İstanbul ve Boğaziçi’
gün ışığına çıktı
İstanbul ile ilgili en kapsamlı
eserlerden biri olan İhtifalci Mehmed Ziya Bey’in “İstanbul ve Boğaziçi,
Bizans ve Osmanlı Medeniyetlerinin Ölümsüz Mirası” adlı kitabı, 76 yıl
sonra gün ışığına çıktı.
Dün Renault’un yetkili satıcısı Bika’nın Büyükçekmece’deki
tesislerinde Kültür ve Turizm Bakanı Erkan Mumcu’nun da katılımıyla basına
tanıtılan eser, İstanbul’un kapsamlı bir envanteri niteliğinde.
Harf İnkılabı’ndan bir süre önce Osmanlıca harflerle yayınlanan ve
bu tarihten sonra pek çok teşebbüse rağmen Latin harflerine çevrilemeyen
eser, Bika tarafından İstanbul’un fethinin 551. yılına armağan olarak hazırlandı.
İstanbul tarihine ilişkin Türkçe kaynaklar arasında Evliya Çelebi
Seyahatnamesi’nden sonra en değerli eserlerden biri olarak nitelendirilen “İstanbul
ve Boğaziçi”nin ilk cildi 1920’de Maarif-i Umumiye Nezareti, Telif ve Tercüme
Dairesi yayını olarak basılmıştı. Kitabın ikinci cildi ise Cumhuriyet döneminde
1928’de yayınlandı. Bu tarihlerde yeni harflere geçildiğinden dolayı
tamamlanmadan ‘yarım yamalak’ yayınlanan ikinci cildin içinde ‘içindekiler’
ve ‘dizin’ kısmı yoktu. 76 yıl sonra yapılan yeni baskıda bu
eksiklikler giderildi.
İstanbul’un tarihi hakkında en hacimli bilgileri veren yerli kaynak
niteliğindeki 700 sayfalık “İstanbul ve Boğaziçi”, kentin yaklaşık
2000 yıllık geçmişine ışık tutuyor. Bizans döneminden başlayarak
1920’lere kadar İstanbul’da yaşanan olayları, kentin kültürü,
mimarisi, mahalleleri, meşhur simaları, kentte dilden dile dolaşan efsaneleri
kaleme alan Mehmed Ziya Bey, öyle bir İstanbul anlatmış ki kentin
topografyasına yani engebeli yerlerine kadar eserde bilgi bulmak mümkün. Pek
çok eski resim, gravür ve fotoğrafla süslenen eserde her fotoğraf tarihî
birer belge özelliği taşıyor.
Kitabın yayınlanmasına en çok sevinen isimlerin başında İstanbul’un
kültür, mimari ve sanatına dair çalışmalarıyla tanınan Prof. Dr. Semavi
Eyice. “İstanbul ve Boğaziçi”nin yayınlanmasının tarihî bir olay olduğunu
söyleyen Eyice, “İstanbul’un tarihi ve eski eserleri için canla başla çalışmış
olan ve bugün hemen hemen unutulan bu insanın bu eserinin yayınlanması, hiç
değilse hatırasını anmak için bir vesile.” dedi. İstanbul’un tarihini
yazan, kentin mimarisinin ve kültürünün yok olmaması için hayatını
adayan bir insanın bugün unutulmuş olmasının üzücü olduğunu belirten
Eyice, Mehmed Ziya Bey’in Eyüp’teki Dedeler Mezarlığı’ndaki kabrinin
çok bakımsız halde bulunduğunu ve bu kabre de bir an önce el atılmasını
istedi. Mehmed Ziya Bey’in “İstanbul ve Boğaziçi” adlı eserinden başka,
İstanbul ile ilgili iki eseri daha bulunduğunu söyleyen Eyice, “Umarım
yazarın Kariye Camii Şerifi (1908) ve Yenikapı Mevlihanesi (1913) adlı
kitapları da hakkıyla yayınlanır.” dedi.
Darısı diğer kitaplarına
İstanbul tutkunu tarihçi İhtifalci Mehmed Ziya Bey, 1865 ile 1930 yılları
arasında yaşadı. “İhtifalci” lakabıyla tanınan Mehmed Ziya Bey, 20. yüzyılın
ilk çeyreğinde Türk tarihinin önemli olaylarının yıldönümlerinde ya da
yine Türk tarihinin önemli kişilerinin ölüm yıldönümlerinde ihtifaller,
yani anma törenleri düzenlemesi ve bu törenlerde konuşmalar yapmasıyla
biliniyor. “İhtifalci” lakabı da zaten bu yüzden Mehmed Ziya Bey’e
verilmiş.
Zaman - Abdullah Kılıç
|