Ortaya Karışık
İstanbul baharı karşılarken sanat ortamı alabildiğine
devingen, alabildiğine coşkulu. Konserler, sergiler, sempozyumlar, festivaller
birbirini izliyor. Üretimin bu denli yoğun olmasını neye bağlayabiliriz? Türkiye'de
sanat üreticilerinin koşullarının değiştiği, yaratıcılara yeni
olanaklar sağlandığı iddia edilebilir mi? Hayır, tam tersine, bu koşulların
günden güne ağırlaşması söz konusu. Karşımızdaki bu zengin tabloyu
ancak sanatçılarımızın ve sanat etkinlikleri düzenleyen, bu etkinlikleri
destekleyen birkaç kuruluşun özverili çabaları ile açıklamak mümkün.
Aslında, doğrularla, yanlışların birbirine karıştığı bir ortam içinde
yaşıyoruz. Bir yandan Eurovision'u bir ulusal bayram gibi bağrımıza
basarken öte yandan art arda müzik festivalleri iptal ediliyor. ''Strictly
Mundial'' in ardından ''Atlas Müzik Günleri'' adlı etnik müzik festivali de
iptal ediliverdi. Büyük bir olasılıkla yeterli destek bulamadığı için...
Öte yandan, Babylon, İş Sanat, Yeni Melek, Lütfi Kırdar Kongre Merkezi, Aya
İrini gibi mekânlarda birbirinden ilginç konserler gerçekleşiyor. Son
haftalarda, Kazım Koyuncu 'dan Bülent Ortaçgil-Teoman ikilisine, Aynur Doğan
ve Moğollar 'a pek çok müzisyenimizi dinleme olanağı bulduk. Yunanistan'dan
( Glykeria ) Ermenistan'a ( Djivan Gasparyan ) usta müzisyenleri konuk ettik.
Roxy Müzik Günlerinde, Türkiye'nin dört bir yanından gelen genç müzisyenlerle
tanıştık. Armada'nın düzenlediği ''Hıdrellez Şenlikleri'' nde Makedonların
ünlü orkestrası ''Koçani Orkestar'' ı bir kez daha dinledik. Akbank'ın Cem
Mansur 'un sanat yönetmenliğinde düzenlediği ''İstanbul'da Erguvan Zamanı''
adlı müzik şenliğinde tarihin müzikle buluşmasına tanık olduk.
Yurtdışında birbirinden önemli projelere imza atan değerli müzik adamımız
Kudsi Erguner , ''İstanbul'da Erguvan Zamanı'' etkinliği çerçevesinde, İstanbul
müezzinleri ile Likurgos Angelopulos Bizans Korosu'nu bir araya getirdiği ''İlahi-Nağme''
adlı konserin ardından bu pazar da ''İstanbul'u Dinliyorum'' adlı bir konser
gerçekleştirecek. Aya İrini, bu kez de Türk ve Rum solistlerin seslendireceği
şarkılarla şenlenecek.
Yalnızca müzik mi? Öteki sanat dallarındaki etkinlikler de dur durak
bilmiyor. Arda Aydoğan 'ın yönetimindeki İstanbul Büyükşehir Belediyesi
Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda gerçekleşen ''Uluslararası Dans
Festivali'' nde izlediğimiz Fransız topluluğu ''Compagnie Fetes Galantes'' ,
sanat yönetmeni Cengiz Özek 'in gayreti ile her yıl daha da zenginleşen ''Ülker
Kukla Festivali'' nde izlediğimiz İtalyan ''Carlo Colla e Figli'' ve İspanyol
''Titiritran Tiyatrosu'' gibi önemli kukla topluluklarından sonra şimdi de İstanbul
Kültür ve Sanat Vakfı ''14. Uluslararası Tiyatro Festivali'' Sanat Yönetmeni
Dikmen Gürün 'ün bize sunacağı güzel sürprizleri bekliyoruz.
Diğer sanat dallarındaki etkinlikleri de ihmal etmeye gelmez. Tasarım alanında
yılın en önemli etkinliği olan ''İstanbul Grafik Sanatı Günleri'' sürerken
TÜRSAK'ın düzenlediği ''Çocuk Filmleri Festivali'' , ardından da ''Çevre
Filmleri Festivali'' başlıyor. Bugün başlayacak olan Portekiz Film Haftası
da İstanbul sanat ortamına yeni keşifler olanağı sağlıyor. Avrupa Kültür
Derneği'nin Mimar Sinan Üniversitesi'nde düzenlediği ''AB'ye Giriş Sürecinde
Düşte, Düşüncede ve Günlük Yaşamda Değişimler'' başlıklı konferans,
Yayıncılar Birliği'nin İstanbul Bilgi Üniversitesi işbirliği ile gerçekleştirdiği
''Türkiye Yayıncılık Kurultayı'' ve Talat Halman 'ın yönetiminde, Bilkent
Üniversitesi Türk Edebiyatı Merkezi'nin düzenlediği ''Ölümünün 50. Yılında
Sait Faik Sempozyumu'' geçen haftanın en önemli sanat etkinlikleri arasındaydı.
Dün başlayan ''Sponsorluk Sempozyumu'' da sanat ortamımızın yaşamsal
bir sorununa parmak basan bir etkinlikti. Bu listeye, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın
sinema sektörü temsilcilerinin katılımı ile düzenlediği ''Sinemanın
Sorunları ve Çözüm Önerileri'' başlıklı ikinci ''arama konferansı'' nı
da eklemem gerek. Kültür-sanat alanının sorunlarına ilişkin bu toplantılarda,
sanat dünyamızın ciddi sorunlarla karşı karşıya olduğu bir kez daha
vurgulandı. Devletin bu alanda neler yapabileceğini önümüzdeki haftaya bırakarak
bir saptamayla bu yazıyı noktalayalım. Eğer hâlâ bu denli yoğun bir üretimle
karşı karşıya isek, bunu en başta yaratıcıların inadına borçluyuz. Dün
gece, Yeni Melek'te saygıyla kucakladığımız edebiyatımızın ve sinemamızın
güçlü kalemi Vedat Türkali ve bugün anacağımız büyük tiyatro adamı
Vasıf Öngören bu inadın en güzel temsilcileri. Dilerim, onların adına düzenlenen
etkinlikler genç yaratıcılarımızın yüreğinde bir kıvılcım ateşlenmesine
neden olur.
Cumhuriyet - Vecdi Sayar
|