Benntt Lowenthal 'dan "Dört Köşe
Olmak" Fotoğraf Sergisi

İstanbul Fotoğraf Merkezi içinde yer alan Fotoğraf Galerisi’nde, 29
Nisan – 29 Mayıs 2004 tarihleri arasında, Bennett Lowenthal’in “Dört Köşe
Olmak / Four Corner Being” başlıklı fotoğraf sergisi gerçekleştirilecek.
Bennett Lowenthal 1958 yılında ABD’nin Cincinnati kentinde doğmuş. Lise
çağlarında fotoğraf çekmeye başlamış ve Yale Üniversitesi’nde fotoğraf
eğitimi almış. Daha sonra Massachusetts’te fotoğraf sanatçısı ve foto
muhabiri Lionel Delevingne’in asistanlığını yapmış. 1988 yılında ABD Dışişleri
Bakanlığı’na girmiş ve diplomat olarak Washington’da ve Brezilya,
Danimarka, Hırvatistan’daki ABD büyükelçilikleri ve konsolosluklarında çalışmış
olup halen Türkiye’de görevli.
Serginin temelini, fotoğrafçının değişik mekanlarda ve değişik
zamanlarda çektiği fotoğraflardan yararlanarak bazı temaları aydınlatma
fikri oluşturmuş. Bu seksen fotoğraf, dörtlü tema guruplarından oluşan
yirmi fotoğraf kümesi formunda sergilenecekler.
Fotoğrafçı “Dört Köşe Olmak / Four Corner Being” başlıklı
sergisinde yer alacak fotoğraflarını şu sözleriyle anlatıyor:
“Altı yıl önce Zagreb’de sergi açmaya hazırlanırken, son yirmi yıl
içinde çektiğim fotoğraflarımın hepsini elden geçirmek gibi çok zevkli
bir çalışma yapmak fırsatını bulmuştum. İstanbul Fotoğraf Merkezi’nde
açılan bu son sergim için ise, daha yeni fotoğraflarımı tarayarak işe başlamıştım,
ama meğerse kataloglama ve çapraz referans denilen o iki tiryakiliğe kendimi
iyice kaptırmışım. İşte bu yüzden, fotoğraflarımın temaları arasında
aksıranlar, tıksıranlar, el sallayanlar, göz süzenler, yani bir biçimde
dikkatimi çekebilenler bu sergide kendilerine bir yer buldu.
Fotoğrafta doğrusal biçimler elde etmek için yuvarlak şekiller kullanırız.
Dairelerden ve ovallerden yararlanarak kareler ve dikdörtgenler yaratırız.
Peki neden?
Fotoğraf çekebilmek için ayın ve güneşin küreleri gerekir bize. Güneşin
ve ayın eliptik yörüngeleri mevsimleri belirler ve bize farklı doğal ışıklar
sağlar. Yapay ışık için kullandığımız ampuller ve tüpler de yine küresel
ve yuvarlaktır. Seçtiğimiz ışık, açık diyaframın oluşturduğu çemberden
ve merceğin yuvarlağından geçer. Ama ille de, göz yuvalarımıza yerleşmiş
o göz küreleri olmasaydı, bunların hiçbirinin önemi kalmazdı. Her
nedense, ister doğal, ister insan ürünü olsun bütün bu yuvarlaklıklara
karşın, gene de fotoğraflarımızı bastığımızda, onları mutlaka dört köşeli
yaparız.
Yanılıyorsam eğer, tarihçiler lütfen beni düzeltsinler, ama
daguerreotype’te ve 19. yüzyıl fotoğrafçılığında, portrelerde
dairelere ve ovallere daha çok rağbet yok muydu? Ve bu, cameo’ların benzer
işlevli “kalıcılığından” esinlenmiş olamaz mıydı? Bu eğilim bitti.
Bugün köşeleri olmayan bir fotoğrafı isteseniz de bulamazsınız. Belki de
düğün ve bebek fotoğrafları gibi, “kalıcılığı“ anımsatma istemini
yansıtan bazı formülcü fotoğraf türleri içinde rastlayabilirsiniz.
Ancak, bir fotoğraf türü vardır ki, yuvarlak formun uğruna doğrusalı
istisnasız feda etmiştir. Öyle bir tür ki, “kalıcılık“ kaygısını
en uç noktaya taşır. Sözünü ettiğim, mezar taşlarına yerleştirilen
madalyon biçimli fotoğraflardır.
Gördüğüm kadarıyla her yerde olduğu gibi, Türkiye’de de bu böyle.
Yeniköy’de bir mezarlığın karşısında mezar taşı satan Ahmet Bey’e
bunu sorduğumda, hiç duraksamadan “Kare yok“ yanıtını verdi. Yani mezar
taşında köşeli fotoğraf olmazmış.
Belli ki sadece ölüm gerçeği bize o çok sevdiğimiz dört köşeyi
unutturabiliyor. Zamanı durdurarak, zamanı esneterek, zamanı dondurarak ve
zamanı kandırarak bizleri mutlu etme görevlerinden, sadece ölüm gerçeği
karşısında azat ediyoruz fotoğraflarımızı.”
Bennett Lowenthal’in, İstanbul Fotoğraf Merkezi fotoğraf galerisindeki
“Dört Köşe Olmak / Four Corner Being“ başlıklı fotoğraf sergisindeki
zamandan çalınmış kareleri, 29 Mayıs 2004 tarihine kadar izlenebilecek.
Tarlabaşı Bulv. No: 272 Beyoğlu / İstanbul
Tel: 0212 238 11 60 Faks: 0212 238 83 71
www.istanbulfotografmerkezi.com
[email protected]
Arkitera
|