyle.
30 yıl önce ‘Güzel İstanbul’ heykeline tahammül edemeyen kafa, o
heykeli söktürüp attırmıştı.
Acaba bugün aynı heykel, aynı yere dikilebilir mi?
Ben hiç tahmin etmiyorum. Ya siz?
Hürriyet - Tufan Türenç
|